İKSİR “ŞEHİR SENDROMU” ALİ AYTAÇ

Öncelikle Şairane Blogspot olarak şahsım ve siz sayfa takipçilerim adına Sayın Ali AYTAÇ'a teşekkürlerimle...
*
Ülkemizde 21 Temmuz 2010, Almanya’da ise 03 Şubat 2011 yılında kitapseverlerle buluşan İksir “Şehir Sendromu” Ali AYTAÇ tarafından kaleme alınmış olup, 15 yıllık bir fikir birikimi sonucu ortaya çıkan bir kitaptır. Kitap, beton yığınları arasına sıkışıp kalan hayatları, sıradanlaşan ve gün geçtikçe duygusuzlaşan insan ilişkilerini anlatmaka; şehir hayatı içerisinde zamanla yitirilen duygulara, insanların sırf hırsları uğruna kaybettiği değerlere yer vermekte…

Kitapla ilgili Düşünceler

“Manüskrisini büyük bir ilgiyle okuduğum “Das Elixier”i çok beğendim ve etkilendim.
Okuyucuya nasıl hitap edebileceğinizi ve ilgi uyandırabileceğinizi çok iyi bildiğiniz eserin daha ilk sayfalarında anlaşılıyor.
Eserde Almira’nın kendine sorduğu hayat ve hayatın anlamını siz heyecanlı, duygusal ve okuyucuda derin etkiler bırakan bir tarzda anlatıyorsunuz.
Ben çok derinden etkilendim ve anlatımınızın eşsiz bir okuma deneyimi olduğunu düşünüyorum.
Konu çok iyi seçilmiş, kelime seçimi, tarz ve cümle yapısı mükemmel olduğu için okuyucu olumlu tepki verecektir.
Okuyucu eserde kendini bulacaktır ve siz eşsiz bir tarzda günümüz sorunlarıyla nasıl başa çıkılabilineceğini bu eserde sergilemeyi başarmışsınız.”

Wagner Yayınevi
Hauke WAGNER - ALMANYA

*
Frankfurt Kitap Fuarı, Almanya ve/ya Avrupa ve Amerika’nın dahi en büyük fuarlarından...

“Eğer İksir’in sözleşmesini bizimle yaparsanız , İksir bizim Lektoratlar yoluyla ortak kararımız (editörler) 6 önde KİTAP olarak okuyucuya sunulacaktır.
Yani bu demek oluyor ki fuara 1000 yeni kitapla katılan yayınevi İksir’i ilk 6 kitap arasına alacağını söylüyor…

Agust Von Goethe Verlag ( Yayıncı)


***

Ali AYTAÇ Biyografi

Ali Aytaç, 1966 yılında Aydın’ın Karacasu ilçesinde zamanın izlerini taşıyan bir evde dünyaya geldi.
Yaşamın kendine has aktığı bir zaman diliminde renkli bir çocukluk dönemi geçirdi.
İlköğretim ve lise eğitimini Karacasu’da tamamladı.
Lisans eğitimi için Anadolu Üniversitesi İktisat Fakültesi’ni tercih etti. Kendisini hiçbir zaman bu bölüme ait hissetmedi.
90’lı yılların başında Almanya’da yaşamaya başladı. Tanıdığı kültürün dışındaki dilde, bilgi yığınında, iklimde vs. yaşamak düşünce sistemini pozitif yönde etkiledi.
Zamanının büyük çoğunluğunu Karacasu’da bulunan yayla evinde geçirmektedir. Roman için Hamburg-Karacasu arasında yoğun seyahat dönemi geçirdi.
Muhtelif konularda, Edebiyat dergilerinde çalışmaları yayınlandı.
Eserleri Almanca, Portekizce, Rusça, Felemenkçe, Japonca, İngilizce olmak üzere dünya üzerinde konuşulan birçok dile çevrildi ve hâlâ da çevrilmektedir.

İksir “Şehir Sendromu” ndan Kısa Bir Pasaj…

Güneş gökdelenlerin arasında kaybolurken , binaları turuncuya boyamıştı .
Gökyüzü lale tarlası gibi doyumsuz bir güzellikteydi.
Elbe Nehri’ne demir atmış gemilerin direklerine konaklayan kuşlar Ev ile İş arasında mekik dokurken şehir insanı neleri kaçırmıştı ?
Arzularına sahip olmak isterken kendini mi unutmuştu?
Neyi arar olmuştu ufuklarda ?
Almira’nın gözü duvardaki saate takıldı.İş dünyasının kozmopolit karmaşasından çıkmasına bir saatten az kalmıştı.
Günün büyük bölümünü ofisinde geçirirdi.
Yorgunluğunu azaltmak, nefes almak için ofisinin penceresinden seyre dalardı.
İnsanları izlemek kendini toplamasında ona yardımcı olurdu.
“Almira, daha işin bitmedi mi, çıkmıyor muyuz?” dedi, Maria.

****

Kitapla ilgili olarak sizlere verdiğim bu kısa bilgi ile birlikte İksir – “Şehir Sendromu” kitabının yazarı Sayın Ali AYTAÇ ile yapmış olduğum kısa röportajımı sizlerle paylaşmak istiyorum. Paylaşmadan önce de beni kırmadığı için kendisine teşekkür ediyor, saygılar sunuyorum…

-RÖPORTAJ-

Henüz kitabınızı okumayan biri olarak, sizinle birkaç yazışma neticesinde “İksir-Şehir Sendrom” u adlı kitabınızın varlığını öğrenmiş bulunmaktayım ve bu kitabınızda beton yığınları arasına sıkışıp kalan ruhların yani bizlerin, bir türlü kurtulmayı başaramadığı sendromdan söz ediyorsunuz anladığım kadarıyla…

Mehpare Öğüt
Öncelikle kitabınız ne zaman çıktı ? Bu kaçıncı kitabınız ?

Ali Aytaç
21 Temmuz 2010 yılında Türkiye de..3 Şubat 2011 Almanya da..İlk kitabım.

Mehpare Öğüt
Herkesin sorduğu bir soruyu ben de sormak istiyorum size. Yazmaya nasıl karar verdiniz. İlahi bir işaret mi yoksa uzun yıllarca yapmış olduğunuz gözlemler neticesinde birikimlerinizi insanlarla buluşturma düşüncesi miydi ?

Ali Aytaç
Hepsi :)
Mehpare Öğüt Yazarken en çok nasıl bir ruh haline bürünüyorsunuz ? Yani dünyaya olan bağınız da uzaklaşma mı yoksa yakınlaşmamı söz konusu ?

Ali Aytaç
Sürekli gözlemleyen biri olduğumdan , yıllardır biriktirdiklerimi , not aldıklarımı bir araya getiriyorum.Ruhani bir kişiliğim olduğundan sürekli bu halimi yazarken de muhazafa ediyorum.Ekstra bir değişim olmuyor.Dünyayı sürekli çocukluğumdan beri dışarıdan seyrederim zaten bir yabancı gibi.Zaten misafir de değil mi insanoğlu..Kalana rastladınız mı?Belki kalanlar eser bırakanlar ,Mevlana 700 küsur yaşında derim hep..Yaşıyor eserleriyle.Daha da zamanı uzatırsak , misal 100 bin yıl...Eserlerde kalıcı değil.Yaptıklarımızı da fazla abartmanın anlamı yok..İnsanoğlu dünyada bir hayal.

Mehpare Öğüt
Sizce şehir sendromu insanları çok mu yoruyor ? Yani ruhen insanlar oldukları kalıptan uzaklaşıyor mu dersiniz ?

Ali Aytaç
İnsan ezbere yaşıyor hele son zamanlarda..Ne nasıl oluyor, nereye gidiyoruz, gibisine düşünen gittikçe azalıyor.İnsan evvela Beden olmadığını anlamaya başlamalı, zorunlu boyut değiştirme dediğimiz olayı yaşamadan evvel.Düşünmek lazım evvela.Aksak şehirleşmesi de cabası.Köy ya da kent fark etmez..Bu söylediklerimiz hepimiz için geçerli..Önemli olan bu bilgilere ulaşabilmek insana bir şey öğretmeden , göstermeden ondan bir şey beklemek yanlış.?Bu bilgileri olabildiğince paylaşmalı, konuşmalı, tartışmalıyız..

Mehpare Öğüt
Sizinle yapılan bir röportajda “İksirin iki anlamı vardır. Uyuşturan ve uyandıran manası. Şehirlerin, düzensiz yaşamın sonucu insanları uyuttuğunu fark ettim. İksir uyandırsın istedim. Binlerce insan sokakta burun buruna yürüyor, fakat birbirlerine selam veren yok. Kalabalıklaştıkça daha sıcak, samimi içten olacağımıza daha da uzaklaşıyoruz. Biz böyle değildik olamayız da.”

Ali Aytaç
Bilgilenmek zorundayız ve bunları da çevremizle olabildiğince paylaşmalıyız.

Mehpare Öğüt
Yani insanlar bir nevi başkaları tarafından uyutuluyor farkında olmadan belki de bilerekten.Herkes çevrede ki tüm olaylara karşı uyumayı / uyutulmayı istiyor belki de görmemek, duymamak için olamaz mı ? Duyarsızlaşmak belki de insanların daha kolayına geliyordur, diyebilir miyiz !...

Ali Aytaç
İnsan bir şeye hemen alışır, alişkanlıklar bizi bağlar.Kim uyutuyor kim uyandırıyor buraya girmek istemiyorum.

Dış da düşman aramak kolaydır..Herkes evinin önünü süpürsün evvela..Kendimize dönmek zorundayız.

Mehpare Öğüt
Bunun suçlusu kim ? İnsanlar mı yoksa insanları bu hale getiren düzen mi ? Çünkü ben hala karar verebilmiş değilim bu konuda…

Ali Aytaç
Yarışmada nasıl birinci olunur? Çalışmakla..Çalışmakla..İnsanoğlu evvela kendini elestirmeyi ,yetersiz gormeyi bilmelidir.Uluslararası müsabakalarda ne kadar çalışırsan o kadar başarılı olur, derece alırsın, Yanılıyor muyum?
Eskiden atalarımiz antrenmalarını sıkı tutarmış.Şimdilerde onlar kelimesiyle tembelliğimize kılıf bulmaya çalışıyoruz.Spor müsabakası deyip geçmeyin, bizi yansıtıyor ayna misali...

Mehpare Öğüt
Bazen insanoğlu yaşadığı tüm olumsuzluklar içerisinde yaşama dair tüm enerjisini isteğini tüketiyor. Ve bazen dünya ile ilgili tüm bağlantısını kopartmaya dair gidebilecek, istenmeyen davranışlara başvuruyor.

Sizce dünyada yaşamak bir eziyet mi yoksa gerçek manada tadına varıldıktan sonra keyifli bir yer midir ?

Ali Aytaç
Niye eziyet olsun.Gerçekten akılcı yaklaşıyor muyuz dünyaya?Yoksa abartılarımızla, heveslerimizle, hırslarımızla mı yaklaşıyoruz..Birde geçmişten gelen yükleri atmayı öğrenmeliyiz.

Mehpare Öğüt
Kitabınız ile ilgili olarak okuyucu tepkileri ne yönde, biraz bahsedebilir misiniz?
Kitabı okurken ,roman içindeki konulara dalıp ta YEMEK , hatta Tencere yakan bayanlar var :)
Bunlar gerçek şaka değil..Bu sene İzinde TENCERE isteyen bir okuyucum çıktı :) O kişiye tencere alacağım söz verdim..

Mehpare Öğüt
Bundan sonra yeni bir kitap hazırlığı var mı düşüncenizde ? Varsa konu olarak biraz ipucu alabilir miyiz sizden ?

Ali Aytaç
Olmaz mı :) Kendime saklıyorum , eser bitmeden söylediğimde gerisi çok yavaş geliyor.
Zamanı geldiğinde çalışmamı ilk gönderdiğim kişilerden biri siz olacaksınız söz.

Sorularınız için çok çok teşekkürler...Sevgiyle kalın, Özde Biriz.

Mehpare Öğüt
Ali Bey, Uzaktan da olsa soru – cevap şeklinde ki bu kısa yazınsal röportajımda kendimce sorduğum sorulara verdiğiniz samimi yanıtlarınızdan dolayı çok teşekkürler ediyorum… Eminim ki en az benim kadar da sayfamın takipçileri sizi tanımaktan büyük bir keyif alacaktır.

Benim gibi herkesin de kitabınızı okumak için büyük bir sabırsızlık göstereceği kanaatiyle size saygı ve şükranlarımı sunuyorum…

Bu arada bana taslak olarak göndermiş olduğunuz kitabınızı okumaya başladığımı da bilmenizi isterim… Ayrıca dilinizin sade, akıcı ve okuyucuyu yormayan kelimelerin kullanımı da kitabı severek okumayı kolaylaştırmakta…


Kitabı online olarak bulabileceğiniz satış noktaları

D&R
Kanes Yayınları
Kitap Yurdu
İlk Nokta
İdefix

Kaleminizin daim olması dileklerimle,,,
Saygı ve Teşekkürlerimle…

Mehpare ÖĞÜT




0 Comments: