ANLAMLI YAZILAR etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
ANLAMLI YAZILAR etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster


Hayat dermiş ki;
Sevdiğin insanda arayacağın ilk şey iyi niyet olmalıdır.O yoksa başa özelliklerinin anlamı kalmayacaktır

Hayat dermiş ki;
Dost dediğin sadece kötü gününde yanında olan değildir,aynı zamanda sevincine de en az senin kadar sevinebilendir

Hayat dermiş ki;
Başarmak için sıradan olandan ayrılmak zorundasın.Bırak insanların karşı duruşunu,doğru bildiğine sarıl ısrarla

Hayat dermiş ki;
Daha önce görmediğin biriyle karşılaştığında ilk dakikalara dikkat et.O insanın pozitif yada negatif enerji veren biri olduğunu anlayacaksın

Hayat dermiş ki;
Yaptığın seçimlerden dolayı başın derde girerse eğer,ilk suçlaman gereken kişi sensin.Sızlanmak ve başkalarını suçlamak yerine,hatanı bulmaya çalış

Hayat dermiş ki;
Bir yıkımla karşılaştığında yas tutma.O yıkımı,ne yap et öğretmenin haline getir

Hayat dermiş ki;
Hayvan sevmeyen insanlardan uzak dur.Doğal ve güzel olanı sevemez onlar çünkü.

Hayat dermiş ki;
İnsanlara kendini defalarca anlatmak zorunda kalma.Ya oradan ayrıl yada bildiğini oku

Hayat dermiş ki;
Hedeflerin konusunda kararlı ol.Engelleri düşünme.Ya bir yol bul,ya bir yol aç.

Hayat dermiş ki;
İçgüdülerinin sesine çok iyi kulak ver.Unutma ki,onca hayvan türü onlar sayesinde varlığını sürdürüyor miliyonlarca yıldan beri

Hayat dermiş ki;
Kendini saygın bir birey haline getir.Aksi taktirde,boşuna beklersin başkalarının sana saygı duymasını

Hayat dermiş ki;

Başına bir şey geldiğinde,neden başkalarının değil de benim başıma geldi bu iş diye sızlanma,durduğun yere bak..

Sunay AKIN



O bayram bana ayakkabı almaya karar verdiler.
Hazır ayakkabı satan mağaza yoktu şehirde. Tek ayakkabı yapan
dükkanında ayakkabıcı çıplak ayağımı bir kartonun üzerine koydu, iyice
basmamı
söyledikten sonra ağzındaki kurşun kalemi eline alıp ayağımın
çevresini çizdi.
O ayağımın çizildiği karton benim ayakkabı numaramdı.
Günlerce yeni ayakkabılarımın hayalini kurdum. Babamın anlattığına
göre ayakkabılarım siyah ve bağcıklı olacaktı.
Kapının her çalınışında koştum.
Ayakkabılarım bayramdan bir gün önce geldi, siyah-bağcıklı.
O gün onları giymedim. Bayram gecesi yatağımın altına yerleştirdim
yeni ayakkabılarımı.
Arada bir kalkıp kutusundan çıkartıyor, yere koyuyor, yukarıdan,
yandan, önden bakıp duruyordum. Parlak ve yuvarlak burnunu gecenin
karanlığında kim bilir kaç kez okşadım.
Uyku girmedi gözüme.
Sabahleyin ev ahalisi kalktığında, ayakkabı kutusu kucağımda
sandalyede oturuyordum ben.

Ayakkabımı babam giydirdi.

Ayağıma olmamıştı ayakkabılarım, dardı ve canımı yakmıştı.

Ama bunu babama söylemedim. O "Sıkıyor mu?" diye sordukça "Hayır"
yanıtını veriyordum. "Dar, ayağımı acıtıyor" desem, geri gidecekti
ayakkabılarım ve ayakkabıcının hemen bir yeni ayakkabı yapması
olanaksızdı.

O bayram sabahı canım yana yana yürüdüm.
Bir süre sonra acı dayanılmaz oldu.

Dişimi sıktım.

Topalladım.

Soranlara "Dizimi vurdum" dedim, ama ayakkabılarımın ayağımı sıktığını
kimseye söylemedim.

Doğrusunu isterseniz yaşam da dar ayakkabıyla yürümektir.

Kimi zaman dar bir maaş, kimi zaman sevimsiz bir iş...

Kimi zaman bir mekan dar ayakkabı olur bize, kimi zaman bir çevre,
kimi zaman bir sokak, ya da bir şehir...

Kimi zaman dostluklar, arkadaşlıklar, beraberlikler bir dar ayakkabıya
dönüşür. Kimi zaman zamandır dar ayakkabı, geçmek bilmez.

Kimi zaman zenginlik, kimi zaman başınızı koyduğunuz yastık...

Canınız yanar.

Topallaya topallaya gidersiniz.

Sonradan öğrendim yaşamın dar ayakkabıyla yürüme sanatı olduğunu...


Üstün DÖKMEN İle Küçük Şeyler…