GÜZİN ABLA etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
GÜZİN ABLA etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster




2006’da vefat eden Gazeteci Güzin Sayar, yıllar önce Saklambaç gazetesindeki “Feride” adlı dertleşme köşesinin adını “Güzin Abla Dertlerinizle Baş başa” olarak değiştirdi…Öyle bir ilgi gördü ki bu sayfa…Yalnız kalplerin dert ortağı oldu Güzin Sayar…Onların sorunlarına çözüm bulmaya çalıştı…Yol gösterdi…Hataları varsa uyardı…Yeri geldi kızdı, sanal da olsa kulaklarını çekti, onların…Güzin Sayar’a öylesine gönül verdi ki okurlar, 16 Temmuz 2006 tarihinde aramızdan ayrılmasına rağmen beğeni toplayan köşesi kapatılmadı…Güzin Sayar’ın kızı Feyza Algan’ın devraldığı köşe, aynı konseptte bugün de devam ediyor...Köşenin adı da değişmedi…Yine Güzin abla…Öyle anlaşılıyor ki sorunlar da değişmedi…Üç aşağı beş yukarı aynı sorunlar…Ancak eş cinselliğin, uyuşturucu bağımlılığının kaynaklık yaptığı yeni sorunlar da dile getirilmeye başlandı bu köşede…

Gönderildiği söylenen mektuplar gerçek midir? Kurgulanmış mıdır? Hep merak etmişimdir…Öyle düzgün ifadeler içeriyor ki mektupla anlatılanlar, sorunu yaşadığını söyleyen kişinin bunu yazamayacağını düşünüyorsunuz…Ya da bu mektuplar, ifade bozuklukları düzeltildikten sonra yayınlanıyor…Ben ikinci olasılığı daha güçlü görüyorum…Yani bu mektuplar, düzeltmeler yapıldıktan sonra okurlara sunuluyor...Sorunlar da ilginç…”Sevgilisi, aşık olduğum genci sürekli üzüyor, hırpalıyor…”, ” Bir erkek sürücünün tacizine uğradım…”,” Ben eşime aşığım, eşim ise başka bir kadına…”,”Lezbiyen olmak istemiyorum…”,”Görücü usulüyle evlendim zamanla severim sandım…”,” Eşim bana inat kumar oynadığını söylüyor…” bu ve buna benzer sorunlara çözüm aranıyor, Güzin Abla köşesinde…

Sevgili dostlar!..Hiç düşündünüz mü?..Kimler bu köşeye mektup gönderip sorunlarına çözüm arar diye?..Anne-babasıyla kişisel sorunlarını paylaşamayanlar, ruhsal ve cinsel açıdan bilgi eksikliği olanlar, internet ve onun olanaklarından habersiz olanlar, psikolojik ve cinsel sorunlarına çare arayabilecekleri doktora gitme olanakları olmayanlar ya da bir şekilde götürülmeyenler çareyi bu köşelerdeki yazarlarda arıyorlar…Onu da sonra nasıl okuyabildiklerini merak ediyorum doğrusu…Öyle sorunlar ortaya konuluyor ki bu köşede…Ağzınız bir karış açık kalıyor…Bu nasıl olabilir diye…Üzülüyorum…En güzel yılları heba olan gençlerimize…Bazı sorunlar da abartılıyor mu yoksa cahillikten mi bilmiyorum…”Yok artık!..” dedirtecek türden…Eğer bunlar doğru ise ne oldu bizim toplumun ahlâk anlayışına diyerek hayıflanıyorsunuz…

Bir soruna beraber bakalım…Mektupta olay şöyle anlatılıyor: “Eşim geçen yıl, aramızda hiçbir problem yokken, benden boşanmak istediğini açıkladı… İlk aşkını yeniden bulmuş, tekrar görüşmeye başlamışlar, ona hâlâ aşıkmış...Bana karşı dürüst davrandığını, kalbi onunlayken evliliğimize devam edip beni kandırmak istemediğini söyledi…Aslında görüştüğü o kadın da evli, iki çocuğu var ve eşinden boşanmak üzere…Bunları duyunca o kadına ulaştım… Birkaç kez görüştük.. Ona eşimi kötü biri olarak tanıttım; çok içki içtiğini ve beni sürekli dövdüğünü söyledim… En önemlisi de, “Sen ilk değilsin, beni defalarca aldattı” dedim…Eşim inkâr etmesine rağmen kadın bana inandı… Çok tartıştılar ve kadın sonunda bıraktı eşimi…Ayrıldıklarını bilmeme rağmen, tekrar bir araya gelmemelerini garantiye almak için kadının eşini de arayıp her şeyi anlattım… Adam duyduklarından sonra kadını ev hapsine aldı…O zamandan beri eşim içine kapanık biri olup çıktı… Şu anda evde iki yabancı gibiyiz.. Bunu dile getirmiyor; ama benden nefret ettiğini hissediyorum…Ben genç bir kadınım, bir yandan ömrümü bu şekilde geçirmek istemiyorum, bir yandan da boşandığım anda eşimin o kadına gideceğini, evleneceklerini bildiğim için dayanmaya çalışıyorum... Bu durumu kabullenemiyorum, “Benim ne suçum vardı?” diye isyan ediyorum… Üstelik eşimi hâlâ seviyorum… Tavsiyelerinize çok ihtiyacım var…”

Bu kişiye ne tavsiye edilebilir…Yapacağını yapmış zaten…Güzin Abla köşesinde yanıtları ben vermeyi istemezdim…Ama Feyza Algan, annesinden edindiği deneyimle güzel güzel yanıtlar veriyor…Kolay gibi görünen zor bir iş…

Herkesin bir Güzin Ablası vardır mutlaka…Olmayan da ne yapsın, mektup yazıyor…Keşke onların da sorunlarını anlatabilecekleri bir dostu olsaydı…Dertleşebilseydi…Birlikte değerlendirme yapabilselerdi…Keşke…


Asım ERDOĞAN