UMUT etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
UMUT etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

Muhammed ÖZCAN'a ait olan "Bana Aşk-ı Anlat" adlı bu şiirde SMULE üzerinden kendi sesimden naçizane yorumladım.
Beğenmeniz dileğiyle,,,



Bana hayatı anlat
Yaşayabilmeyi
Umutlardan bahset bu gece
Hayallerden
Her şeyin ne kadar güzel yaratıldığından
Bu gece pişmanlıklar olmasın
Kırgınlıklar,
Sönmüş umutlar, yıkılmış hayaller olmasın
Bana biraz beni anlat bu gece
Öfkemi al, unuttur yaşanılanları
Buğulu bakmasın gözlerim
Sevdalı bakmayı öğret bana
Hadi inandır gözlerimi gözlerine
Bana mutluluğu anlat
Ağlamamayı öğretmeyi gözlerime
Oyunlardan bahset bu gece
Çocukluklardan
Her şeyin ne kadar saf ve temiz yaratıldığından
Bu gece kirli hiç birşey olmasın
Kin, nefret, ahlar, beddualar olmasın
Ve pişmanlıklar…
Bana biraz beni anlat bu gece
Nefretimi al, unuttur yaşadıklarımı
Boş bakmasın gözlerim
Doldur tüm benliğinle
Bana biraz seni biraz beni anlat bu gece…




Umudumuz olsun…
Sığmasın yere göğe
Hayallerimiz olsun gerçekleşmese bile
Çünkü her şeye rağmen
Yaşamaya değer hayat
Sevdiklerinizle…

Mehpare ÖĞÜT ŞENGÜL



Şu dört duvar arasına sıkışıp kalmış ruhumu
Teslim edemiyorum hiç kimseye…
Oysa ki gitme telaşında bir yürek
Geç kaldım biliyorum sevdaların mevsimine
Olsun yine de…
Olsun belki de yakındır gelecek
Gelecek vardır bir yerlerden
Kim bilir…
Kim bilir hangi kentten
Hangi sevda çıkacak yolumun üzerine.
Sevdanın hangi rengini tanıyacağım
Hangi ellerde ısınacağım
Kimin omzunda sabahlayıp
Hangi gözlerden seyredeceğim dünyayı
Ve hangi şarkının melodisi olacağım
Kim bilir…
Belki de;
Yaralı bir yüreği avutacağım son deminde
Belki masallardaki kuşların adına ben yazacağım bu hikayeyi de
Kara kışa teslim olacağım ya da baharı müjdeleyeceğim bir yüreğe
Belki, belki de bir düşünce sadece
Belki de güzel bir rüyadır gördüğüm uyumadan önce
Ya da boş ver, her neyse…

Mehpare ÖĞÜT

2013



“Her sevginin başlangıcı ve süreci, o sevginin bitişinin getireceği boşluk ve yalnızlık ile dolu. Belirsizlikler arasında belirlemeye çalıştığımız yaşam gibi. Sevgi isteği, kendi kendine yaşamı kanıtlama isteği kadar büyük. Belki kendilerine yaşamı kanıtlamaya gerek duymayan insanlar, sevgileri de derinliğine duymadan, acıya dönüştürmeden yaşayıp gidiyorlar. Ya da sevgiyi sevgi, beraberliği beraberlik, ayrılığı ayrılık, yaşamı yaşam, ölümü ölüm olarak yaşıyorlar. Oysa yaşam ölümle, ölüm yaşamla tanımlı. Ama sen. Senin için her beraberlik ayrılış, her ayrılış beraberlik, sevgi sevgisizlik, duyum duyumsuzluğun başladığı an. Birisinin teniyle yan yana olmak, kendi varoluşumu unutmak mı. Ya da daha derin algılamak mı. Kendi varoluşum. Her varoluş kendisiyle birlikte ölümü getirmiyor mu.”

― Tezer Özlü, Yaşamın Ucuna Yolculuk