Kışın gri örtüsü yavaş yavaş kalkıyor. Günler uzuyor, yayılan ışık biraz daha sıcak vuruyor tenimize. Sabahları havada hafif bir serinlik olsa da, güneş yükseldikçe içimizi ısıtan o özgün sıcaklığı yeniden kendini hissettiriyor. Ağaçların dallarında minik tomurcuklar oluşmaya başladı bile. Rüzgârın taşıdığı koku değişti; toprak daha canlı, yağmurlar daha yumuşak artık, gökyüzü daha mavi.
Her bahar, dünyanın yeniden doğuşuna tanıklık etmektir. Bir sabah, penceresi açıldığında ilk kuş sesi, kışın bitmekte olduğunu haber veren bir haberdir. Karların yerinde saklanan kökler artık uyanıyor, doğanın depolanan bağrına düşen her tohum filizlenmeye hazırlanıyor. Doğa, kendi kendini tamamlayarak yeniden hayata dönüyor.
İnsan, baharı yalnızca doğada değil, içinde de yaşar. Kendi baharına yürür insan; umutlarını sulayarak, düşlerini yeşerterek. İçindeki kışları bahara çevirmek için çabalayarak… Dalların yeniden tomurcuklanması gibi ruh da yenilenir, kırılan yanlarımız iyileşir, taze sıcaklıklarla içimizde bir bir çiçekleri açar.
Her bahar, yeniden...
Bahara doğru...
Yeni umutlarla birlikte.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Yorumunuz İçin Teşekkürler Ediyorum