EFSANE AŞKLAR…


AFRODİT İLE (VENÜS) ÇOBAN ANAHİS

Mitolojiye uzanırsak önce aşk ve güzellik ilahı Afrodit ile (Venüs) çoban Anahis'in aşkı akla geliyor. Efsaneye göre de Truvalı çobanın ve ondan sonra gelen bütün çobanların yanık kavalları hep bu aşkı fısıldamış.


HELOİSE İLE ABELARD

Paris'te 1101 de doğan Heloise ile ondan 22 yıl önce Nantes'te dünyaya gelen Abelard'ın ilişkisi sonucunda edebiyat tarihi en ünlü aşk mektuplarını kazandı.


DANTE ALİGHİERİ İLE BEATRİCE


1200'lü yılların başında ünlü İtalyan şairi Dante Alighieri henüz 9 yaşındayken ilk kez gördüğü Beatrice'yi ömrü boyunca sevdi. Dante onu üne kavuşturan en büyük eseri 'Commedia Divina'yı büyük aşkı için yazdı.


ŞEKER AHMET PAŞA İLE KAYA

Padişah 4. Mehmet'in en küçük kızı güzeller güzeli Kaya daha gencecik bir kızken Şeker Ahmet Paşa ile evlendirildi. Hülyalarının sahibini bekleyen Kaya karşısında gür sakallı bir ihtiyar görünce çılgına döndü ve tam yedi sene kendisini Paşa'ya teslim etmedi. Yedi sene gecikmeyle gelen birleşme Kaya'nın ruhunda fırtınalar koparttı ve kocası Şeker Ahmet Paşa'ya çılgınca aşık oldu. Kızı dünyaya geldiği zaman ise aşkı zirveye ulaştı. 27 yaşında ikinci çocuğunu doğururken ölmesiyle sona erdi ama bu müthiş aşk yıllarca dilden dile dolaştı.



NAPOLYON İLE JOSEPHİNE


Fransa İmparatoru Napolyon henüz 27 yaşındayken kendinden beş yaş büyük olan dul Josephine'i görür görmez aşık oldu. Josephine ise eğlenceyi seven bir kadın olduğu için ülkeleri dize getiren Napolyon'u hep küçümsedi. Napolyon'un Josephine karşı duyduğu bitip tükenmeyen sevgi karısının kusurlarını görmesine de engel oldu. Ondan boşandıktan sonra bu sevgiyi söküp atmak pek kolay olmadı ama karşısına Emilie çıkınca kalbi yine çarpmaya başladı. Üstelik bu aşk Josephine ile olduğu gibi tek değil çift taraflıydı.


KANUNİ SULTAN SÜLEYMAN İLE HÜRREM SULTAN

Ülkeler fatihi Kanuni Sultan Süleyman'ın gönlünü de Rus asıllı Hürrem Sultan fethetti. Hürrem Sultan'ın Muhteşem Süleyman'a hakimiyeti sevgili kocasının kolları ve gözyaşları arasında ölmesine kadar devam etti. Aşk mı? Onu da bir tek Kanuni hissetti.



8. EDWARD İLE WALLİS SİMPSON

Yıl 11 Aralık 1936; radyoların başında oturan milyonlarca kişi İngiltere Kralı 8. Edward'ın deli gibi aşık olduğu Amerikalı Wallis Simpson ile evlenmek için tahtan indiğini heyecanlı ama kararlı bir ifadeyle duyurdu. İki kez evlenip boşanmış bir kadınla beraber olabilmek için krallığı bırakan Edward 20. yüzyılda aşk için tahtını bırakabileceğini gösterdi.


ALBAY JUAN PERON İLE EVA DUARTE

Arjantin'in eski Devlet Başkanı Albay Juan Peron kendinden 25 yaş küçük olan oyuncu Eva Duarte ile tanışınca hayatı değişti. Birbirlerine çılgınca aşık oldular ama Peron'un ünü ve politik başarısı bir oyuncuyla evli olduğu için çok zedelendi. Genç yaşta kansere yakalanan Eva Peron öldü ama tutkulu aşk kitaplara filmlere hep konu oldu.



PRENS RAİNER İLE GRACE KELLY

Monako Prensi 3. Rainer gerçek bir prensti. Güzeller güzeli Grace Kelly ise gerçek bir Hollywood yıldızı. 1956'da başlayan evlilikleri 1982'de Kelly'nin bir otomobil kazasında hayata veda etmesiyle sona erdi. Eşinin ruhunun sarayın her köşesinde hissedildiğini söyleyen Prens Rainer ise bir daha evlenmedi.


LİZ TAYLOR İLE RİCHARD BURTON

Liz Taylor ve Richard Burton "Kleopatra" filminin setinde tanıştı. Birbirlerine delicesine aşık olunca eşlerinden ayrılıp evlendiler. 22 yıl boyuncu bir dargın bir barışık yaşayan çift 1984'te Burton'un zamansız ölümüyle ayrıldı.

BEATLES JOHN LENNON İLE YOKO ONA

Efsanevi Beatles grubunun solisti John Lennon Japon sanatçı Yoko Ona'ya aşık olup evlenince grup dağıldı. Milyonlarca Beatles hayranı Yoko'yu "Japon Cadısı" olark lanetledi. Bu delicesine tutku 1980'de bir fanatiğin namlusundan çıkan kurşunlara hedef olan Lennon'un ölümüyle noktalandı.

SALVADOR DALİ İLE GALA

Salvador Dali ile tanışıp sınırsız bir aşka sürüklenen Rus ressam Gala severek evlendiği eşiyle çocuğunu bırakıp çılgın ressama koştu. Dali ile çılgınlıklarla dolu 50 yıl geçiren Gala bu aşktan da hiçbir zaman pişmanlık duymadı.


ASUMAN İLE ZEYCAN


Ayni elmadan yiyerek çocuk sahibi olan iki ana babanin biri kiz biri erkek çocuklari arasindaki aski anlatan Türk halk öyküsü. Erzincan beyi Kaleli Bey ile kahyasi Dervis Ahmet"in çocuklari olmamaktadir. Bey ve kahyasi kilik degistirerek geziye çikarlar. Bir yaylada karsilastiklari bir dervisin verdigi elmayi esleriyle birlikte yiyen babalar çocuk sahibi olurlar. Beyin kizi kahyanin oglu olmustur. Dervis kizin adini Zeycan oglanin adini da Asuman koyar onlarin birbirleriyle besik kertmesi nisanli olduklarini büyüdükleri zaman evlendirilmelerini söyler. Çocuklar büyüyünce birbirlerini severler ancak Zeycan"in annesi Kaleleli Bey"i etkileyerek iki gencin evlenmesini engeller. Asuman ve Zeycan düslerinde bade içerek asiklik gücü kazanmislar saz çalarak deyisler söylemeye baslamislardir. Asuman kilik degistirerek beyin huzuruna çikar ve ondan atismak için asik ister. Kaleli Bey Asuman"in karsisina asik olarak kendi kizini çikartir. Bu atismada kaybeden kazananin kölesi olacaktir. Iki sevgili arasindaki sazli sözlü mücadeleyi Asuman kazanir. Ama Kaleli Bey sözünde durmadigi gibi Asuman"i da öldürtmek ister. Sevgilisinin yardimiyla kaçip kurtulan Asuman Basra"ya gider bir kahvede asiklik yapmaya baslar. Asiklikta gösterdigi basari Basrali asiklarca kiskanildigi için bir kuyuya atilan Asuman"i dügünde elinden bade içerek asik oldugu dervis kurtarir Erzincan"a getirir


ARZU İLE KAMBER

Birbirlerini kardeş sanarak büyüyen iki gencin asklarini anlatan ve 17. yüzyilda ortaya çiktigi sanilan Türk halk öyküsü. Konusu söyledir: Bir kervan yolda eskiya baskinina ugrar. Baskindan yalniz küçük bir erkek çocugu sag olarak kurtulur. Bir aile tarafindan evlatlik olarak alinan çocuga Kanber adi verilir. Bir süre sonra bu ailenin bir kiz çocugu olur adini Arzu koyarlar. Iki çocuk birbirlerini kardeş sanarak büyürler. Bir süre sonra aralarında ilgi veyakınlık başlar. Kardeş olmadiklarını ögrenince de evlenmek isterler. Arzu"nun annesi bu evlilige karsi çıkar ve kızını zengin bir tüccarla evlendirir. Ama adam kisa bir süre sonra ölür.Arzu ile kanber evlenmek için yeniden uığrasırlarsa da anne engel olur. Asıklar bir rastlantı sonucu birbirlerini bulurlar. Kavusmanin heyecaniyla ikisi de bayilir. Sürekli olarak kızını izleyen kötü yürekli anne onlari gene ayırmak ister ama gençlerin çevresi su ile kaplandigindan yanlarina ulasamaz. Az sonra iki sevgilinin gögüslerinden birer güvercin çikarak uçar ve böylece ikisi de orada can verirler


KEREM İLE ASLI

Kerem ile Aslı'nın aşkları asırlardır hiç tükenmedi.
Anonim halk hikayesi. XII. Yüzyilda tesekkül ettigi yorumlanan Kerem ile Asli hikayesi anonim halk hikayelerimizin karakteristik özelliklerini tasir. Hikaye kahramani Asik Kerem Asli isimli bir Ermeni kizina asik olur. Onu kendisinden kaçiranlarin ardindan arkadasi Sofu ile saz çalarak türkü söyleyerek diyar diyar dolasir. Büyük bir askin ugrunda ne ölçüde fedakarlik yapilacak bir kuvvet oldugunu isaret eder. Zorlu macerasinin sonunda Haleb"de Asli"ya kavusan Kerem tam onunla evlenecekken bir kesis büyüsüne kurban gider. Bir büyü ile tutusup yanar kül olur. Bu külün kivilcimi ile saçlarindan tutusarak ayni akibete ugrayan Asli ile ancak cennette bulusurlar...



LEYLA İLE MECNUN

Mecnun bir kabile reisinin dualar ve adaklarla dünyaya gelmiş olan Kays adlı oğludur. Okulda bir başka kabile reisinin kızı olan Leyla ile tanışır. Bu iki genç birbirlerine aşık olurlar. Okulda başlayıp gittikçe alevlenen bu macerayı Leyla nın annesi öğrenir.
Kızının bu durumuna kızan annesi kızına çıkışır ve bir daha okula göndermez.Kays okulda Leyla yı göremeyince üzüntüden çılgına döner başını alıp çöllere gider ve Mecnun diye anılmaya başlar.
Mecnun un babası oğlunu bu durumdan kurtarmak için Leyla yı isterse de Mecnun (deli çılgın) oldu diye Leyla yı vermezler. Leyla evden kaçarak Mecnun u çölde bulur.
Halbuki o çölde âhular ceylanlar ve kuşlarla arkadaşlık etmektedir ve mecâzî aşktan ilâhî aşka yükselmiştir. Bu sebeple Leylâ yı tanımaz.
Babası Mecnûn u iyileşmesi için Kâbe ye götürür. Duâların kabul olduğu bu yerde Mecnûn kendisindeki aşkını daha da arttırması için Allahü Tealâya duâ eder:

"Ya Rab belâ-yı aşk ile kıl âşinâ beni
Bir dem belâ-yı aşkdan etme cüdâ beni."

Duâsı neticesi aşkı daha da çoğalır ve bütün vaktini çöllerde geçirmeye başlar.
Diğer tarafta ise Leylâ da aşk ıstırabı içindedir. Bir zaman sonra âilesi Leylâ yı İbn-i Selâm isimli zengin ve îtibârlı birine verir. Ancak Leylâ kendisini bir perinin sevdiğini ve eğer kendisine dokunursa ikisinin de mahvolacağını söyleyerek İbn-i Selâm ı vuslatından uzak tutmayı başarır.

Mecnûn çölde Leylâ nın evlendiğini arkadaşı Zeyd den işitince çok üzülür. Leylâ ya acı bir sitem mektubu gönderir. Leylâ da durumunu bir mektupla Mecnûn a anlatır.Kendisini anlamadığından dolayı o da sitem eder.Bir müddet sonra Mecnûn un âhı tutarak İbn-i Selâm ölür. Leylâ baba evine döner.
Bir çok tereddütten sonra her şeyi göze alarak Mecnûn u çölde aramaya başlar. Fakat Mecnûn dünyadan elini eteğini çekmiş ilâhî aşk yüzünden Leylâ nın maddî varlığını unutmuştur. Leylâ çölde Mecnûn u bulduğu hâlde Mecnûn onu tanımaz.
Leylâ onun erdiğini anlarsa da yine onsuz yaşayamaz. Hastalanıp yataklara düşer. Kısa zaman sonra da ölür. Mecnûn Leylâ nın ölüm haberini öğrenir. Gelip mezarını kucaklar ağlayıp inler;

"Ya Rab manâ cism ü cân gerekmez
Cânânsuz cihân gerekmez."
Der kabri kucaklayarak ölür.

Bir müddet sonra Mecnûn un sâdık arkadaşı Zeyd rüyasında Cennet bahçelerinde birbiriyle buluşmuş iki mesut sevgili görür. Bunlar kimdir? diye sorunca derler ki:

"Bunlar Mecnûn ile onun vefalı sevgilisi Leylâ dır. Aşk yoluna girip temiz öldükleri aşklarını dünya hevesleriyle kirletmedikleri için burada buluştular."

1 Comments:

Adsız dedi ki...

Bu güzel öykülerden sonra düşünüyorumda bunlar gerçekmiydi.Aşk varmıydı yada öylemi sanmışlardı?Ama öyküler güzel.