GÖZ ÇUKURU - Ş A İ R A N E
“Biliyorsun ben hangi şehirdeysem Yalnızlığın başkenti orası.” – Cemal Süreya “Yaşamak değil, Beni bu telaş öldürecek…” – Özdemir Asaf “Ah, kimselerin vakti yok Durup ince şeyleri anlamaya.” – Gülten Akın “Cıvıl cıvıldı gözleri Yeni dağılmış bir ilkokul gibi.” – Can Yücel “Duyguluysan işin zor, Yaşamda yeniksindir.” – Özdemir Asaf “İçim hem kimsesizdi hem kalabalık.” – Edip Cansever “Hüznümle vedalaşmayı bana öğretmediler.” – Gülten Akın “Dönmeyeceğimiz bir yer beğen, Başka türlüsü güç.” – Turgut Uyar “Vasiyetimdir: Dalgınlığınıza gelmek istiyorum Ve kaybolmak o dalgınlıkta.” – Didem Madak “İçime gene Yolculuk mu düştü, nedir?” – Orhan Veli “uçurumlar var uçurumlar diyorum ben insanla insan arasında kendiyle kendi arasında.” – Nilgün Marmara “Sen ki saçından tırnağına kadar Bir hürriyete bedelsin.” – Turgut Uyar “Bir buluşma yeridir şimdi hüzünlerimiz.” – Edip Cansever “Bütün renkler aynı hızda kirleniyordu, Birinciliği beyaza verdiler.” – Özdemir Asaf

Bu Blogda Ara

05 Şubat 2009

GÖZ ÇUKURU


Halinden yoksul olduğu anlaşılan bir adam,deniz kenarında oltayla
balık tutuyordu.Tesadüfen oradan geçmekte olan ülkenin
padişahı bu
gariban adamla ilgilendi ve ona.

-"Oltana ben burada iken ilk takılan şey ne olursa sana onun
ağırlığınca altın vereceğim," dedi.

Biraz sonra oltaya takıla takıla ortası delik bir kemik
takıldı.Hükümdar balıkçıya,

-"Ne yapalım,şansın bu kadar,oltana ağır bir şey takılmadı"
diyerek
alıp sarayına götürdü.

Saraya varınca adamlarına,balıkçıya elindeki kemiğin
ağırlığınca altın
vermelerini emretti.Kemiği terazinin kefesine koydular,öbür
kefesine
de altın koymaya başladılar.Beş,on ,yirmi,elli diyerek altınları
koydular ama kemik yerinden oynamıyordu.Görünüşte dört beş
altını zor
tartar göründüğü halde,tahminlerin on milli üzerinde altın
koydular
kemik bana mısın demedi.Altını doldurmaya devam ettiler,terazinin
kefesi doldu taştı ama kemik tarafı yerinden
kımıldamıyordu.Bunda bir
sır olduğunu anladılar.

Bir bilgeyi çağırıp bu sırrın ne olduğunu sordular.Bilge
kemiği eline
alıp şöyle bir baktıktan sonra şu açıklamada bulundu.

" Bu kemik açgözlü bir insanın göz çukurudur.Siz bunu tartmak
için
bütün hazineyi koysanız yine yerinden oynamaz.Çünkü doymaz.Ama
bir
avuç toprak bunu doyurur"

Nitekim bir avuç toprak alıp terazinin kefesine koydu ve
kemik yukarı
kalkıverdi.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Yorumunuz İçin Teşekkürler Ediyorum