HUMA KUŞU...

Bazı akşamlarda durmak, mola vermek gerekiyormuş gerçekten de. Arada bir geçmişe dönüp eski şeylere özlem duyuyorum tıpkı bu akşam da olduğu gibi. Ruh hali yatım artık nasıl isterse ona göre davranıyorum. Kendimi fazlaca yormadan, yıpratmadan canımın kıymetini bilmeye çalışıyorum. Eskiden kafama taktığım şeyleri takmamaya çalışıyorum. Efendim bu akşam değişiklik olsun diye eskilerden bir parça olan ve Erzurum yöresine ait olan “ HUMA KUŞU “ adlı uzun havayı dinlemek istedim. Gerçekten insanın yüreğini burkan bu uzun havanın oldukça da hüzünlü bir hikayesi var. Ve sizlerle paylaşmak istedim. Sizler bir taraftan bu hikayeyi okurken, diğer taraftanda türküyü dinlemenizi tavsiye ediyorum...

“HUMA KUŞU” HİKAYESİ

Seferberlik ilan edilmiş ülkedeki tüm gençler okuyan okumayan tümü askere çağrılmıştır. Erzurum’un Ilıca nahiyesine bağlı Tikkir (Çiğdemli) köyünde Mustafa ve Gülbahar'ın dillere destan aşklarını bilmeyen yoktur. Evlenmelerine izin verilir ve evlenirler. Mustafa askere alınır. Gülbahar’ın iki gözü iki çeşmedir ama yapacak bir şey yoktur. Vatan savunmasıdır. Mustafa gitmiştir ve Gülbahar her sabah kalktığında bahçeye çıkar yavuklusunun yoluna uzun uzun bakarak geleceği günü bekler. Bekler ama ne gelen var nede haber. Gülbahar’ın bu durumu kaynanasını ve kayınbabasını çok üzmektedir. Gelin her geçen gün eriyip gitmektedir. Huma kuşuna bir cennet kuşu da denir. Çok yükseklerde uçar ve bu uçuşu günlerce sürer adeta bir haberci kuşu gibidir.

Mustafa’dan yıllarca haber gelmez. Ev halkı artık umutlarını kesmek üzeredir. Kayınbabası gelinin her sabah yavuklusunun yolunu gözlemesini uçan kuşlardan haber istemesine o kadar üzülür ki bu ağıtı yakar. Huma kuşu yuvasından havalanan ve çok yükseklerde günlerce uçan bir kuştur. Mustafa’yı da Huma kuşuna benzeterek ve yine Huma kuşunun çok yüksekte uçması haberci bir kuş olmasına atıf ederek başlar söylemeye. Gülbaharın ağlaya ağlaya göz pınarları kurumuştur.


Kayınbabası bakın nasıl söylemiş.

Huma Kuşu Yükseklerden Seslenir
Yar Koynunda Bir Çift Suna Beslenir
Sen Ağlama Kirpiklerin Islanır
Ben Ağlim ki Belki Gönül Uslanır

Sen Bağ Olki Ben Bahçende Gül Olim
Layık mıdır Yanim Yanim Kül Olim
Sen Bey Olki Ben Kapında Kul Olim
Koy Desinler Buda Bunun Kuludur

0 Comments: