NİYE BEN ? - Ş A İ R A N E
“Biliyorsun ben hangi şehirdeysem Yalnızlığın başkenti orası.” – Cemal Süreya “Yaşamak değil, Beni bu telaş öldürecek…” – Özdemir Asaf “Ah, kimselerin vakti yok Durup ince şeyleri anlamaya.” – Gülten Akın “Cıvıl cıvıldı gözleri Yeni dağılmış bir ilkokul gibi.” – Can Yücel “Duyguluysan işin zor, Yaşamda yeniksindir.” – Özdemir Asaf “İçim hem kimsesizdi hem kalabalık.” – Edip Cansever “Hüznümle vedalaşmayı bana öğretmediler.” – Gülten Akın “Dönmeyeceğimiz bir yer beğen, Başka türlüsü güç.” – Turgut Uyar “Vasiyetimdir: Dalgınlığınıza gelmek istiyorum Ve kaybolmak o dalgınlıkta.” – Didem Madak “İçime gene Yolculuk mu düştü, nedir?” – Orhan Veli “uçurumlar var uçurumlar diyorum ben insanla insan arasında kendiyle kendi arasında.” – Nilgün Marmara “Sen ki saçından tırnağına kadar Bir hürriyete bedelsin.” – Turgut Uyar “Bir buluşma yeridir şimdi hüzünlerimiz.” – Edip Cansever “Bütün renkler aynı hızda kirleniyordu, Birinciliği beyaza verdiler.” – Özdemir Asaf

Bu Blogda Ara

05 Şubat 2009

NİYE BEN ?


Niye Ben?" diyen herkes için

Brenda, yamaç tırmanışı yapmak isteyen genç bir kadındı. Bir gün
cesaretini toplayarak bir grup tırmanışına katıldı.

Tırmanacakları yere vardıklarında, neredeyse duvar gibi dik,
büyük ve
kayalık bir yamaç çıktı karşılarına. Tüm korkularına rağmen,
Brenda
azimliydi. Emniyet kemerini taktı, ipi yakaladı ve kayanın dik
yüzüne
tırmanmaya başladı.

Bir süre tırmandıktan sonra, nefeslenebileceği bir oyuk buldu.
Orada
asılı dururken, gruptan yukarıda ipi tutan kişi dalgınlığa
düşerek ipi
gevşetiverdi. Aniden boşalan ip, hızla Brenda'nın gözüne çarparak
lensinin düşmesine neden oldu.

Lens çok küçüktü ve bulunması neredeyse imkansızdı. Lens, yamacın
ortasında bir yerlerde kalmıştı ve Brenda artık bulanık
görüyordu.
Ümitsizlik içinde Brenda, lensini bulması için Allah'a dua
edebilirdi
yalnızca... Ve içten içe düşünüp dua etmeye başladı.
"Allah'ım! Sen bu
anda buradaki tüm dağları görürsün. Bu dağlar üzerindeki her
bir taşı
ve yaprağı bildiğin gibi, benim lensimin yerini de biliyorsun.
Onu
bulmama yardım et."

Patikalardan yürüyerek aşağı indiler. Aşağı indiklerinde,
tırmanmak
üzere oraya doğru gelen yeni bir grup gördüler. İçlerinden biri
"Aranızda lens kaybeden var mı?" diye bağırdı."

Brenda'nın sonradan öğrendiğine göre, lensi bir karınca
taşıyordu ve
karınca yürüdükçe yavaşça kayanın üzerinde hareket edip
parlayan lens
kızların dikkatini çekmişti.

Eve döndüklerinde Brenda lensini nasıl bulduklarını babasına
anlatacak
ve bir karikatürcü olan babası da ağzıyla lens taşıyan bir
karınca
resmi çizerek karıncanın üzerindeki baloncuğa şunları yazacaktı:

"Allah'ım! Bu nesneyi neden taşıdığımı bilemiyorum. Bunu
yiyemem ve
neredeyse taşıyamayacağım kadar ağır. Ama istediğin sadece bunu
taşımamsa, senin için taşıyacağım..."

"BU YÜKÜ NİYE TAŞIYORUM" demeyin...

ALINTI.....

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Yorumunuz İçin Teşekkürler Ediyorum