ASKLAR USURKEN GELiRDi - Ş A İ R A N E
“Biliyorsun ben hangi şehirdeysem Yalnızlığın başkenti orası.” – Cemal Süreya “Yaşamak değil, Beni bu telaş öldürecek…” – Özdemir Asaf “Ah, kimselerin vakti yok Durup ince şeyleri anlamaya.” – Gülten Akın “Cıvıl cıvıldı gözleri Yeni dağılmış bir ilkokul gibi.” – Can Yücel “Duyguluysan işin zor, Yaşamda yeniksindir.” – Özdemir Asaf “İçim hem kimsesizdi hem kalabalık.” – Edip Cansever “Hüznümle vedalaşmayı bana öğretmediler.” – Gülten Akın “Dönmeyeceğimiz bir yer beğen, Başka türlüsü güç.” – Turgut Uyar “Vasiyetimdir: Dalgınlığınıza gelmek istiyorum Ve kaybolmak o dalgınlıkta.” – Didem Madak “İçime gene Yolculuk mu düştü, nedir?” – Orhan Veli “uçurumlar var uçurumlar diyorum ben insanla insan arasında kendiyle kendi arasında.” – Nilgün Marmara “Sen ki saçından tırnağına kadar Bir hürriyete bedelsin.” – Turgut Uyar “Bir buluşma yeridir şimdi hüzünlerimiz.” – Edip Cansever “Bütün renkler aynı hızda kirleniyordu, Birinciliği beyaza verdiler.” – Özdemir Asaf

Bu Blogda Ara

12 Temmuz 2009

ASKLAR USURKEN GELiRDi


Vakit ilerledikçe kent isiklari da sesleri gibi kaybolmaya baslamisti.sehir kaplumbaga gibi korkulardan kaçmak için siginmisti kabuguna..Hava çok soguktu.Çati katimdan görünen pencerelerin arkasi bugulanmisti.Camlarin kenarlari buz tutmustu. Ellerim çok üsüyordu elimde eldivenlerim vardi ve yazmaya çalisiyordum. Ayagimdaki kalin babadan kalma postallar bile ayaklarimin morarmasini engelleyemiyordu. Sogugu düsünmemeye çalisarak daktiloya vuruyordum parmaklarimi. Daktilom yatagimin üzerindeydi ben yerde oturup yaziyordum.Yazmaliydim.

Zaman zaman tek odasi ve bir küçük küvetli banyosu olan çati katimin bir yerine gözüm takilir ve ne kadar zaman bilmem sanki orayi hiç görmemis gibi bakar bakardim. Giysi dolabim -gerçi ona dolap bile denmezdi ya-kumastandi. Çogu zaman kapamazdim fermuarini da. Daginikligini saklayacak kiyafetim olmazdi ki hiç.Varim yogum bu tek odali kat, daktilom, yatagim ve biraz ivir zivirdi. Yazardim, parmaklarim acirdi daktilonun tuslarina vururken.Tuslar sertti ve ben vururken sanki aci çekermis gibi kesik kesik inlerlerdi. Yanlis vuramazdim onlara. Herseyimdi yazilarim beni kurtaracakti onlar. Belki ilerde bir yazar olurum diye gündüz bir bulasikçida çalisir, gece yazardim.

Ve bir kadin severdim üsürken. Her sabah ayni duraktan ayni otobüse binerdik.Hiç yüzüme bakmazdi.Her sabah ayni saatte ayni yerden binerdik otobüse ama hiç bakmazdi. Basi önde belki isi -belki baka birseyi iste- düsünür gibi gözükürdü. Hiç konusamazdim. Ellerim ceplerimde bakardim sessizce basini kaldiracak mi diye.. O hiç bakmazdi. Bulasikçiya varir varmaz yikamaya baslardim aksamdan kalmis bulasiklari. Üsürdü ellerim. Yazdikça umudum tükenirdi. Yazdikça düsüncelerim benim içimden çikmak için savasir olurdu .Git derdi bir yanim. Gece isiklari yanmayan sehre git.

Yemek servisine de baslamistim. Sabah bulasik yikardim, öglenleri genelde yemek ismarlayan çok olurdu, kiramazdi onlari ustam gönderirdi beni servise.

Acaba hiç taninmazmiydim diye düsünürdüm Ozan Yildiz'a rastlamasaydim diye düsünüyorum bu siralar. Keske diyorum o ölmeden ona duydugum saygiyi sevgiyi biraz daha anlatabilseydim, Beni bulasikçiyken taniyip bu yazarlik günlerime getiren o, yillar öncesine kadar bana babalik eden adama..

Ve bir pismanligim, bir keskem daha var. Duraktaki kizi keske bir daha görebilseydim. O kendini öldürmeden önce keske onu sevdigimi söyleyebilseydim. Belki de asklar ben üsürken gelirdi...

ALINTIDIR…

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Yorumunuz İçin Teşekkürler Ediyorum