İNAT İÇİN BU KADAR EZİYET ÇEKMEYE DEĞER Mİ ? - Ş A İ R A N E
“Biliyorsun ben hangi şehirdeysem Yalnızlığın başkenti orası.” – Cemal Süreya “Yaşamak değil, Beni bu telaş öldürecek…” – Özdemir Asaf “Ah, kimselerin vakti yok Durup ince şeyleri anlamaya.” – Gülten Akın “Cıvıl cıvıldı gözleri Yeni dağılmış bir ilkokul gibi.” – Can Yücel “Duyguluysan işin zor, Yaşamda yeniksindir.” – Özdemir Asaf “İçim hem kimsesizdi hem kalabalık.” – Edip Cansever “Hüznümle vedalaşmayı bana öğretmediler.” – Gülten Akın “Dönmeyeceğimiz bir yer beğen, Başka türlüsü güç.” – Turgut Uyar “Vasiyetimdir: Dalgınlığınıza gelmek istiyorum Ve kaybolmak o dalgınlıkta.” – Didem Madak “İçime gene Yolculuk mu düştü, nedir?” – Orhan Veli “uçurumlar var uçurumlar diyorum ben insanla insan arasında kendiyle kendi arasında.” – Nilgün Marmara “Sen ki saçından tırnağına kadar Bir hürriyete bedelsin.” – Turgut Uyar “Bir buluşma yeridir şimdi hüzünlerimiz.” – Edip Cansever “Bütün renkler aynı hızda kirleniyordu, Birinciliği beyaza verdiler.” – Özdemir Asaf

Bu Blogda Ara

18 Ağustos 2010

İNAT İÇİN BU KADAR EZİYET ÇEKMEYE DEĞER Mİ ?

Evlerimizde küslükler bazen günlerce sürer. Küsenler ve küsülenler birlikte ağır bir yükü paylaşmaktadırlar. Bir yandan küslüğümüzü sürdürmek isterken bir yandan da barışmak isteriz. Bu ikilem ruh sağlığımızı bozar. Aynı evde aylarca birbirine küs duran iki kardeşten birisinin, gece yatağından kalkıp diğerinin odasına giderek onu öptüğünü, sabah ise bu olayı hiç hatırlamadığını öğrenmiştim. Büyük bir ihtimalle bu kardeşler, barışmak için ilk adımın karşıdan gelmesini bekliyorlardı.

Böyle küçük bir inat için, bu kadar eziyet çekmeye değer mi?



ÜSTÜN DÖKMEN

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Yorumunuz İçin Teşekkürler Ediyorum