VE ŞİMDİ PERDE…


Vuslatın adresiydi yüreğin…
Tüm umutsuzlukların ardından varacağım son istasyon.
Lal olan yüreğimle sana her baktığımda.,
Sebepsiz değildi inan susmalarımda...
Erken gelen değil belki de geç kalandım sana.
Yarınlara inat yüreğimde biriktirdiğim,
Umudumdun ekmeğime katık ettiğim;
Ve çayıma kattığım şeker gibiydin yanında…

Hüzünlerimi sende dağıttığım sessiz gecelerimin yoldaşı;
Kırık bir plakta çalan şarkının belki de son güftesi;
Bir bahar sabahı penceremden esip de giren meltem gibi,
Ömrümün son deminde kalbimi serinleten ikinci bahar misali,
Aşk’ı unutmaya başlamışken seninle yeniden başlayandım;
Seninle sevmeyi tekrardan tattığım,
Gün batımında yüzüne hasret kalandım…

Bir adresin olmalıydı sana giden yollar, kavuşmalıydım ya
Eski bir Yeşilçam filmini hatırlatan sahneler misali…
Bir oyundan çalınmış bir iki söz sana söyleyeceğim,
Belki de bir aşk şiirinden kısa bir dörtlük okuyabileceğim…
Yeter miydi senin için sana olan hislerimi anlatmaya,
Ya da gecenin bir vakti çıkıp gelip de çalsaydım kapını
Kafi gelir miydi senin için acaba !...

Sevdamın adresi belliydi belli olmasına da;
Yüreğimi teslim edeceğim adreste sen yoktun nasılsa..
Ya vakitsiz gelmiştim, ya da sen başka bir adresteydin çoktan…
Belki de benimkisi züğürt tesellisiydi kendimce uydurduğum;
Senaryosu bana ait, yazıp / oynadığım;
Bir filmin başrol oyuncusu olduğum…
Tek kişilik bir oyunda hayallerimle avunduğum…

Ve şimdi perde…
Kapatın tüm ışıkları…
Çekiliyorum yeniden sessizliğimle kendi köşeme…
Susmanın asaletiyle birlikte,
Yüreğimde tüm biriktirdiklerimle,
Düşlerime gömüleceğim yeniden,
Belki de başka bir bahar da açmak üzere….



Mehpare ÖĞÜT
2011