ANNE OLMAK etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
ANNE OLMAK etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster


Tanımadığınız biri için üzülür müsünüz ! Ya da ne kadar üzülebilirsiniz.
Parmağınızı  ya da herhangi bir yerinizi acıttığınızda canınız yanarken, içinizden bir şeylerin akıp da gittiği oldu mu hiç ! Olmuştur herhalde…

İşte ben de şu anda hiç tanımadığım biri için üzülüyorum günün bu vaktinde…
Kendisi, belki de hiç iyileşmeyecek olan bir hastalıkla mücadele ederken, canından can olan evladını kaybediyor ve bu kişi bir anne.  Bu anne ki evladının ilk ana rahmine düştüğünde ki heyecanını yarım bırakıp onun doğduğu anda geçirdiği  rahatsızlık sebebiyle eriyip giderken günden güne.. kendisi de amansız bir hastalığa yakalanıyor ve iyileşmeyi umarak. Çünkü ona ihtiyacı olan bir evladı var arkada bıraktığı… İyileşmek zorunda… Kime emanet edebilir ki gözünün nurunu. Dokuz ay onun heyecanıyla yaşamışken, onunla ilgili hayaller kurarken.. Kim vazgeç diyebilir ki ondan…

Hayat diyoruz ya garip bir yer. Her acıya, her türlü şansızlığa ve üzerimize yazılan kadere rağmen yaşamaktan bıkmadığımız, körü körüne bağlandığımız, acıyı yaşarken bile dualara sarılıp, yine de çok şükür dediğimiz bir yer…

Bazen, bu tarz üzücü haberleri aldığımda çok üzülüyorum ve niye diyorum kendi kendime. Kendi kendime diyorum ama aslında Rabbim’e en çok da bu sorum ve söylenmem.  Böyle bir hakkım yokken. İnsanız neticede, üzülüyoruz. Üzülmemek de elde değil ki, ne yapalım.

Anne olmak ayrı bir duygu eminim... Ben bu duyguyu yaşamamış olsam da, hani diyoruz ya hep, bir su damlasından ibaretiz. İşte o andan itibaren dokuz ay büyük bir heyecanla kaşı kime, gözü kime benzeyecek diye sürekli düşünüp hayallendiğin, en sevdiğimden parçam dediğin, aile olmanın bilincine daha iyi vardığın ve bir canın katılmasıyla kadınlığını daha bir hissettiğin, üzerine ve omuzlarına düşen yükün artmasıyla, ayaklarının altına serilen Cennetin en güzel köşelerinden bir yer edindiğin… Ve doğduğu andan itibaren değil, sen, son nefesini verene dek üzerine düşüp titrediğin canın… Ve bir gün, sıralı ölüm beklerken senden evvel toprağa verdiğin evladını bir daha görememek ne acı bir duygudur Ya Rabbim. Sen sabır ver. Sen sabır ver. Sen sabır ver canım Allah’ım… Sen büyüksün, sen her şeye kadirsin… Sorgulamak bize düşmez, ama o yavru için Cennetinin en güzel köşesini ayırdığını biliyorum ve biliyorum ki o annenin ölene dek geçmeyecek olan acısını hafifletecek olan da yine Sen’sin. Sen büyüksün Allah’ım. Şu anda ve her zaman, günün bu vaktinde ve her daim,  darda kalan tüm kullarına Sen yardım et, onları feraha çıkar Yarabbim. Kulluğumuz Sana, sevgimiz Sana, dönüp geleceğimiz yer yine Sana… Sen bilirsin hallerimizi, darda koyma… Bu anne için çokca sabır ve yanına aldığın yavru için de sana sığınırız Allah’ım.. Mekan-ı Cennet ola…




Mehpare ÖĞÜT ŞENGÜL