HAFIZ DİVANI etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
HAFIZ DİVANI etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

CCLVIII*

Sana bir öğüt vereyim. Dinle, bahane bulup kulak asmazlık etme! Seni esirgeyen öğütçü ne derse kabul et!

Gençlerin yüzlerini seyret, zevk al. Çünkü yaşlı alemin hilesi, ömür pususuna yatmıştır; fırsat gözlemektedir.

İki cihanın zevk ve lezzeti aşıklara göre ancak bir arpa değerindedir. Hatta ki cihanın lezzeti daha değersiz bir meta… bu bir arpa ona nispetle pek yüksek bir fiyattır.

İyi bir dostla düzenli bir saz istiyorum… bu suretle zir e bem naleleriyle derdimi söyleyeceğim.

Şarap içmemek, günah etmemek niyetindeyim, ama eğer takdir tedbirime uygun düşerse!

Ezeldeki taksimi biz yokken yaptılar. Az bir miktar dileğine uygun düşmediyse ne yapalım, hoş gör, dahl etme!

Saki, misket şarabını lale gibi benim de kadehime dök de sevgin hatırımdan çıkmasın!

Saki, o  parlak şarap kadehini sun… hasetçiye de deki : Vezirin keremini gör de öl, geber!

Tövbe etmek azmiyle kadehi yüz kere elimden bıraktım! Fakat sakinin göz ucuyla bakışı beni tövbemde sebat etmeye bırakmıyor ki!

İki yıllık şarapla on dört yaşındaki sevgili… bana bunlar kafi! Ne yapacağım bunlardan başka büyükle, küçükle düşük kalkmayı!

Bizim ürküp kaçan gönlümüzü kim zapt edebilir ? Zincirden boşanmış Mecnun’dan haber verin!

Hafız, bu mecliste tövbeden dem vurma… sonra seni yay kaşlı sakiler oklarlar.
Nasihat kunemer bişnev-u behane megir

Her ançi naşıh-ı muşfik biguyedet bipezir
*


Farsça aslından çeviren Abdülbaki GÖLPINARLI