Bir nisan sabahıydı tıpkı bugünkü gibi ve sen,
Gitmiştin dönüp arkana bile bakmadan.
Güneşin bütün sıcaklığına rağmen,
Yüreğimde estirmiştin kış rüzgarlarını.
Sen gitmiştin, perişandım, darmadağın bir haldeydim,
Ağlıyordum, üşüyordum, seni arıyordu gözlerim,
Gitmiştin çoktan uzaklara, bırakıp da beni.
Anlamıştım işte o zaman, yalan sevdanı, yalan sözlerini
Ve sen bir inat uğruna değil, bir yalan uğruna terk etmiştin beni…
Bir nisan sabahıydı tıpkı bugünkü gibi ve sen,
Gidişinin ardından bıraktığın koskaca yıllar kalmıştı bana.
Kırık bir kalp, sessiz ve hüznün dalgalandığı gözler,
Ve yüzümde bıraktığın çizgiler,
Çizgiler ki, senin için çektiğim acıların birer izleri,
Senin için ağladığım gecelere inat,
Seni unutmayacağını haykırırcasına yerleştiler yüzüme
Ve sen bir inat uğruna değil, bir yalan uğruna terk etmiştin beni…
Bir nisan sabahıydı tıpkı bugünkü gibi ve sen,
Kırlangıç fırtınasına yakalanmışçasına yok olup gittin hayatımdan.
Tıpkı girdiğin gün kadar sessiz, zamansız.
Bir nisan sabahıydı işte, tıpkı bugünkü gibi güneşli,
Ama bak üşüyorum hala, güneşte yetmiyor ısıtmaya yüreğimi…
MEHPARE ÖĞÜT
12 NİSAN 2008
0 Comments:
Yorum Gönder
Yorumunuz İçin Teşekkürler Ediyorum