SADECE YÜREGİNİ DİNLE...




Bir gün yollarımız ayrılsada ve ben bir yerlerdeysem, seni görme olanağım olursa, boşa geçirilmiş bir yaşam gördüğüm her sefer nasıl üzüldüysem öyle üzüleceğim, aşk yürüyüşünü tamamlayamamış bir yaşam beni hüzünlendirir.

Kendine dikkat et.Hayatta yanlışların yerine doğruları koymak istediğinde şunu anımsa:Yapılacak ilk devrim insanın kendi içinde yapacağıdır, evet ilk ve en önemli devrim budur.İnsan kendi hakkında bir düşünceye sahip değilken, ne istediğini; hayattan ve insanlardan ne beklediğini bilmiyorken bir düşünce uğruna savaşmak yapılabilecek en tehlikeli şeylerden biridir.

Hayatını basitleştirme ve ucuz zevkler uğruna harcama onu.Hayat ilkbaharda dağlardaki karların erimesi kadar çabuk sona erer.Anlamadan bitiverir.

Yaşadığımız her saniye bize bahşedilmiş birer mucize olsa gerek.O kadar ki, geri alınması ve tekrar yaşanması olanaksız.Bunu bil ve her sıkıntılı anında bunu anımsa.Acıları ve üzüntüleri, hayatının büyük bölümüne yayarak kendini yıpratma.Dolu dolu, heyecanla, severek, sevilerek yaşa.

Sevmekten ve çok sevilmekten korkma.Sevmek, en yüce değer; ölesiye uçsuz bucaksız sevmek.Sevilmek de bir o kadar.Sevmenin güzelliği sevilmenin ızdırabında, sevgisizliğin sızısı içimizde saklı.

Birgün arkana baktığında ki o gün mutlaka gelecek tüm benliğini pişmanlık kaplamasın.Yapamadıklarının pişmanlığı ile değil, yapabildiklerinin hazzıyla yaşlan.Her zaman yapılan yanlış nedir bilir misin?
Hayatımızın ve hayatımızda yer eden insanların hiç değişmeyeceğini sanmaktır, trenin ray değiştirmeden sonsuza kadar gideceğini düşünmektir.Oysa kaderin hayal gücü bizimkinden daha renklidir.

Artık çıkış yolunun kalmadığını sandığın bir durumda, umutsuzluğun zirveye vardığında, rüzgâr hızıyla her şey değişir, alt üst olur ve bir andan ötekine geçerken kendini yeni bir yaşantının, yeni insanların içinde bulursun.

Doğru insan ve insanlarla beraber olmak ise kaderin hayâl gücünün renkliliğine değil, tamamen bizim seçimimize bağlıdır.Senin için çırpınan insanlara bak, hakettikleri değeri ver.Birileri için çırpınan, fedakârlık yapan, gerçekten seven insanları yeniden bulmak çok zor.
İnsan elindekilerin kıymetini genellikle bilmez, onları kaybedince değerlerini anlar.Buna fırsat verme, çok geç olabilir.

Birgün yolunu yitirdiğini, şaşırdığını hissettiğin zaman agaçları düşün, onların büyüme biçimini anımsa.Unutma ki yaprağı gür, ama kökü zayıf bir ağaç ilk güçlü rüzgârda devrilir, oysa kökü güçlü ve az yapraklı ağaçta can suyu bin güçlükle dolaşır.Kökler ve yapraklar aynı ölçüde gelişmelidir.

Çevrendeki insanlar bunu sağlayabilecek nitelikte olmalıdır; olayların içinde ve üstünde olmalısın, ancak böyle gölge ve sığınak sunabilir, ancak böyle doğru mevsimde çiçeklerle ve meyvelerle donanabilirsin.Ve sonra önünde yol açılıp sen hangisini seçeceğini bilmediğin zaman herhangi birine öylece girme; otur ve bekle.Hayatına girecek insanları belirlerken de buna dikkat et.

Dünyaya geldiğin gün nasıl güvenli ve derin soluk aldıysan öyle soluk al, hiç bir şeyin senin dikkatini dağıtmasına izin verme, bekle ve yine bekle.
Dur sessizce dur ve YÜREĞiNi DiNLE.
Seninle konuştuğu zaman kalk ve
YÜREĞiNiN GÖTÜRDÜĞÜ YERE GiT,
ve YÜREĞiNiN BELiRLEDiĞi KiŞiYi SEÇ...

alıntıdır..

1 Comments:

Adsız dedi ki...

Neden kestirmeden gidip ALLAH demezsiniz hiç anlayamadım. Hayat anlamsızlaşıca çıkar bu tür sözler insanın ağzından veya elinden. İşte tam bu sırada yetişmeli O ki, hayat bir anlam bulsun. Çok mu ağır oldu? Özür dilerim.