BEN SENDEN ÖNCE ÖLMEK İSTERİM...

Ben senden önce ölmek isterim. Gidenin arkasından gelen gideni bulacak ...mı zannediyorsun?
Ben zannetmiyorum bunu. İyisi mi, beni yaktırırsın, odanda ocağın
üstüne korsun içinde bir kavanozun. Kavanoz camdan
olsun, şeffaf, beyaz camdan olsun ki içinde beni
görebilesin... Fedakârlığımı anlıyorsun : vazgeçtim toprak olmaktan,
vazgeçtim çiçek olmaktan senin yanında
kalabilmek için. Ve toz oluyorum yaşıyorum yanında senin. Sonra, sen
de ölünce kavanozuma gelirsin. Ve orda beraber yaşarız külümün
içinde külün, ta ki bir savruk gelin yahut vefasız bir torun bizi
ordan atana kadar... Ama biz o zamana kadar o kadar karışacağız
ki birbirimize, atıldığımız çöplükte bile zerrelerimiz
yan yana düşecek. Toprağa beraber
dalacağız. Ve bir gün yabani bir çiçek bu toprak parçasından nemlenip
filizlenirse sapında muhakkak iki çiçek açacak :
biri sen biri de ben. Ben daha ölümü
düşünmüyorum. Ben daha bir çocuk doğuracağım. Hayat taşıyor içimden.
Kaynıyor kanım. Yaşayacağım, ama çok, pek çok, ama sen de beraber.
Ama ölüm de korkutmuyor beni. Yalnız pek sevimsiz buluyorum
bizim cenaze şeklini. Ben ölünceye kadar
da bu düzelir herhalde. Hapisten çıkmak ihtimalin var mı bu günlerde?
İçimden bir şey : belki diyor.



Nazım Hikmet RAN

0 Comments: