İNANÇ, AŞK VE BARIŞ


Tabloları ile ün yapmış bir ressam, günün birinde en güzel eserini yapmaya karar verdi. Bu eserinde ...bir konu bulmak için şehir dışında dolaşmaya çıktı. Tanınmış bu kişi ressama sordu:
- Böyle nereye gidiyorsun dostum?
- Bilmiyorum. Dünyanın en güzel şeyinin resmini yapmak istiyorum. Belki siz dünyanın en güzel şeyinin ne olduğunu söyleyebilirsiniz.
Adam biraz düşündükten sonra:
- Kolay dedi. Dünyanın neresine giderseniz gidin, en güzel şeyin İNANÇ olduğunu göreceksiniz.
Ressam cevap vermeden yoluna devam etti. Daha sonra çok saygı duyduğu diğer bir adama rastladı. Ona Dünyanın en güzel şeyinin ne olabileceğini sordu. İkinci adamda bir müddet düşündükten sonra şunları söyledi:
- Dünyanın en güzel şeyi AŞK'tır. Fakirleri zenginleştiren, göz yaşlarını tatlılaştıran, azı çok yapan o değil midir? Aşksız hiçbir şey güzel olamaz.
Ressam dünyanın en güzel şeyini aramaya devam etti. Yolda giderken rastladığı yorgun bir askerede aynı şeyi sordu. Asker kendisine şunları söyledi:
- Dünyanın en güzel şeyi BARIŞ'tır. En çirkin şeyide savaş. Barış olan yerde daima güzellik bulabilirsiniz. O zaman ressam şöyle düşünmeye başladı.
- Dünyanın en güzel şeyleri; İNANÇ, AŞK ve BARIŞ ise onların resmini nasıl bulabilirim?
Başını sallıyarak evine döndü. Kapıdan içeri girince dünyanın en güzel şeyini bulmuştu. Çocukların gözünde inanç, karısının gözünde aşk, evinde barış ve mutluluk hüküm sürüyordu. Bunlardan ilham alan ressam dünyanın en güzel şeyinin resmini yaptı. İşi bitince boyalarını ve fırçalarını topladı. Daha sonra tuvalin örtüsünü kaldırarak, uzun uzun seyretti eserini; kendine güvenen bir aile reisi, mutlu bir kadın ve böyle mutlu bir ortamda yüzleri pırıl pırıl parlayan çocukar, ışık oyunlarıyla dolu sıcak bir ortamda resmedilmişlerdi. Ressam, daha sonra tablosuna "EVİM" adını verdi.

0 Comments:

Yorum Gönder

Yorumunuz İçin Teşekkürler Ediyorum