“EGEMENLİK KAYITSIZ ŞARTSIZ MİLLETİNDİR”
MUSTAFA KEMAL ATATÜRK
29 Ekim, 29 Ekim 1923’te ilân edilen cumhuriyetimizin yıldönümüdür. Millî Mücadele sırasında “Cumhuriyet” fikir ve ideal olarak yaşamış, Cumhuriyete yönelme bir amaç olmuştur. 23 Nisan 1920’de TBMM toplanmış, fakat Cumhuriyetin ilânı Millî Mücadele’nin tamamlanmasından sonraya kalmıştır. 29 Ekim 1923’te ilân edilen Cumhuriyet, kademe kademe içerik bakımından da demokratik nitelik kazanan gelişmeler göstermiştir.
“Cumhuriyet” kelimesi dilimize Arapça “halk”, “büyük kalabalık” kelimesinden gelmiştir. Bu kelimenin Fransızca karşılığı “La Republique”, İngilizce karşılığı “The Republic” olup, “kamuya ait şey”, “kamu malı” anlamına gelen Latince “Res Publica” kelimesinden türemiştir.
Kısaca Cumhuriyet halkın yönetimidir. Cumhuriyeti yaşatacak tek güç, politikacının ve yurttaşın siyasal ve ahlâkî değerine dayanan “kamu yaran” düşüncesidir. Bu yönü ile cumhuriyet bir kişi veya zümre yararına değil, kamu yararına dayanan ve kamu yararına göre yönetilmesi gereken devlet şeklidir. Eski Yunan şehirlerinde ve Orta Çağlar’daki “Venedik” ve “Ceneviz” Cumhuriyetlerinde yöneticileri, bir avuç ayrıcalıklı kimseler seçtiği halde, modern çağlarda seçim hakkı bütün vatandaşlara tanınmış, yani “Aristokratik Cumhuriyet”, “Demokratik Cumhuriyet’e dönüşmüştür. Günümüzde, Orta ve Güney Amerika’daki askerî ve cunta diktatörlükleri ile Marksist-Leninist teoriye dayanan Çin Halk Cumhuriyeti ise batılı ve modern anlamda demokratik cumhuriyetlerin özelliklerini taşımazlar. Zira çağdaş cumhuriyet bir sınıfın veya zümrenin değil, Türkiye Cumhuriyeti gibi halkın egemenliğine dayanan “Demokratik Cumhuriyet”tir.
Atatürk’ü Cumhuriyete yönelten sebeplerin başında; Atatürk’ün gençlik yıllarında Türkiye’yi Modern Devlet ve Modern Toplum olarak gerçekleştirecek tek siyasal rejimin Cumhuriyet olduğu inancı içinde yaşaması gelmektedir. 31 yıllık istibdada son veren ve meşrutî monarşiyi yeniden getiren 1908 İnkılâbı ile tatmin olmayan genç Kolağası Mustafa Kemal, Cumhuriyet’e olan özlemini sürdürmüştür.
Diğer taraftan Cumhuriyet, Atatürk’ün ve Türk Milleti’nin karakterine çok uygundur. “Hürriyet ve istiklâl benim karakterimdir. Ben milletimin ve büyük ecdadımın en kıymetli mirasından olan istiklâl aşkıyla yaratılmış bir adamım. Bu sebeple millî istiklâl bence bir hayat meselesidir” diyen Atatürk, özgürlük ve bağımsızlık için en uygun idare olan Cumhuriyeti, özgürlük ve bağımsızlığına son derece düşkün olan Türk Milletinin tabiatına da uygun görmektedir.
Atatürk’ü Cumhuriyete yönelten bir diğer önemli neden; Cumhuriyet’in en ileri devlet ve hükümet şekli olmasındandır. Cumhuriyetin baş özelliği Millet Egemenliği’ne dayanması Demokrasiyi sistem olarak benimsemesidir. Gerçekten her demokratik rejim Cumhuriyet olmamakla beraber, demokrasinin en gelişmiş şekli Cumhuriyetle sağlanır. Atatürk Cumhuriyet’i “Halk Hükümeti” olarak da adlandırmış “Halk Hükümeti, hâkimiyeti tamamen halka veren ve halk için çalışan bir hükümettir” demiştir.
Atatürk’e göre; medeniyet dünyasının çağdaş yönetimi Cumhuriyettir.
Cumhuriyet insanca yaşamın düzenidir. İşte insanca yaşamak ideali de Atatürk’ü Cumhuriyete yönelten sebeplerden biriydi. Cumhuriyet insanları mutlu kılacak özgür ve adil bir düzenin ifadesi olduğu için Atatürk Cumhuriyeti kurmuş ve savunmuştur.
Mustafa Kemal İzmir’de, 14 Ekim 1925’de yaptığı bir konuşmada, Cumhuriyetin kuruluşu ile Hükümet ile Millet arasında ayrılık kalmadığını vurgulamış, “Artık Hükümet Millettir ve Millet Hükümettir” demiştir.
ATATÜRK’ÜN SÖZLERİNDEN SEÇMELER
“Cumhuriyet rejimi demek, demokrasi sistemi ile devlet şekli demektir”.
1933 (Afetinan, Atatürk Hakkında Hatıralar ve Belgeler, s. 251)
“Çağdaş bir cumhuriyet kurmak demek, milletin insanca yaşamasını bilmesi, insanca yaşamanın neye bağlı olduğunu öğrenmesi demektir”.
(Muhit Mecmuası, Sayı: 32, 1931, s. 7-8)
“Demokrasi ilkesinin en çağdaş ve mantıki uygulamasını temin eden hükümet şekli, cumhuriyettir”.
1930 (Afetinan, Medenî Bilgiler ve M. Kemal Atatürk’ün El
Yazıları, s. 410-411)
“Türk milletinin tabiat ve âdetlerine en uygun olan idare, cumhuriyet idaresidir”.
1924 (Atatürk’ün Söylev ve Demeçleri III, s. 74)
“Az zamanda çok büyük işler yaptık. Bu işlerin en büyüğü, temeli Türk kahramanlığı ve yüksek Türk kültürü olan Türkiye Cumhuriyeti’dir. Bundaki başarıyı Türk milletinin ve onun değerli ordusunun bir ve beraber olarak kararlı bir şekilde yürümesine borçluyuz”.
1933 (Atatürk’ün Söylev ve Demeçleri II, s. 272)
“Cumhuriyet, Türk milletinin refah ve yükselmesi yolunda asırların görmediği başarılara erişti. Milletin eğilimlerini ve ihtiyaçlarını bularak ve öğrenerek onun refah ve gelişim gereklerini gerçekleştirmekte Cumhuriyetin az zamanda elde ettiği neticeler. Cumhuriyet idaresinin milletimize hazırladığı geleceğin daha ne kadar parlak olduğunu tahmin ettirmeğe kâfidir. Asla şüphe yoktur ki Cumhuriyetin gelecek evlâtları, bizden daha çok refaha kavuşmuş ve bahtiyar olacaklardır”.
1933 (Atatürk’ün Tamim, Telgraf ve Beyannameleri IV, s. 272)
“Bugünkü hükümetimiz, devlet örgütümüz doğrudan doğruya milletin kendi kendine, kendiliğinden yaptığı bir devlet örgütü ve hükümettir ki, onun ismi Cumhuriyettir. Artık hükümet ve hükümet mensupları kendilerinin milletten ayrı olmadıklarını ve milletin efendi olduğunu tamamen anlamışlardır”.
1927 (Atatürk’ün Söylev ve Demeçleri II, s. 435)
“Benim naçiz vücudum bir gün elbet toprak olacaktır; fakat Türkiye Cumhuriyeti sonsuza dek yaşayacaktır. Ve Türk milleti güven ve mutluluğun kefili olan ilkelerle, uygarlık yolunda, tereddütsüz yürümeğe devam edecektir”.
1926 (Atatürk’ün Söylev ve Demeçleri III, s. 80)
“Türkiye Cumhuriyeti her manası ile büyük Türk milletinin öz ve aziz malıdır. Kıymetli evlâtlarının elinde daima yükselecek, ebediyen yaşayacaktır”,
(Hasan Rıza Soyak, Doğumundan Cumhuriyetin ilânına Kadar Fotoğraflarla Atatürk ve Atatürk ‘ün Hususiyetleri, s. 67-68)
“Cumhuriyet yeni ve sağlam esaslarıyla, Türk milletini emin ve sağlam bir gelecek yoluna koyduğu kadar, asıl fikirlerde ve ruhlarda yarattığı güvenlik itibariyle, büsbütün yeni bir hayatın müjdecisi olmuştur”.
1936 (Atatürk’ün Söylev ve Demeçleri, s. 372)
“Bütün dünya bilsin kî, benim için bir taraflılık vardır; Cumhuriyet taraftarlığı, fikri ve sosyal inkılâp taraftarlığı. Bu noktada, yeni Türkiye topluluğunda bîr ferdi, hariç düşünmek istemiyorum”,
1924 (Atatürk’ün Söylev ve Demeçleri II, s. 189)
Kaynak Alıntılar
Prof. Dr. İsmet Giritli
Uzman Neşe Çetinoğlu
Bu vesile ile yüce önderimiz Mustafa Kemal ATATÜRK’ün Gençliğe Hitabesi’nde belirttiği gibi “İstikbalde dahi, seni bu hazineden mahrum etmek isteyecek, dahilî ve haricî bedhahların olacaktır.” sözünden yola çıkarak, milli birlik ve beraberliğimizin bozulmasına fırsat vermeden, bir bütün olarak el ele, Atatürk ilke ve inkilaplarının ışığında daha nice yıllara diyor;
Güzel ülkemin ve ülkem insanlarının Cumhuriyet Bayramını canı gönülden kutluyorum…
“YAŞASIN CUMHURİYET ”
Mehpare ÖĞÜT
Te imbratisez, Odorica:)
YanıtlaSil