Farklı yaklaşımlar gösteririz aynı tür olay
karşısında…Kimimiz kötümser bakar, kara tablolar, kimimiz de iyimser bakar,
pembe tablolar çizeriz…Kuşkusuz en iyi yaklaşım, olayı olduğu gibi gerçek
haliyle görebilmek ve ona göre davranış biçimi geliştirebilmektir…İyimser ya da
kötümser bakış açısı, olayı belli, bilinen mecrasından çıkarır ve irdelenmesi
gereken olayın bambaşka bir görünüm kazanmasına neden olur…Bu durum, yanlış
değerlendirmeleri, istenmeyen sıkıntıları doğurur…Tanı yanlış konulunca
tedaviden de istediğimiz sonucu elde edemeyiz…
Bir kızınız var…Arkadaşlarıyla buluşmak, görüşmek
istiyor…Kötümser bakış açısı hemen akla, gazoza konulan ilaçla bayıltılmayı ve
tecavüzü getirir…Kaskatı kesilirsiniz…Hayır, gidemezsin, izin vermiyorum, der
ve kızınızı bir sosyal etkinlikten mahrum bırakırsınız…İyimser bakış açısı ise
izin almayı bile gerektirmeyen bir olay olarak kabullenir bu durumu…Kızınız
sorgulamadan, kimlerle buluşacağını düşünmeden arkadaş grubuna katılır ve riske
atar kendini…Kötü bir sonucu aklına bile getirmez…Beklenmedik bir durum ortaya
çıktığında da şaşkınlık yaşar…Oysa, anne ve baba kızlarının sosyal yaşamını
kısıtlamadan, belli tehlikeler için uyarılarda bulunursa gerçekçi davranmış
olur…Tehlike vardır; ama bu tehlikeli durumu önlemek de yine kişinin kendi
elindedir…Dikkatli olmak yeterlidir…Sadece bu…
Bir ev alacaksınız…Beğendiğiniz ev çok güzel; ama
düşünürsünüz, acaba emlakçı her şeyi olduğu gibi aktardı mı size?..Karamsar
bakış açısı, emlakçının üç kağıtçı olduğunu, sizi kandırmak ve paranızı kapmak
için her türlü dümeni çevirdiğini düşündürür…İyimser bakış açısı ise emlakçının
çok iyi bir insan olduğunu, çok ucuza evi size bıraktığını, sizi de çok
sevdiğini düşündürür…Oysa, ev alırken, dikkat edilmesi gerekenler
bellidir…Emlakçılar, evi satabilmek ve komisyon alabilmek için bire bin
katarlar…Olumsuzlukları da pek söylemezler…Ama siz kendiniz tapuya giderseniz,
oranın imar durumuyla ilgili gerçekçi bilgileri alabilirsiniz…Rayiç bedeli de
öğrenerek evin gerçek değeri ile sizden istenen paranın uygunluğunu
denetleyebilirsiniz…Emlakçının komisyon alma hevesini de normal
karşılarsınız…Bunu da vermek istemiyorsanız, o zaman sahibinden satılık
ilanlarından seçim yaparsınız…
Bir yolcu uğurladınız…Arkasından su döktünüz…Kötümser bakış
açısı, kaza olacağını, uğurladığı kişinin öleceğini düşünür…O, yerine
ulaşıncaya kadar da bu duygudan kendisini kurtaramaz…İyimser bakış açısı, onun
sağ salim yerine ulaşacağını düşünür ve aklına hiç kötü şeyler getirmez…Oysa,
hangi kara taşıtıyla gidiyorsa plaka numarasını almak emniyet açısından
yeterlidir…Gerisi pek çok faktöre bağlı olacağı için düşünmek ve üzülmek
gereksizdir…
Bir yakınınız kanser hastalığına yakalandı…Kötümser bakış
açısı, onun hemen öleceğini, artık yapılacak bir şeyin olmadığını
düşündürür…İyimser bakış açısı da ölümün asla olmayacağını ve hastanın
kurtulacağını düşündürür…Oysa, kanser tedavi edilebilen bir
hastalıktır…Mücadele etmek gerekir…Ancak tüm çabalara rağmen ölümün de
olabileceği var sayılmalıdır…Sürecin dikkatle izlenmesi ve gereken tedbirlerin
alınması yeterlidir…
Yaşamınızı sürdürürken, iyimser bakış açısı, mutlu
olacağınızı, rahat bir yaşam sürdüreceğinizi düşündürür…Kötümser bakış açısı
ise, sürüne sürüne yaşamınızın süreceğini, ölümün sizin için tek kurtuluş yolu
olduğunu düşündürür…Oysa, yaşam, dün, bugün, yarın üçlemesinin harmanlanmasıyla
oluşur…Bugünün ve yarının iyi değerlendirilmesi, yaşam koşullarının her iki
durumu da karşılayabilecek iyi bir planlama ile oluşturulması gerekir…
Sevgili dostlar!..Her konuda gerçekçi olabilmek, arzulanan
bir durumdur…Olayları siyah ya da pembe görmek yerine gerçek renkleriyle
görebilmek zorundayız…O zaman, dengeyi kurabilecek ve sağlıklı bir yaşam sürdürebileceğiz…
Asım ERDOĞAN
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Yorumunuz İçin Teşekkürler Ediyorum