TAŞ KESİLME EFSANESİ


Efsaneler bilindiği üzere sözlü kültür ortamında yaratılan ve sözlü kültür edebiyat geleneğinin bir türüdür.

Efsane terimi dilimize, Farsça'dan girmiş olup Eski Türkçe'de “sab”, “saw”, ”kep” ve “irtegi” kelimeleriyle ifade edilmiştir.

Batı dillerinde Latince “legendus” kökünden kaynaklanan “legand”, “leganda”, “leyanda” gibi kelimeler efsane karşılığı olarak kullanılmaktadır.

TDK Türkçe Sözlükte ise efsane tanımı edebi anlamda şöyle yapılmaktadır...!

Efsane; “Eski çağlardan beri söylenegelen, olağanüstü varlıkları, olayları konu edinen hayali hikaye, söylencedir.”

Mecazi anlamda ise; Gerçeğe dayanmayan asılsız söz, hikaye vb şeklinde tabir edilmektedir.

Bu kısacık dipnot sonrasında ders kitabımda ilk defa okuduğum, Türk kültüründeki büyük sufilerin, evliyaların hayatlarından, kerametlerinden bahseden efsanelerden biri olan -Taş Kesilme Motifi- olan efsane oldukça ilgimi çekti ve sizlerle paylaşmak istedim.

Gelin okuyalım birlikte....

-o-o-o-o-o-o-o-o-o-

“Erzurum'un, Karayazı ilçesinin Kız Musa adlı köyünde vaktiyle bir adam yaşarmış. Bu adam veliymiş fakat kızı kendisinin sözünü dinlemezmiş. Aynı köyden Musa adında bir genç varmış. Musa bu kızı seviyormuş. Kızla gizli gizli buluşurlarmış. Gençler bir gün aralarında anlaşırlar ve kaçarlar. Kızın babası kaçtıklarını anlayınca peşlerinden gitmemiş. Köylüler gelip, “Müsaade et, biz gidelim, Musa'yı öldürüp kızını getirelim”demişler. Kızın babası müsaade etmemiş “Siz gelin oturun onlar kaçamaz” demiş.

Sabah olunca köylüler, köyün dışında iki kişi görürler. Yanlarına yaklaşınca, delikanlıyla kızı taşlaşmış olarak görmüşler. O günden sonra bu köyün adı “Kız Musa” olarak kalmış.Hala köyün girişinde bu taşlaşmış iki insan şeklini görmek mümkündür.”

-o-o-o-o-o-o-o-o-o-

Efsaneler her ne kadar sözlü kültür ortamında yaratılmış da olsa;  kulaktan kulağa ve kuşaktan kuşağa aktarıldığından gerçek olma payı tartışılır ama biz yukarıda paylaşmış olduğum bu kısacık efsaneden yola çıkarak kendi payımıza düşen ve almamız gereken bir takım nasihatlar olduğunu düşünürsek belki de neyi yapmamız ve neyi yapmamız gerektiği konusunda da bir fikir sahibi olacağızdır. Bu efsane ile

1-Köyün adını ve köye yakın olan iki insan şeklindeki kayanın oluşum şeklini,

2-Baba sözünü dinlemenin önemli olduğunun vurgulanması, bir takım toplumsal geleneklerin çiğnenmemesi gerekliliği ve bunun olması halinde Yaradan'ın vereceği cezanın sonucuna katlanmak gerektiği sonucuna varılmaktayız...

Hepimizin kıssadan hisse kapmış olması dileğiyle...

Mehpare ÖĞÜT ŞENGÜL

4 Comments:

GeCe (Gkhn) dedi ki...

İnternete kolay erişim ve fütursuzca kullanımı günümüzde çokça olumsuz olay yaşanmasına ve manevi birçok duygunun yok olmasına sebep olmakta. Özellikle gençlerin birbirinden etkilenerek ailelerinden habersiz birçok işe girişmesi de bunun sonucu. Anlamlı bir yazı olmuş, tşkler

ŞAİRANE dedi ki...


Ben teşekkür ediyorum, değer verip yorumladığınız için. Günümüzde ne yazık ki artık her şey internet sayesinde elimizin altında olduğu için gençlerde öğrenme, araştırma zahmetinde değil. Çünkü önünde var olan şeyleri kullanarak kendisine bir şey katacağını düşünüyor ve aileler ile birlikte bir çok eğitimci de bu şekilde uygulanmasına ön ayak oluyor. Oysa, bizler ki ben 70'li kuşakların bir yetişkini olarak kitap okumak için ölürdüm. Bir dönem ödevimiz olduğunda kütüphanenin yollarını aşındırırdım. Bilgili büyüklerime sorar öğrenmeye çalışırdım. O yüzden sizinde dediğiniz gibi pek çok değerimizi kaybettik. Tekrardan çok teşekkürler ediyorum, her zaman yorumlarınızı bekliyorum. Esenlikler dileğiyle

Recep Hilmi TUFAN | rehitu.com dedi ki...

Efsanelerin bir kısmının gerçeklik payı vardır muhakkak. Direkt uydurma veya hâyâlî deyip kestirip atmamak gerekir. Bu hikâyeye benzer bir hikâye memleketim Afyon'da da anlatılır. Şu an detayı aklıma gelmediği için yazamıyorum.

ŞAİRANE dedi ki...

Size katılıyorum. Yaşam içerisinde yer alan pek çok olay anlata anlata günümüze kadar gelmiş ve bir çoğu da efsaneleşmiştir zaten. Tabii bu efsaneler anlatılırken, anlatıcının kendinden kattıkları ile de biraz gerçek, biraz hayal ürünü olan ürünlerde efsanenin içinde kendine yer bulmuştur. Sonuç itibariyle yaşanmışlıklardan yola çıkarak günümüze ulaşmış ve o dönemlere ait donelerin bizlere ulaşmasını sağlamışlardır.

Değerli yorumlarınız için çok teşekkürler ediyorum, her zaman bekliyorum. Esenlikler dileğiyle