UYANIŞ


"Uyanış" yalnızca gözlerin açılması değil; zihnin, ruhun, kalbin bir uyanışıdır. Bizi ilgilendiren güzellikler, derin gizli yolculuklar ve cevherleri farklılaştırmaya başladığımızın bir ifadesidir. Tarihe, sanata, insanın doğasına, evrene dair bilgilerin çoğalması ve ruhumuzun katmanlarının kaydedilmesidir.


Bir uyanış yaşarken, karakalem bir resimdeki ince ayrıntıların tek tek ortaya çıkması gibi, hayatın örtüsü daha net, daha belirgin hale gelir.


Uyanış, kişinin kendini keşfetme yolculuğudur; bir tür içsel devrimdir. Bu devrimde, geçmişin gölgeleriyle yüzleşilir, hatalar kabul edilir, kırgınlıklar onarılır ve içsel barışa ulaşmak için adımlar atılır. Her hapishanede, eski kalıpları yıkar, yıkılan her kalıp ise zihninde yeni yollar açar. Yağlı boya bir tablonun her fırça darbesiyle canlanması gibi, kısa sürede ruh biraz daha renk kazanır, biraz daha kendine döner.


Uyanış, hayatın tüm dokularını hissetmektir. Sıradan görünen anlarda bile bir derinlik, bir güzellik bulabilmektir. Bir sabah kuşların cıvıltısında, rüzgarların sesiyle dans edişinde ya da sessiz bir kitap bölümünde evrenin gizemine tanıklık etmektir. Bu yolculukta, insan geçmişinin yüklerinden arınıp özgürlüğe doğru bir adım daha atmaktır.


Kendini keşfetmenin tadını çıkardıkça, kişi hem daha derin hem de daha hafif olabilir. Gözler daha parlak bakar, kalp daha güçlü atar, düşünceleri daha derin akar. Bu yeni uyanmış zihinle, hayatın her ânı, yaşamaya değer bir şiire dönüşür.


Uyanışın son aşamalarında, insan artık hayatın geçici yanını kabul eder, geçmişin ayrılığından ayrılır ve gelecek kaygılarının kısmından kurtulur. Bu, zamanı olduğu gibi kucaklama halidir. Geriye sadece "şimdi"nin içinde, sade ve saf bir varoluş kalır.


Böyle bir uyanış, bir ağacın kök salması gibi derin bir dinginlik getirir. Dışarıdan gelen fırtınalara, rüzgâra, zamana karşı dayanıklı olabilir. Artık insan sadece kendisi için değil, tüm dünya ve insanlık için de ışık olmaya başlar. Her sözü, her dokunuşu, her bakışı anlam yüklüdür; Sevgi, şefkat ve bilgelikle yoğrulmuştur.


Bu yolda yürüyen bir insan, evrenin daha büyük bir planının parçası olarak görülür. Kendi uyanışının yaşamasını kalplerde hissettirir, bir kılavuz olur, başka uyanışlara ilham verir. Sonunda, uyanış, sadece bireysel bir yolculuk değil, tüm insanlık için kollektif bir arınma ve dönüşüme dönüşür.

Kısacası;


Uyanış, önce içeriye bakmakla, sonra tüm dünyayı görmekle başlar.
İnsan, uyanışın ışığına erdiğinde hayatın geçici birikimi onun kalbini gölgeleyemez.
Uyanış, yüzeydeki karmaşıklıktan sıyrılıp özdeki huzura ulaşmak; sadelikte derinlik bulmaktır.
Bir uyanış, sadece bireylerin değil, tüm insanlığın iyileşmesini kolaylaştırır; her iyileşme daha geniş bir dünyaya açılır.   

 

         O YÜZDEN DİYORUZ Kİ SEVGİLİ OKUR !

HAYATI KENDİNE YAŞANILIR KILMAK VE OLUP BİTEN OLUMSUZLUKLARA DUR DİYEBİLMEK ADINA

U Y A N !!!



MEHPARE ÖĞÜT ŞENGÜL
EKİM 2024


 

2 yorum:

  1. İnsanları uyanışa çağırmanın tam vaktidir. Bundan daha uygun bir zaman aralığı olamaz. Önce olup biten olumsuzluklara dur diyeceğiz, daha sonra da hayatı kendimize yaşanır kılacağız.
    Kaleminize, emeğinize, gönlünüze ve yüreğinize sağlık ve mutluluklar dilerim.
    Selam ve saygılarımla birlikte uyanış çağrılarımıza devam edelim.
    Selam ve saygılarımla.

    YanıtlaSil
  2. Çok teşekkürler ediyorum Recep Bey.. İnşallah daha fazla geç kalmadan insanlar, o uyanışa ererler. Sağlıklı mutlu günler dileğiyle selam ve saygılar

    YanıtlaSil

Yorumunuz İçin Teşekkürler Ediyorum