Ş A İ R A N E: #BAKIŞAÇISI
“Biliyorsun ben hangi şehirdeysem Yalnızlığın başkenti orası.” – Cemal Süreya “Yaşamak değil, Beni bu telaş öldürecek…” – Özdemir Asaf “Ah, kimselerin vakti yok Durup ince şeyleri anlamaya.” – Gülten Akın “Cıvıl cıvıldı gözleri Yeni dağılmış bir ilkokul gibi.” – Can Yücel “Duyguluysan işin zor, Yaşamda yeniksindir.” – Özdemir Asaf “İçim hem kimsesizdi hem kalabalık.” – Edip Cansever “Hüznümle vedalaşmayı bana öğretmediler.” – Gülten Akın “Dönmeyeceğimiz bir yer beğen, Başka türlüsü güç.” – Turgut Uyar “Vasiyetimdir: Dalgınlığınıza gelmek istiyorum Ve kaybolmak o dalgınlıkta.” – Didem Madak “İçime gene Yolculuk mu düştü, nedir?” – Orhan Veli “uçurumlar var uçurumlar diyorum ben insanla insan arasında kendiyle kendi arasında.” – Nilgün Marmara “Sen ki saçından tırnağına kadar Bir hürriyete bedelsin.” – Turgut Uyar “Bir buluşma yeridir şimdi hüzünlerimiz.” – Edip Cansever “Bütün renkler aynı hızda kirleniyordu, Birinciliği beyaza verdiler.” – Özdemir Asaf

Bu Blogda Ara

#BAKIŞAÇISI etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
#BAKIŞAÇISI etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

25 Ocak 2025

HZ. MEVLANA'NIN EVRENSEL BAKIŞ AÇISI

Ocak 25, 2025 2
HZ. MEVLANA'NIN EVRENSEL BAKIŞ AÇISI

 


Hz. Mevlana'nın evrensel bakış açısını anlatan bir sözü:

”Dert ve iç sıkıntısı, suçlu için zindan olur, çarmıh olur. Aslında dert bir köktür. Kök dal budak verir. Çoğaldıkça çoğalır, artıkça artar. Kök gizli idi. Meydana çıktı, yani bir ağacın kökü yere gömülmüş, gizli bir halde iken, dallarının, budaklarının meydana çıktığı gibi. Sen duyduğun iç sıkıntısını ve ferahlık hallerini birer kök say ki onların eserleri kendini gösterecektir. Sende bulunan kök. soysuz kötü kök ise, vakit geçirmeden onu sök at: sok at da o kötü kök, yeşilliğin arasında çirkin bir diken bitti.. İç sıkıntısı, gönül darlığı gelince, çaresine bak, yani sebebi ne ise, o sebebi defet.

Çünkü dalların hepsi kökten biter. “

17 Kasım 2024

ERTELEMENİN GÖLGESİNDE : ZAMANIN ESARETİ

Kasım 17, 2024 2
   ERTELEMENİN GÖLGESİNDE : ZAMANIN ESARETİ




Hayatın karmaşası içinde, çoğumuz ertelemeye sıkça başvururuz. Belki bir iş görüşmesi için hazırlık yapmayı, belki de bir kitap okumayı erteliyoruz. O an, hemen o işi yapmanın getireceği yükten kaçmak, daha sonra yapmanın verdiği rahatlıkla geçici bir mutluluk sağlıyor gibi görünebilir. Ancak, ertelemek aslında zamanımızın en büyük düşmanı olabilir.


Erteleme, bazen kaygıdan, bazen mükemmeliyetçilikten kaynaklanır. Kendimize oluşturduğumuz baskılar, planlar ve beklentiler, basit bir görevi devasa bir dağa dönüştürebilir. Oysa ki, küçük adımlarla başlayarak bu dağları aşmak mümkün. Her gün yapmadığımız şeylerin biriktiğini görmek, sonunda üzerimizde büyük bir yük oluşturabilir.


Kendimize karşı nazik olmalıyız. Ertelediğimiz her şeyin altında yatan duyguların farkında olmak, bizi bekleyen yüklerden kurtulmanın ilk adımıdır. Belki de en önemli çözüm, bu görevlerin üzerine gitmek yerine onlarla barışmaktır. Hedeflerimizi gözden geçirip, gerçekçi yaklaşımlar benimseyerek, kendimizi motive edici yollar bulmalıyız.


Sonuç olarak, ertelemek belki de bakış açımızda bir değişiklik yapmamız gerektiğini hatırlatıyor. Yapmamız gerekenleri ertelemek yerine, onlarla yüzleşmek ve ilerlemek, hayatın sunduğu her anı değerlendirmemize yardımcı olabilir. Zamanın kıymetini bilerek yaşamak, ertelemenin gölgesinde kaybolmamamızı sağlar..


Mehpare ÖĞÜT ŞENGÜL

KASIM 2024