Bir gün çıkacaksın yoluma ve yalvaracaksın ayaklarıma kapanarak. Affet beni diyeceksin, ağlayacaksın, sızlayacaksın ve kahrolacaksın ölürcesine. Gözlerinde yaş kalmayacak ağlamaktan. Yeri gelecek sürüneceksin yerlerde, yeri gelecek fırlatılıp atılacaksın bir mendil gibi. Bazen omuzlarda taşınacaksın, bazense hiç önemsenmeyecek, ama bir gün gelip benden af dileneceksin haykırırcasına…
Beni ne kadar üzdüğünle başlayacak hep cümlelerin. Her kelimenin altında bıraktığın yarayı iyileştirmeye çalışacaksın ama hiçbir zaman başarılı olamayacaksın. Kanayan yarayı hiçbir şekilde durduramayacak, geçip giden yılları geri getiremeyeceksin. Çünkü sen bir kere yapıp gitmiştin bu hatayı ve dönüşü yoktu, belliydi sonu…
Kuşlar kadar özgür olup uçmak istedim çoğu kez ama sen kırmıştın kanatlarımı. Artık kanatsız nereye gidebilirdim. Yarımdım, kırıktım, aşksızdım. Hata senindi ben şimdi kanadı kırık bir kuştum, çaresizdim…
Bazen de ağlamak isterdim. Ağlayıp koca bir göl olsun istedim göz yaşlarımla. Ama zaman geçtikçe ağlamayı bile unutturdun bana. Ağlayarak duygularımı ifade edemez olmuştum artık. Duysam bile bu dünyadan göçüp gittiğini ağlamayacaktım, çünkü sen beni ağlarken bırakıp gitmiştin, ağlayarak hiçbir şey geri dönmezdi ki…
Çoğu kez de bir zaman tünelinden geçmek isterdim. Bugünler hiç yaşanmamışçasına, sen benden gitmeden önceki günlere dönmek için; ağladığımı unutarak, kanadım kırılmadan önceki günlere; mutlu olduğum zamanlara…Ama sen çoktan gitmiştin ve sen suçluydun bir daha dönmeyecektin.
Yani ağlamalarım boşunaydı. Boşunaydı çırpınmalarım, yakınmalarım, sızlanışlarım.
Sen var ya sen değmezdin bu dünyada yaşadıklarıma, göz yaşlarıma.
Değmezdin bu aşka, anladım sonunda ama, iş işten geçmişti çoktan.
Çünkü ben sana çoktan yazılmıştım bu dünyada…
Mehpare ÖĞÜT
0 Comments:
Yorum Gönder
Yorumunuz İçin Teşekkürler Ediyorum