DİNLEMEK
İyi bir dinleyici olmak, iyi bir konuşmacı olmak kadar önemlidir. Nasıl dinlemek gerektiğini bilmezseniz, güzel bir akla sâhip olamazsınız.
· İyi bir dinleyici, söylenenlere dikkat ettiğini gösterir.
· İyi bir dinleyici, konuşmacıya saygı gösterir.
· İyi bir dinleyici, duyduklarıyla gerçekten ilgilendiğini gösterir.
· İyi bir dinleyici, duyduklarından anlam çıkarır ve bunu gösterir.
Bütün bu yukarıdakilerin sâdece görünüşteki tavırlarla değil, gerçek davranışlarla ilgisi vardır. Hep siz konuşmayacaksınız, dinlemek de durumundasınız. O nedenle, bunu iyi bir şekilde yerine getirin ve dinlediklerinizden olabildiğince faydalanmaya çalışın.
Bir dinleyicinin konuşanı dinlemek istemeyip yalnızca kendi konuşabileceği anı beklemesi çok rahatsız edicidir. Bu sabırsızlık, çoğunlukla başkaları tarafından fark edilir ve konuşmacı açısından sıkıntı yaratır. Siz hiç kimseyi dinlemek istemiyorsanız, neden başkaları sizi dinlesin?
KAZANÇ SAĞLAMAK
Konuşmak ne kadar akıllı olduğunuzu gösterebilir, bakış açınız hakkında diğerlerini ikna edebilir ve düşüncenize açıklık getirmeye yardımcı olabilir. Fakat konuşmak size nadiren yeni bir şey getirir. Öte yandan dinlemek, edinmek için çaba gösterirseniz size yeni fikirler kazandırır.
Daha önce duymadığınız bir bilgi olabilir. Örneğin, neden bâzı ülkelerde yolun sağ tarafından, bazılarında yolun solundan gidildiğini öğrenebilirsiniz.
Daha önce duymadığınız bir bakış açısı açıklanabilir. Sigara içenler, emeklilik ödentilerini herkesle aynı şekilde ödemektedir. Oysa sigara içenler çoğunlukla daha kısa yaşar (sigara içilen süreye bağlı olarak ömürleri 8 yıla kadar kısalmaktadır). Bu yüzden de yaptıkları katkının tümünün karşılığını almazlar. Demek ki, sigara içenler içmeyenlere bir anlamda destek olmaktadır.
Yeni anlayışlar ve kavrayışlar söz konusu olabilir. Amerika'da kişi başına düşen avukat sayısı, Japonya'dakinin 27 katıdır. Neden Amerika'da bu kadar çok avukat bulunmaktadır? Hukuk, hem bir birikim sağlayan, hem de başka işler yürütmeye olanak veren genel amaçlı bir nitelik olarak görülmektedir.
Yaşam süresini uzatmanın, kaynakları kullanmak açısından iyi olmadığına gerçekten inanan birini dinleyebilirsiniz. ABD'de sağlık bakımı harcamalarının yüzde 75'inin ömrün son bir ayında yapıldığı söylenmektedir.
TEKRARLAMA
Bu, dinlemenin çok yararlı bir bölümüdür. Konuşmacının söylediklerini ona tekrarlarsınız. Bu tekrar, söylenen şeyi anladığınızı gösterir.
Doğru mu anladım, sizce kadınlar erkeklere göre daha iyi doktor oluyorlar, çünkü daha sezgiseller ve daha fazla etkeni göz önünde bulundurabiliyorlar, öyle mi?
Suçlular yakalanma olasılıklarının çok az olduğunu hissederlerse, suçlara karşı cezaları artırmak pek de caydırıcı olmaz, vurguladığınız buydu değil mi?
Doğru mu anladım, sizce kadınlar erkeklere göre daha iyi doktor oluyorlar, çünkü daha sezgiseller ve daha fazla etkeni göz önünde bulundurabiliyorlar, öyle mi?
Suçlular yakalanma olasılıklarının çok az olduğunu hissederlerse, suçlara karşı cezaları artırmak pek de caydırıcı olmaz, vurguladığınız buydu değil mi?
SORULAR
Sorular, dinlemeyle yakından ilgilidir; ilgiyi ve dikkati gösterir; belli noktaların daha ayrıntılı incelenmesini ve yanlış anlamaların açıklığa kavuşturulmasını sağlar; konuşmacıya dinleyiciye ilginç gelen noktaları ayrıntılandırma fırsatı verir; bâzı hususları kontrol etmek için kullanılabilir.
Örneğin:
· Bunlar resmî makamlar mı yoksa yaklaşık tahminler mi?
· Bunu kendi gözlerinizle mi gördünüz, yoksa başkasının size söylediğini mi aktarıyorsunuz?
· Bu bilimsel bir gerçek mi?
Örneğin bir konuşmacı, “Yeni Zelanda'da düzeni bozuk ailelerde yetişen çocukların suçlu olma olasılığı çok daha fazladır” derse, bu şaşırtıcı olmayabilir. Eğer bunun üzerine olasılığın derecesini sorarsanız, o zaman şaşırabilirsiniz. Bu tür çocukların suçlu olma olasılığı 100 kattır. Bu çok büyük bir sayıdır.
Sizi özellikle ilgilendiren bir noktayla ilgili daha fazla ayrıntı sorabilirsiniz.
Birini dinlediğiniz sırada her zaman iki ayrı odak söz konusudur.
1. Dinlediğiniz kişi, bir düşünceyi açıklamak ya da bir tartışmanın bir yönünü ortaya koymak için bir şey anlatmaya çalışıyordur. Buna dikkat etmeniz gerekir.
2. Aynı anda ikinci bir odak vardır. Örneğin, bir yolda araba kullanıyorsunuz ve B iline varmaya çalışıyorsunuz. Ama giderken değişik bir köyden ya da tarihi bir yerden geçiyorsunuz. İlginizi çeken şeyi görmek için durursunuz.
Hz. Muhammet'in hadislerinde “düşünme” konusundan çeşitli defalar söz ettiği söylenmişse, bunların ne olduğunu öğrenmek isteyebilirsiniz. Burada marifet, eğer dinlemekten tam bir fayda sağlamak istiyorsanız, her iki odağı da akılda tutmaktır.
Örneğin:
· Bunlar resmî makamlar mı yoksa yaklaşık tahminler mi?
· Bunu kendi gözlerinizle mi gördünüz, yoksa başkasının size söylediğini mi aktarıyorsunuz?
· Bu bilimsel bir gerçek mi?
Örneğin bir konuşmacı, “Yeni Zelanda'da düzeni bozuk ailelerde yetişen çocukların suçlu olma olasılığı çok daha fazladır” derse, bu şaşırtıcı olmayabilir. Eğer bunun üzerine olasılığın derecesini sorarsanız, o zaman şaşırabilirsiniz. Bu tür çocukların suçlu olma olasılığı 100 kattır. Bu çok büyük bir sayıdır.
Sizi özellikle ilgilendiren bir noktayla ilgili daha fazla ayrıntı sorabilirsiniz.
Birini dinlediğiniz sırada her zaman iki ayrı odak söz konusudur.
1. Dinlediğiniz kişi, bir düşünceyi açıklamak ya da bir tartışmanın bir yönünü ortaya koymak için bir şey anlatmaya çalışıyordur. Buna dikkat etmeniz gerekir.
2. Aynı anda ikinci bir odak vardır. Örneğin, bir yolda araba kullanıyorsunuz ve B iline varmaya çalışıyorsunuz. Ama giderken değişik bir köyden ya da tarihi bir yerden geçiyorsunuz. İlginizi çeken şeyi görmek için durursunuz.
Hz. Muhammet'in hadislerinde “düşünme” konusundan çeşitli defalar söz ettiği söylenmişse, bunların ne olduğunu öğrenmek isteyebilirsiniz. Burada marifet, eğer dinlemekten tam bir fayda sağlamak istiyorsanız, her iki odağı da akılda tutmaktır.
SORULAR
Eğer soru sorulmamıza izin verilmeseydi, dünya nasıl olurdu?
Bu soruyu istediğiniz kadar kişiye sorun; çoğu kişi hayatın çok zor olacağı yanıtını verecektir. Onlara göre, böyle bir durumda iletişim kurmak zorlaşacak, diğer insanları işin içine katmak istediğimizde bunu sağlamak neredeyse olanaksız olacaktır. Sorular, bir dikkati yönlendirme yoludur sâdece.
Yunan filozofu Sokrates'in soru sorma konusunda çok büyük bir ünü vardır. Ne tür sorulardı bunlar?
Sokrates: En iyi atleti seçiyor olsaydınız, onu rastlantısal olarak mı seçerdiniz? Bir gemiyi kullanacak kaptanı seçiyor olsaydınız, o kişiyi rastlantısal olarak mı seçerdiniz?
Dinleyici: Elbette hayır.
Sokrates: O zaman neden politikacıları (son turda) rastlantısal olarak seçiyoruz?
Dinleyicinin, rastlantının ehil kişileri seçme konusunda iyi bir yöntem olmadığını söylemesi beklenir.
Sokrates, çoğunlukla “yol gösterici sorular” sorar ve dinleyicilerin sorulara “beklenen yanıtı” vererek adım adım kendi istediği sonuca ulaşmalarını sağlardı.
Sokrates, açık uçlu soruları ender olarak sorardı.
Bu soruyu istediğiniz kadar kişiye sorun; çoğu kişi hayatın çok zor olacağı yanıtını verecektir. Onlara göre, böyle bir durumda iletişim kurmak zorlaşacak, diğer insanları işin içine katmak istediğimizde bunu sağlamak neredeyse olanaksız olacaktır. Sorular, bir dikkati yönlendirme yoludur sâdece.
Yunan filozofu Sokrates'in soru sorma konusunda çok büyük bir ünü vardır. Ne tür sorulardı bunlar?
Sokrates: En iyi atleti seçiyor olsaydınız, onu rastlantısal olarak mı seçerdiniz? Bir gemiyi kullanacak kaptanı seçiyor olsaydınız, o kişiyi rastlantısal olarak mı seçerdiniz?
Dinleyici: Elbette hayır.
Sokrates: O zaman neden politikacıları (son turda) rastlantısal olarak seçiyoruz?
Dinleyicinin, rastlantının ehil kişileri seçme konusunda iyi bir yöntem olmadığını söylemesi beklenir.
Sokrates, çoğunlukla “yol gösterici sorular” sorar ve dinleyicilerin sorulara “beklenen yanıtı” vererek adım adım kendi istediği sonuca ulaşmalarını sağlardı.
Sokrates, açık uçlu soruları ender olarak sorardı.
BALIKÇI SORULAR VE AVCI SORULAR
CoRT programında “balıkçı sorular” ile “avcı sorular” arasında bir ayrım yapılmıştır.
“Avcı sorularda” hedefi biliriz. Ayrıca olası sonuçları da biliriz; bunlar “evet” ya da “hayır” şeklindedir. Örneğin:
· Bu sabah alış verişe gittin mi?
· Cornell Üniversitesi'nde okudun, değil mi?
Balıkçı sorular açık uçludur. Soruyu soran kişi hangi yanıtı alacağını bilmez. Örneğin:
· Amerika'daki en popüler kız ismi nedir?
· Sinüzit için en iyi tedavi hangisidir?
Balıkçı soru: Amerika'nın kadın başkanı kimdi?
Yanıt: Şimdiye kadar hiç kadın başkan olmadı.
Avcı soru: Amerika'nın hiç kadın başkanı oldu mu?
Yanıt: Hayır.
“Avcı sorularda” hedefi biliriz. Ayrıca olası sonuçları da biliriz; bunlar “evet” ya da “hayır” şeklindedir. Örneğin:
· Bu sabah alış verişe gittin mi?
· Cornell Üniversitesi'nde okudun, değil mi?
Balıkçı sorular açık uçludur. Soruyu soran kişi hangi yanıtı alacağını bilmez. Örneğin:
· Amerika'daki en popüler kız ismi nedir?
· Sinüzit için en iyi tedavi hangisidir?
Balıkçı soru: Amerika'nın kadın başkanı kimdi?
Yanıt: Şimdiye kadar hiç kadın başkan olmadı.
Avcı soru: Amerika'nın hiç kadın başkanı oldu mu?
Yanıt: Hayır.
ÇOKTAN SEÇMELİ SORULAR
Dinleyici, konuşmacıya öyle bir soru sorabilir ki konuşmacının bu soruya sınırlı bir yanıt grubu içinden seçim yaparak yanıt vermesi gerekebilir.
Çoktan seçmeli sorulara örnek şöyle olabilir:
Aşağıdaki faktörlerden birinin diğerlerine göre kalp rahatsızlıklarıyla daha fazla ilişkili olduğunu söyleyebilir misiniz:
a) Genetik b) Irk c) Yaşam tarzı d) Yeme tarzı
Bir başka örnek: “Aşağıdaki konulardan hangisi politikacıların seçimlerde verdikleri sözler arasında daha fazla yer alır:
a) sağlık b) eğitim c) vergi d) iş e) ekonomik büyüme f) suç
Yanıt, “eğitim”dir. Hemen her Amerikan başkanı kendisini “eğitim başkanı” diye tanımlar.
Çoktan seçmeli sorulara örnek şöyle olabilir:
Aşağıdaki faktörlerden birinin diğerlerine göre kalp rahatsızlıklarıyla daha fazla ilişkili olduğunu söyleyebilir misiniz:
a) Genetik b) Irk c) Yaşam tarzı d) Yeme tarzı
Bir başka örnek: “Aşağıdaki konulardan hangisi politikacıların seçimlerde verdikleri sözler arasında daha fazla yer alır:
a) sağlık b) eğitim c) vergi d) iş e) ekonomik büyüme f) suç
Yanıt, “eğitim”dir. Hemen her Amerikan başkanı kendisini “eğitim başkanı” diye tanımlar.
Bir Sonra Ki Konular ;
- Paralel Düşünme,
- Altı Şapka,
- İşbirliği İle Yürütülen Araştırma,
- Altı Düşünme Şapkası,
- Beyaz Şapka,
- Kırmızı Şapka,
- Siyah Şapka,
- Sarkı Şapka,
- Yeşil Şapka,
- Mavi Şapka,
MEHPARE HANIM,AKTARDIĞINIZ KONU BENCEDE ÇOK ÖENMLI ANCAK BENIM YORUMUM BU YAZDIKLARINIZLA İLGİLİ OLMIYCAK,DOLAYISIYLA YAYINLANMASI İÇİN YORUM YAZMIYORUM,SADECE SITENIZI GÖRDUM, EDEBIYYATÇILIĞINIZA ŞAHİT OLDUM VE BENIM DE BENZER ÇALIŞMALARIM OLDUĞU İÇİN SIZINLE PAYLAŞMAK VE SIZI DAVET ETMEK İSTEDIM.BAŞARILARINIZIN DEVAMINI VE ARZU ETTIĞINIZINDE ÖTESINDE GUZEL ESERLER VERMENIZI TEMENNI EDİYORUM..
YanıtlaSil