MUTLULUK ARAYIŞI - Ş A İ R A N E
“Biliyorsun ben hangi şehirdeysem Yalnızlığın başkenti orası.” – Cemal Süreya “Yaşamak değil, Beni bu telaş öldürecek…” – Özdemir Asaf “Ah, kimselerin vakti yok Durup ince şeyleri anlamaya.” – Gülten Akın “Cıvıl cıvıldı gözleri Yeni dağılmış bir ilkokul gibi.” – Can Yücel “Duyguluysan işin zor, Yaşamda yeniksindir.” – Özdemir Asaf “İçim hem kimsesizdi hem kalabalık.” – Edip Cansever “Hüznümle vedalaşmayı bana öğretmediler.” – Gülten Akın “Dönmeyeceğimiz bir yer beğen, Başka türlüsü güç.” – Turgut Uyar “Vasiyetimdir: Dalgınlığınıza gelmek istiyorum Ve kaybolmak o dalgınlıkta.” – Didem Madak “İçime gene Yolculuk mu düştü, nedir?” – Orhan Veli “uçurumlar var uçurumlar diyorum ben insanla insan arasında kendiyle kendi arasında.” – Nilgün Marmara “Sen ki saçından tırnağına kadar Bir hürriyete bedelsin.” – Turgut Uyar “Bir buluşma yeridir şimdi hüzünlerimiz.” – Edip Cansever “Bütün renkler aynı hızda kirleniyordu, Birinciliği beyaza verdiler.” – Özdemir Asaf

Bu Blogda Ara

27 Haziran 2009

MUTLULUK ARAYIŞI


Sizin için en başta gelen şey nedir?


Çocuklarınızı büyütmek mi?


Bunu yapmak için hayatta kalmak zorundasınız.


İdealinizi gerçekleştirmek mi?


Bunun için de hayatta olmalısınız.


Dünyayı değiştirmek mi?


Gene hayatta olmalısınız.


Çok sâde çok açık bir biçimde baktığınızda bunu açıkça görürsünüz: Herhangi bir şey yapmak için önce bedeninizin var olması ve onu canlı tutmanız gerekir.


Bedeni canlı tutmak için ne yaparsınız?


Yer ve içersiniz, tehlikelere karşı korunmaya çalışırsınız. Bu tehlikeler bir hayvan ya da insanın saldırısı, bir hastalık, sel, deprem, kaza ve benzeri olabilir.


Şimdi bu satırları okuyorsunuz. Bedeni hayatta olan biri olarak şu an ve her an en çok neyi isterdiniz? Son model arabayı mı, bir evi mi, bol parayı mı, güzel ya da yakışıklı bir eşi mi, bir başka ülkede olmayı mı, başkalarının sizi saygıdeğer bulmasını mı, hep sağlıklı olmayı mı? Yoksa dünyanın kurtarıcısı olmayı mı?


En çok neyi isterseniz isteyin temel arzunuz " Her an mutlu olmak" değil mi? Hiçbir korku, sıkıntı, acı ve pişmanlık çekmemek ve hep mutlu olmak. Temel arzumuz budur.


Gerçekte insanoğlu her an mutlu mu?


Dikkatle baktığımızda açıkça görürüz ki değil.


Mutsuz iseniz ne yaparsınız? Hemen bir sigara mı yakarsınız, alkollü bir şeyler mi içersiniz, bir tanıdığınızla mı konuşursunuz, bir şeyler mi yersiniz, ağlar mısınız, bedeninize acı verici bir şeyler mi yaparsınız, uyuşturucu mu kullanırsınız,dua mı okursunuz? Bunlar veya bunların dışında başka bir şey yapınca mutlu oluyor musunuz? Yoksa bunları yaparak sâdece sizi mutsuz eden şeylerden mi kaçıyorsunuz?


Mutlu olduğunuzu söylediğiniz anlarda gerçekten mutlu musunuz? Yoksa yaşadığınız şey, korku, umutsuzluk, tatsızlık, gerginlik, sıkıntı, acı ve pişmanlıklar arasındaki bir boşluk mu?


Sahip olduğunuz bir şeyi başka insanlarda veya başka şeylerde aramak büyük bir yanılgıdır. Bunun gibi mutluluğu aramak ta insanoğlunun en büyük yanılgılarından biridir.


"Siz mutluluğa zâten sahipsiniz" demek bile yanlıştır.


Çünkü siz, mutluluğun kendisisiniz.


SİZ MUTLULUKSUNUZ.


Her türlü mutluluk arayışını hemen bırakın.


Arayışı bıraktığınızda mutlulukla tanışırsınız. Yâni kendinizle tanışırsınız. Göreceksiniz ki mutluluk, hiç kesilmeyen, beden dâhil her şeyden bağımsız ve ölümsüzdür.



Alıntıdır…

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Yorumunuz İçin Teşekkürler Ediyorum