YAŞIYORUZ YAŞADIĞIMIZIN FARKINA VARMADAN…



Bir bakarsın her şey yalan olmuş…
Bir bakarsın gökteki yıldızlar yerlerde…
Kuş kanadında ki son çırpınışlar, son serzenişler…
Yaralı yürekler, ağlayan gözler, acı çeken bedenler…
Ne şimdi bu satırlar, neden şimdi, neden ve kime…
Yoksa bir filmin içinden çıkıp da geliveren, yüreğimi deliveren hislerin esintisi mi !
Bilmem ki !...

Eskidende mi böyleydim yoksa son yılların ardından kopup da geliveren yalnızlığımın dışa yansıması mı bu bilmiyorum. Bilsem de neye yarar, iş işten geçmişken !...

Ben demlediğim en koyu çayı tomurcuğunu katmadan yudumlarken, zeytinin yanına peyniri katık etmeden yerken, güneşin yerine her sabah yağmurları seyrederken, neye yarar bundan sonra ki söylemlerim. Kimedir şikayetim. Beni Yaratana mı, Yaratanın yarattığı ve bana yollayan , ardından beni terk edip giden sana mı yoksa vefasız dostlara mı.

Kimler gelip kimler geçiyor şu hayatımızdan ! Bir çoğunun adını bile hatırlamadığımız ama o masum simalarını beynimize kazıdığımız; kapı komşularımız, okul arkadaşlarımız, hayatımıza giren aşklarımız, sevdiklerimiz ve sevmediklerimiz…

Geriye dönüp baktığımda aslında yaşadığımız hayatın karıncayı incitmeyecek kadar ve kimseyi kırmayacak kadar çabuk geçtiğinin farkına varmadan yaşayıp gidiyoruz, öylesine savurgan, öylesine hoyrat ve öylesine vurdumduymaz…

Bir gün bu günleri arayacağımızı bile hiç düşünmeden hem de yaşayıp gidiyoruz kuş misali seyirlerle…


Mehpare ÖĞÜT
2008

0 Comments: