BOSNALI LEYLA

Annem hep, “Başkaları için savaş bitti. Ama bizim için daha yeni başladı” diyor…

PEGASUS YAYINLARI – Ullstein Buchverlage Gmbh, Berlin, 2001 yılında Ulstein Taschenbuch Verlag tarafından yayınlanmış ve ülkemizde ise ilk baskısı 2010 yılına ait olan “Leyla” Alexandra CAVELİUS tarafından kaleme alınmıştır…

Leyla, henüz 16 yaşında bilmediği ve anlam veremediği bir savaşın içine düşmüş Bosnalı bir genç kızın, kabuslarla dolu yıllarını anlatmaktadır. Leyla ile birlikte binlerce kadının gözleri önlerinde öldürülen eş, çocuk, akrabalarıyla birlikte, evlerini terk etmek zorunda kalmalarına, genç/yaşlı demeden çocukları ile birlikte hapsedildikleri toplama kamplarıhda uğradıkları toplu tecavüzleri, geçirdikleri travmaları anlatmakta olan oldukça yürekleri burkan ve okurken insanı olayların içindeymişçesine yaşatan hikayelerini anlatmakta. Ve bu hikayenin en büyük kahramanlarından biri de Bosnalı Leyla’dır. Başından geçen onca şeye karşın içinde her daim küçücük de olsa umut barındırabilmiş ve bir gün yaşadığı bu kabusların biteceğine olan inancıyla ayakta kalmayı başarabilmiştir…
Ayrıca savaşın karanlık yüzünü ve insanlar üzerinde bıraktığı ruhsal bozukluklara da değinmesi açısından da oldukça önemli…

Kitap hakkında çok fazla detaya inmek istemiyorum ama kitaplığımda sona sakladığım kitaplardan biri olarak, sadece bir günde okuduğumu söyleyebilirim. Oldukça sürükleyici ve bir sonra ki sayfada Leyla’nın başına gelebilecek şeyin merakını uyandıran, herkesin anlayabileceği sade bir dille yazılmıştır.

Bu arada yazar hakkında da kısa bir bilgiyi paylaşmak istiyorum.

Alexandra CAVELİUS, 1967 yılında doğmuş ve serbest çalışan bir gazetecidir. Alman gazete ve dergilerinde yazı yazmaktadır. Cavelius savaş sonrasında Uluslar arası Mahkeme’ye çıkmaya hazırlanan kadınlar üzerine yaptığı bir araştırmayı hazırlarken Saray Bosna’da bir köyde Leyla ile tanışmıştır. Kitapta kişilerin ve yerlerin isimleri değiştirilmiştir. Cavelius aynı zamanda Rabia Kadir’in yaşam öyküsünün yer aldığı Ejderha Savaşçısı adlı bir kitap yazmış olup, Berlin’de yaşamaktadır.

Bu arada kitabı okuyan ve arka kapakta yer alan birkaç eleştirmeninde düşüncelerini paylaşmakta yarar görüyorum…

Allt on Böcker
-Bu kadar acı ve yürek burkucu bir kitap okumadım. Ağlayarak elimden bıraktığım kitaba her seferinde geri döndüm. Korkunç bir öyküydü. Bir zamanlar basın organlarında Yugoslavya’nın adıyla birlikte duyduğum “etnik temizlik”, “toplama kampı”, “toplu tecavüz” gibi sözcüklerin en anlattığını bu kitapta anladım.

Svenska Dagbladet
-Balkanlarda neler olup bittiğini anlatan sarsıcı bir kitap. Leyla kendisinin ve başka kadınların yaşadıkları cehennemi haykırıyor. Bu kitabı sonuna kadar okuyup bitirmeden duramıyorsunuz.

Dagens Nyheter
-Eğer yetkim olsa her okula insanlık dersi diye bir ders koyar ve bu kitabı herkesin okumasını zorunlu kılardım.

Kitapla ilgili bu düşüncelerden sonra eminim okuma istediği duyacaksınızdır. Hala okumayanlarınız varsa mutlaka bu kitabı edinip okuyun derim…

Bir başka kitapta buluşmak üzere,,,

Mehpare ÖĞÜT




0 Comments: