İFTİRA

Ömer Seyfettin’in “Kaşağı” adlı öyküsünü bilirsiniz…Bu öykü, iftiranın ne denli acı verdiğini öyle güzel aktarır ki bizlere… Etkilenir, içimizin burkulduğunu hissederiz… Kardeşine iftira atıp onun ölümünden sonra vicdan azabıyla yanıp tutuşan bir çocuğun dramı anlatılır bu öyküde… Ömer Seyfettin’in harika aktarımıyla alt üst olur insan…Sarsılır… Gözleri dolar “Kaşağı” yı okurken…Sesi titrer…Öğretmenlik yaptığım yıllarda bu öyküyü öğrencilerime de yorumlatır, iftiranın ne denli kötü olduğunu onların yüreklerine de beyinlerine de işlemeye çalışırdım…

İftira gerçekten çok yaralayıcı…Suçsuz birine iftira atmak, affedilir bir davranış biçimi değil… Haklı bir isyan gösterir kendisine iftira atılan kişi… Bir suç yaftalanır, suçsuz kişiye…Çamur atılır…İnananların da desteğiyle olay, büyütülür, abartılır….Hayır, ben yapmadım, haykırışlarına kulak tıkanır….Bakışlar değişir, ona bakan insanlar kendi aralarında bir şeyler konuşur….İşaret ederler… İşte o işi yapan bu derler….Etrafında suçsuzluğuna inanan birkaç dostla birlikte kalakalır ortada…Yorgun düşer kendini savunmaktan….Zor bir durum, iftira virüsüyle uğraşmak……Kıskaca alınmış hisseder kendini kişi…İftira atan çekilir kenara sinsi sinsi izler olayları…Amacına ulaşmıştır, perişan etmiştir onu…Bunu vicdanı nasıl kabul eder, anlamak çok zor…

Bir öğrencim anlatmıştı: “İlçemizde Almanya’ya işçi olarak gidenler bir hayli fazladır…Bir mahallede iki çocuklu, eşi Almanya’da çalışan bir kadın, erkek kardeşini birkaç gün evinde misafir ediyor…Erkek kardeşi onların ihtiyaçları ne ise alıyor ve görevini tamamladıktan sonra evden ayrılıyor…Erkek kardeşi olduğunu bilmeyen bir kişi, Almanya’daki kocasına mektup göndererek eşinin kendisini aldattığını söylüyor…Başından vurulmuşa döne koca, hemen Türkiye’ye geliyor…İlçe meydanında eşiyle karşılaşıyor…Birden eşini karşısında gören kadın, şaşırıyor…Sevinçle yanına gidiyor…Ancak koca sorma gereğini bile duymadan silahını ateşliyor ve zavallı kadını öldürüyor…İki çocuk da ortada kalıyor…Gerçeği hapishanede öğrenen koca, çok üzülüyor ve pişman oluyor…Mektubu yazan kişi de pişman oluyor; ama korkunç hata bir cana mal oluyor…”

Bir öğrencim de şunları anlattı: “Amcam, elektrikçidir…Her eve tamir için gider…Dürüst bir insandır…Mahallede amcama göz koyan bir kadın, tamir bahanesiyle onu evine çağırır…Eve girdikten sonra amcam kadının niyetini anlar ve “Hiç utanman yok mu be kadın, ben evli ve eşini çok seven bir erkeğim…Bir daha beni çağırma, artık hiçbir iş için senin evine gelmem…” der…Hırsla evi terk eder…Amcam, eve gelince yengeme de durumu anlatır…Her ikisi de o kadınla bir daha görüşmeme kararı alırlar…Ertesi gün, kapıları çalınır ve iki polis memuru kapıda, amcamın hakkında şikayet olduğunu, karakola kadar gelmesi gerektiğini söyler…Öğrenirler ki o kadın, bir şikayet dilekçesi hazırlamış ve bu dilekçeyi de alelacele savcılığa vermiş…Kendisine evinde saldırıldığını, tecavüze uğradığını belirtmiş bu dilekçede…Amcam, olayı tekrar aktarır polislere; ama öncelikle dilekçe sahibine inanırlar tabi…Tutuklanır amcam…Yengem de olayı bildiği için destek olur amcama…Amcamın kendini temize çıkarması öyle pek kolay olmaz…Yıllar geçer ve suçsuzluğu anlaşılır…Ama bir hayli hırpalandıktan sonra…Bu iftira nedeniyle, ailecek çok yıprandık…Kimsenin yüzüne bakamadık…İftiranın ne kadar kötü olduğunu en iyi bilenlerden biriyim ben hocam!..”

Bazı hırsızlar da iftirayı korunma kılıfı olarak kullanırlar…Beyefendi (!) çalmış, çırpmış, kasasını doldurmuştur…Belgelerle de kanıtlanmıştır bu hırsızlığı…Buna rağmen o, “İftira, bunların hepsi iftira!..” diye bağırır…Nitekim, büyük hırsızlara bakın…Hepsi iftira simidine sarılırlar…Utanma, arlanma yoktur onlarda…Yüzsüz, arsız insanlardır…Öyle hırslıdırlar ki çalmaya doymazlar…Sanki hiç ölmeyeceklermiş gibi…Mala mülke çok düşkünlerdir…Paradan başka hiçbir şey düşünmezler…Herkese de parası oranında değer verirler…Hiç sevmem bu tür insanları…

Henry Fielding diyor ki:”İftira, kılıçtan daha zalim silahtır; çünkü iftiranın açtığı yaralar hiç kapanmaz…”

Sevgili dostlar!..İftira atmak büyük bir suçtur…Ne iftira atalım ne de iftiraya uğrayalım…Uzak duralım iftiradan…

Sevgiyle kalın!..

Asım ERDOĞAN


0 Comments: