Yaşama hep olumsuz bakanlar vardır bilirsiniz…Karamsar ruh yapılarıyla etrafı da kendilerini de huzursuz ederler… Yapabilirim demek yerine yapamam, derler hep…Geleceğe dair tüm umutlarını yitirdikleri için sorunlarla mücadele etme güçleri de yoktur, onların…Çabuk yıkılırlar direnç gösteremedikleri için…Üstelik bu yıkılmalar, onları daha da karamsar hale getirir, zaman içinde…Mütemadiyen,sızlanır dururlar…”İşte görüyorsunuz, benim hiçbir işim olumlu sonuçlanmıyor…” diye de kendilerini haklı çıkaran değerlendirmelerde bulunurlar…Umutsuz halleri, canını yakar tüm sevdiklerinin…Ona, yaşama dair güzel şeyler söyleyerek moral vermek isterler, arkadaşları, dostları, yakınları…Nafile çabalardır bunlar…Çünkü karamsar insanlar, vazgeçemezler negatif tutum ve davranışlarından…Sürekli ağlarlar ve içlerini bu yolla rahatlatırlar çoğu zaman…Oysa, sorunlar, çoğalır ve çözülemediği için de oluşan baskı sürekli artar…Karamsarlık, için için kemirir onları…Sadece onları mı?..Hayır!..Etrafındakileri de…Siyah gözlükler, gözün rengini de ruhun coşkusunu da karartır…Hep siyah görünür onların gözünde her şey!..Simsiyah bir dünyaya bakmak zorunda kalmak!..Ne zor şeydir!..
Elbette, hepimizin zaman zaman karamsarlığa düştüğü anlar vardır; ama bu geçicidir…Yeni umutlarla, yeni beklentilerle, yeni çabalarla bu karamsarlık anı kolayca atlatılır…Yeter ki yaşama sevincimizde, pozitif bakış açımızda bir değişim söz konusu olmasın…İnsan, umutla yaşar…Sağlıklı nefes alıp verebilmemiz bile her daim umutlu olmamıza yeter bir nedendir…Unutmayalım ki yaşam zigzaklarla doludur…Her şey istediğimiz gibi gitmez…Beklentilerimizin tümü gerçekleşmez…Hayallerimiz, bir bir yok olabilir…İnsan ilişkilerinde hüsrana uğrayabiliriz…Yalancılarla, sahtekârlarla, acımasızlarla karşılaşabiliriz…Aldatılabilir, kandırılabiliriz…Bütün bunlar, tüm insanlar kötüdür anlamına gelmez ki!..Niye iyileri yok sayarız, bunu hiç anlamamışımdır…Bu durum gerçekten üzer beni…İyiler vardır ve hep olacaktır…Umutsuz olmanın, karamsarlığa kapılmanın hiç ama hiç gereği yoktur…
İzlerken TV kanallarını, okurken gazete sayfalarını kahroluyoruz…Tecavüzler, cinayetler, cinsel sapkınlıklar, intiharlar, ölenler, cenaze törenleri, yüzsüz, arsız ve edepsizler, yüreğimizi karartıyorlar…Kızıyoruz, üzülüyoruz, bağırıp çağırıyoruz…Ama hiçbir zaman umudumuzu kaybetmiyoruz…”Batsın bu dünya” mantığıyla hareket etmiyoruz…Yaşama sevincimizi asla köreltmiyoruz…Şarkı söylemekten vazgeçmiyoruz…Vazgeçmemeliyiz…Neşeli olmaya, güler yüzlü davranmaya, insanları, hayvanları ve doğayı sevmeye devam etmeliyiz…Biz bunun için bu dünyaya geldik!..
O kadar çok karamsar insanla karşılaşıyorum ki bu beni endişelendiriyor doğrusu!..Evet!..Haksız da değiller hani!..İş bulmak zor, geçinmek zor, evlenmek zor, evliliği yürütmek zor, çocukları eğitmek topluma kazandırmak zor… Gerçekten zor bir yaşam sürdürüyoruz hepimiz!..Sadece paraya, mala mülke sahip olmak da yetmiyor mutlu olmamız için…Eşimle geçen yaz Bodrum marinada dolaşırken, lüks bir yatın içinde, birbirlerine hakaret eden bir çift gördük…Yatın üzerindeki küçük bir kız çocuğu da ağlıyordu onlar kavga ederken!..Bakıştık birbirimize…Her şeyleri var, mutluluk hariç diye düşündük akabinde…Hedef mutlu olmak olmalıdır, herhangi bir koşul belirlemeden…Sevmek gereklidir, hiçbir çıkar gözetmeden…Karamsar değil kararlı olmak gereklidir, umutsuzluğa kapılmadan…
Z.N. Hurston’un “Karamsar Olmak Zor Değil” şiirini çok beğenirim…Şöyle diyor şair:
Karamsar olmak zor değil,
zor olan çılgın bir fırtınadan sonra
gökkuşağı gibi gülümseyebilmektir...
Kucaklamaya kollarının yetmeyeceği bir ağaç,
bir tohumla başlar;
En uzun yolculuklar, bir adımla başlar;
Gerçek sevgiler ise bir tebessümle başlar...
Annem her fırsatta çocuklarına
güneşe doğru zıplamalarını öğütlerdi.
Güneşe ulaşamazdık ama
hiç olmazsa ayaklarımız yerden kesilirdi…
Karamsar olmayalım!..Her şeye rağmen yaşamak çok güzel!..
Asım ERDOĞAN
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Yorumunuz İçin Teşekkürler Ediyorum