ESKİ AŞKLAR




Nerede o eski aşklar, diye söze başlarız hayıflanarak…”Ben onun yüzünden düştüm bu derde / Beklerim onu hep pencerelerde…” şarkısında belirtilen, sevgiliye duyulan özlem içimizi sızlatır…Şu şarkıdaki nazik ifadeler de mest eder hepimizi!..”Bir bahar akşamı rastladım size / Sevinçli bir telaş içindeydiniz / Derinden bakınca gözlerinize / Neden başınızı öne eğdiniz?..” Siz’li ifadeye dikkatinizi çekmek istiyorum, izninizle…Günümüz aşklarının, yavanlığı, kabalığı, bir ucundan tutunca kopuveren çürüklüğü yanında nasıl da masum duruyor…Aşk, korunması gereken bir mücevher gibidir…Ilık ılık akmadıkça yüreklere, sıradanlaşır, değerini yitirir, bir kenara hoyratça bırakılır…Oysa eski aşklar, sıra dışıdır…Değeri bilinir, korunur, büyüsü asla kaybolmaz…Giderek artan sevgiyle taçlandırılır…Yüreğe indi mi bir kere…Ancak aşkı o yürekten ölüm çıkarır…

Sevdiğimizin penceresi altında , küçük taşlar atarak sinyal verdiğimiz ve heyecanla onun pencereye çıkmasını beklediğimiz anlar unutulabilir mi?..Ya yazdığımız ve pembe zarfın içinde ellerimiz titreyerek sunduğumuz nağmeler, nasıl da buram buram sevda kokardı…Heyecanla açılan ve gizli saklı köşelerde okunan sevda sözcükleri ne kadar içtendi ve ne kadar güzeldi!..Bugünün kuru ve yavan, tepeden bakan, içi sevgi ile doldurulmamış telefon mesajlarından çok farklıydı…Mektubu göğsümüze bastırarak, iyice sardığımız gül kokulu nağmeleri arıyoruz…Sokak başında bıkmadan usanmadan beklerdik sevdiğimizin geçişini…Bir an görmek için saatlerimizi seve seve feda ederdik…Çünkü, çok çıkmazdı o zaman kızlar evlerinden…Göremezdiniz istediğiniz her an…Şimdi sevdiğimizi görmek zor değil artık!..Ama yitirdik eski duygularımızı, sevgiye aşka olan saygımızı…Kolay av oldu artık sevdalarımız…

Sevdiğim bir şarkıda şöyle der: “ Hakkım yok seni sevmeye / Çıktın karşıma ne diye / Sen başkasının malısın / Kalbim bunu nerden anlasın / Unutmam lazım çünkü sen / Arkadaşımın aşkısın…” öyleydi gerçekten eskiden…Aşklara saygı vardı…Hele arkadaşınız ise söz konusu olan bağrınıza taş basar, belli etmezdiniz sevdiğinizi…Şimdi öyle mi?..Arkadaş falan hak getire…Kim kimi ayartabilirse, hiç acımadan, içine sindirerek, arkadaşının elinden alıveriyor sevdiğini…Siz olur mu böyle şey, deseniz de fark etmiyor…Anında gerçekleşiveriyor bu istenmeyen olay!..

Bir hasta ziyaretine gitmiştik hastaneye…Genç biriydi hastamız…Önemli bir ameliyat geçirdiğini öğrendik…Ben hastayı fazla tanımıyordum…Babası arkadaşım olduğu için ziyarete gitme gereği duydum…Eşimle birlikteyiz…Eşimin de bir kız arkadaşı bize eşlik ediyor…Hastane kapısının önünde merdivenlerden çıkıyoruz…Hafif bir yağmur var o anda…Kapının giriş bölümünde bir genç kız bir ileri bir geri gidip geliyor…Tedirgin ve mutsuz…Eşimin kız arkadaşı hafif bir işaretle onu gösterdi bize…”Dikkatli bakın!..Sonra olayı anlatacağım size…” uyarısında bulunarak…’. 2.Kata merdivenlerden çıktık spor olsun diye…Oda numarasını bildiğimiz için kolay ilerledik koridordan…Odaya girdik ve bazı kişilerin de orada olduğunu gördük…Geçmiş olsun dileklerimizi ilettik…Çiçeğimizi verdik…Kısa bir hastalık muhabbeti esnasında hastanın eşinin huzursuzluğu dikkatimi çekti…Arada bir pencereden dışarıya bakıyor ve sonra tekrar bize doğru dönüyordu…Öyle tedirgindi ki diken üstünde oturur gibi…İyi dileklerimizi ilettik ve ayrıldık odadan…Başladı eşimin kız arkadaşı anlatmaya…” Hasan’la 3 yıl önce evlendi Feriha!..Kapıda gördüğünüz kişi de Esra!..Feriha’nın can ciğer arkadaşı…Daha doğrusu arkadaşı idi…Esra ile Hasan birbirlerini seviyorlardı…Bu Feriha ne yaptı etti, Esra’nın elinden Hasan’ı aldı ve onunla evlendi…Öyle sarsıldı ki Esra, uzun bir süre kendine gelemedi…Hiç kimseyle de evlenmedi…Şimdi Hasan için gelmiş sanıyorum…Ben her ikisini de tam tanımıyorum; ama Feriha çok fettan bir kız diye duydum…Ne yapmış etmiş, Hasan’ı elinden almış Esra’nın… Hasan’ı ziyarete gelirse diye odada tedirgindi Feriha!..” Şaşkınlıkla baktık eşimle birbirimize…Bu nasıl arkadaşlıktı böyle!..İnanamadık duyduklarımıza…Ama gerçekti ne yazık ki…

Eskiden ömürlüktü aşklar!..Gözü başkasını görmezdi aşıkların!..Şimdi aşklar anlık!..Daha doğrusu adı aşk; ama yaşananlar aşk değil…

Bir ömürlük aşklardan bir gecelik ilişkiye uzanan değişkenlik…Ne yaman bir çelişki!..

Sevgiyle kalın!..

Asım ERDOĞAN





0 Comments: