Yalan Dünya dizisinde herkesin sevgilisi oluveren Vasfiye
Teyze, bam telimize dokundu adeta…”Ne çektin be!..Ne yapacan mecbuuur!..”
sözleri ile Vasfiye Teyze yaşamımızdaki ortak derdi dile getirdi…Her yere her
şeye uygulanır oldu bu sözler…Sloganlaştı…Nedeni çok basit…Evet, hepimiz çok
çektik…Çekmeye de devam ediyoruz…En zengin aileler de bile aile reisinin, neler
çektim ben bu serveti oluştururken, yakınmasını duyarsınız…Fakir ailelerin ise
her ferdi her zaman dik durmak zorundadır…Bir mücadeledir yaşam…Hepimiz yaşarız
bu mücadeleyi…Çırpınırız yaşama tutunabilmek için…Biliriz ki tutunamazsak
yaşama, ayakta duramayız…Sendeler, yıkılırız…
Çok çektik gerçekten…Kimimiz bir çorbaya bile muhtaç olduk
zaman zaman…Annem anlatır bana… Evlendikten bir süre sonra ayrı eve çıkmak
zorunda kalmışlar…Hiç eşyaları yokmuş yeni evlerinde…İlk gün yiyecekleri bile
olmamış…Bir komşu fark etmiş garipliklerini…Kapılarını çalmış…Tepsi içinde iki
kase çorba ve ekmek vermiş annemle babama…Hiç unutmam o günü ve o anı der
annem…”O çorba uğurlu geldi bize…Ertesi gün, babanın maaşının artmasına neden
olan yeni ek gelir imkanı doğdu ve o sayede toparladık kendimizi…Ve sıkıntı yaşasak
da çoğu zaman, bugünlere geldik…Sizleri yetiştirdik ve yaşama tutunmanızı
sağladık çok şükür…” Doğru, yaşama tutunduk…Ama biz de çektik sıkıntılar…Eşimle
kenetlendik ve atlattık…Hâlâ bir mücadelenin içindeyiz…Dimdik ve
kararlı…Çekmeyen var mıdır?..Hiç sanmıyorum…
Yazının giriş bölümünü okurken, büyük bir olasılıkla,
içinizden ama belki de yüksek sesle “Ben de çok çektim…Ne mücadeleler verdim
bir bilseniz!..” diyorsunuzdur…Çünkü ne zaman böyle bir konu açılsa, hemen biz
de ileri atılır, neler çektiğimizi sıralamaya başlarız…Kimimiz iş bulamamıştır,
kimimiz işinden atılmıştır, kimimiz iflas etmiştir, kimimizin hastalık yakasına
yapışmıştır, kimimiz evladından, kimimiz gelininden, kimimiz kaynanasından eza
cefa görmüştür… Kimimizin eşi sarhoş, kimimizin eşi vefasızdır…Kimimizin o
kadar çok derdi vardır ki ahtapotun kolları gibi vücudun her yerini
sarmıştır…Vasfiye Teyze’nin sözlerinin bu derece tutmasının ana nedeni de
budur…
Çileli bir yaşamın öyküsünü aktaracağım sizlere: “
Doğumundan hemen sonra annesi vefat ediyor bu kişinin…Babasını da 3 yaşındayken
trafik kazasında kaybediyor…Küçük yaşta hem annesiz hem de babasız
kalıyor…Babaannesi ve dedesi üstleniyorlar bakımını…Ellerinden geldiği kadar
koruyor ve kolluyorlar onu…6 yaşına giriyor çocuk…Ancak babaanne kanser
hastalığına yakalanınca dayısı devralıyor çocuğun bakımını…Başka bir şehirde
yaşamak zorunda kalıyor çocuk…Başka bir ev, başka bir tutum ve davranış…Yenge,
çok gaddar davranıyor ona…Kendi çocuklarının onun yüzünden yeterince
beslenemediklerinden şikayet ediyor ve ona kısıtlı yemek veriyor…Dayının bu
durumdan haberi yok tabi…Zayıflıyor giderek çocuk…Dayı doktora götürüyor ve
zayıflama nedenini öğreniyor ondan…Yeterince beslenemediği gerçeği çok üzüyor
onu…Okul başlama yaşı da geldiğinden masraflar giderek kabarıyor ve yine başka
bir şehirde oturan çocuğun amcasına mektup yazarak durumu aktarıyor…Amca,
olumlu yaklaşmıyor ve bakamayacağını cevabi mektubunda belirtiyor…Babaannenin
vefatının ardından dede de çok yaşamıyor ve o da yaşamını yitiriyor…Her
ikisinin yaşadığı ev miras olarak çocuklarına kalınca, amca yumuşuyor ve çocuğu
evin hatırına yanına alıyor…Çileli yılların ardından sürekli burs kazanarak,
amcasına yük olmadan okuyan çocuk, gençlik yıllarında ek işlerde çalışarak
masraflarını karşılıyor ve amcasının bütçesine katkı da sağlıyor…Ancak,
amcasının kızı kendisine aşık olunca amca bunu fark ediyor ve onu evden onu
kovuyor…
Hem okuyup hem de ek işten aldığı para ile hayatını zar zor
sürdüren delikanlı, hiç takılmadan üstelik birincilikle Hukuk Fakültesi’ni
bitirip Avukat oluyor…Kısa zamanda sevilip sayılıyor…Antalya’ya yerleşiyor,
evleniyor, bir de çocuğu oluyor…Tam 42 yaşında beyin kanaması geçiriyor ve
hastanede yapılan tüm müdahalelere rağmen kurtarılamıyor…
Hepimizi üzdü bu gerçek yaşam öyküsü, biliyorum…O aramızdan
seçilen sadece bir örnek…Daha niceleri var kim bilir bilmediğimiz çileli
yaşamlarını sürdüren?..Öyle değil mi?..
Vasfiye Teyze, evet hepimiz çok çektik gerçekten!..Senin de
neler çektiğini bilmiyoruz bu dünyada!..Çekmeyen insan yok çünkü…Ama ne
yapacan, çekeceeen, mecbuuur!..
Asım ERDOĞAN
0 Comments:
Yorum Gönder
Yorumunuz İçin Teşekkürler Ediyorum