Resim - Elena VİZERSKAYA
....
Biz de yaşarız azizim, Yaşamaya gelince, biz de yaşarız ama,
Olmuyor cebimizden kattığımızla eğlenmek, Gönlümüzden katalım, Varlıklı
kişileriz neşeden yana. Pazarımız hoş mu geçecek, şart değil Büyükada, Heybeli;
Çok bile gelir kayığı Hristo'nun; Sekiz arşın iki karış, Kız gibi Cibali
yapısı. Bir işaretimize bakar Çıkmazsa balığı alesta, Aylardan temmuz,
günlerden pazar; Yenikapı açıklarındayız... Bırakın Hasan geçsin küreğe,
Utandırmaz bu kollar sahibini. Kabarmaz bu avuçlar On ikisinden beri
nasırlıdır. Fazla külfet istemez, Bol sigaramız olsun, Köfte, ekmek, domates
yeter. Karımız, sevgilimiz yanımızda Başaltında şarap testisi... Dedik ya bugün
pazar Belki genç arkadaşı "İlk defa güneşe çıkardılar", İsteriz bütün
dostlar aramızda olsun; Kiminin Hanya'dan gelir selamı, Kiminin Konya'dan
Sandalımız geniş değil, ne çare, Gönlümüz kadar. Ne yapalım bol şarabımız var
ya, Onların sağlığına içecek; Gün ola harman ola!.. Anlarız biz de bu işlerden,
Elimiz değdi de okşamadık mı, Şu "pür hayal" saçları ? Kim istemez
"yâr"i uyutmasını "sine" de Batan güne karşı,
"Bâde" içmesini "Yâr eli"nden? Gözü kör olsun feleğin, Gelecekten
umudumuzu kesmedik, İçimiz öylesine ferah... Son kadehlere doğru sorsun, Sesi
en güzelimiz bizden: "Gam, keder ne imiş?" Yontulmamış sesimizle
cevabı hazır: "Geç azizim, geç''...
Rıfat ILGAZ
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Yorumunuz İçin Teşekkürler Ediyorum