Bazen korkuyorum…
Sabaha kadar mütemadiyen
uluyan köpeklerin bir uğursuzluğa işaret etmesinden.
Her konuşmamızda ise eşimin, “kötü
şeyler çağırma” demesi ise ayrı bir durum. Ben çağırmıyorum tatlım, köpekler uluyor. Hem de uykumun en güzel
yerinde, geceyi bölercesine..
Bir süredir böyle durumlar var
apartmanımızın garaj olarak kullanılan açık alan kısmında. Yani nasıl geldiniz
buraya, nasıl buldunuz burayı. Bak burayı diyorum onca yer varken bizi tercih
etmeniz de işin en ilginç tarafı. Anlıyorum sizi de. Alan geniş ne de olsa, tam
da istediğiniz gibi. Üstünüzü saran gölgelik ağaçlar da cabası. Böyle
düşünüyorum diye köpek sevmeyen biri olduğumun düşünülmesi ise korkunç olur
tarafımca. Çünkü ben belli birkaç mahlukat dışında tüm canlıları seviyorum ki
onlara hayvan bile demek istemiyorum açıkcası. Her neyse. Sadece bu uluma sesi
ne zaman bitecek merak ediyorum. Yan bahçedeki köpekçik çağırıyor sanırım
bunları ki, yalnızlığının verdiği boşluğu doldurmak adına olsa gerek J Üzgünüm, çay, kahve,
pasta, böbrek ikramımız yok maalesef, hizmette kusur var anlayacağınız. Kendimize
zor yetişiyorum inanın, yoksa dükkan sizin…
En çok merak ettiğim
konulardan biri de bu güzel varlıkların kendi aralarında bir takım sesler
yoluyla anlaşırken söylemek istedikleri. Nasıl da anlıyorlar birbirlerini kıskanmamak
elde değil hani. Böyle diyorum çünkü daha iki kelimeyi yan yana getirip de cümle
kuramayan onca insanın yaşadığı bir toplumda değil köpeklerin dilinden anlamak
birbirimizin dilinden anlamıyor olmamız çok da tuhaf değil ayrıca.
Son zamanlarda nereden geçsem
mutlaka koloni halinde dolaşan sokak köpekleri ile karşılaşıyorum. Aranızda benimle
aynı düşünceyi paylaşanlar olacağına eminim. Köpeklerin bir çoğunda
kısırlaştırıldığına dair takılan o renkli pullar var (Pul diyorum adını bilmediğim
için). İyi hoş da kardeşim bu kadar köpek kendi halinde nasıl dolaşır
sokaklarda. Etrafta onca insan varken hem de. Tamam hayvan severiz, zarar
verilsin istemiyoruz ama daha dün sokakta genç bir kız avazı çıktığı kadar
bağırıyordu “kurtarın beni” diye… O yüzden sözüm en çok da belediyelere. Lütfen
barınaklara ya da uygun bulduğunuz ortamlara toplayıp bırakınız onları. Kimsenin
canı acımadan görev ve sorumluluklarınıza sahip çıkınız. Yoksa önümüzdeki
günlerde bir yığın şikayet telefonları almanız hiç de kaçınılacak gibi değil. Yoksa
aldınız mı !...
Mehpare ÖĞÜT ŞENGÜL
Temmuz @ 2017
Köpek ulumaları onların bir dertlerinin olduğunu gösterir. Üzülürüm...
YanıtlaSilBense hep korkmuşumdur köpek ulumalarından. Her nedense birinin ölümünü çağrıştırır bana..
YanıtlaSil