BAŞKALARININ İŞİNE KARIŞMA !...



4. Murat zamanı denilince akla hemen içki yasağı gelir. Kendisi içmesine rağmen 4. Murat memlekette içkiyi ve fal taşlarını yasaklamış, yasaklara uyulup uyulmadığını da bizzat kendisi kontrol eder olmuştu. Yanına iki adamını alan 4. Murat tedbili kıyafet İstanbul sokaklarında dolaşır, yasakladığı içkinin içilip içilmediğini kontrol ederdi. Yasağa uymayanlar da en ağır şekilde cezalandırılırdı.

Yine günlerden bir gün 4. Murat yanına adamlarını alır ve teftişe çıkar. Ancak bu sefer şehir merkezini değil de köyleri teftiş edecektir. Ne de olsa içmek isteyenler köylerde gizli gizli içiyor olabilir. Köyün birinde adamın birinin süt sağdığını görür. Süt sağımı ilgisini çeker ve başlar adamı izlemeye. Köylü sütü sağar, kovasını doldurur tam işi bitti derken kovasına bir tekme atar ve tüm sütü döker. 4. Murat hayretler içinde bu duruma tepki verir. “Bre adam sen naparsın, sağdığın sütü neden dökersin?” İşine karışılmasına sinirlenen köylü 4. Murat’a bir tokat patlatarak “Sen kim olursun da benim işime karışırsın” der. 4. Murat yediği tokatın etkisiyle kendisinin padişah olduğunu açığa çıkarır. Köylü karşısındakinin padişah olmasından hiç rahatsız olmamış bir şekilde “Padişah da olsan benim işime karışamazsın. Ben padişahlıktan anlamam, sana karışmam, sütçüyüm, süt işinden anlarım. Sen de bundan anlamazsın, karışamazsın” der. 4. Murat köylünün kendine olan güvenini takdir eder ve adama hak verir ancak yediği tokat da ağırına gitmiştir. Tokatın intikamını bir şekilde almayı aklına koyarak köylüyü İstanbul’da saraya yemeğe davet eder. Köylüden yemeğe geleceği sözünü alarak ayrılır.

Aradan iki ay geçmiştir. Köylü peynirini yapar ve satmak için İstanbul’a gittiği sırada padişahı ziyaret için saraya uğrar. Kapıdaki görevliler köylünün kıyafetlerine bakarak içeri almak istemezler ama köylünün ısrarı üzerine padişaha sorarlar. “Köylü kılıklı birisi sizi görmek istiyor” derler. 4. Murat telaş içinde hemen köylüyü içeri almalarını emreder ve adamlarına deniz kenarında en kallafisinden bir sofra hazırlamalarını buyurur. Sofrada altın kaşık ve çatallar, değerli taşlarla süslenmiş çanak çömleklerle servis yapılmasını emreder. Padişah ve köylü sofraya otururlar. 4. Murat çorbasından bir kaşık içer ve altın kaşığı denize atar. Değerli taşlarla kaplı tuzluğu kullanır ve sonra denize atar. Sadrazam ve adamları hayretler içinde padişahı seyretmektedir. Köylüden ise çıt yoktur. Sadrazam sonunda dayanamaz sorar: “Padişahımız efendimiz, bilmeden bir kusur mu işledik? Neden o değerli eşyaları atarsınız, bize mi kızdınız?” Köylü oradan ayağa kalkar ve bu sefer de sadrazamın suratına tokatı indirir. “Padişahın işine ne karışırsın?” der. Padişah tokatın intikamını almak isterken, sadrazamı da tokat yemiştir.

Alıntı…

0 Comments: