Neyzen
bir gün gene çığırından çıkmış şekilde Allah kitap küfür ediyor. Bir arkadaşı
geliyor yanina:
-Bre
Neyzen ayıptır günahtır nasıl küfürdür bunlar?
Neyzen
adama bakar
-Hocam,
biz büyük kapının köpeklerindeniz; Biz havlayıp hırlamasak kapının büyük olduğunu
kim anlar?
Kerhane
Neyzen
Tevfik bir gün Cami'de Hoca'nın vaazını dinler. Hoca cemaate herkesin dinin
gereklerini yerine getirmesi gerektiğini, cennette herkese çok güzel huriler
verileceğinden ve bu hurilerle ne yapmak isterlerse yapabileceklerini anlatır.
Ertesi gün ki vaazda Neyzen Hocaya sorar:Hocam cennet'te şarap olacak mı? diye.
Hoca
bu soruya çok sinirlenir başlar neyzeni zındık, kafir, iblis gibi dini
motiflerle haşlamaya ve sorar:
Bre
zındık cenneti meyhane mi sandın?
Neyzen
istifini bozmaz önceki günü hatırlatır:
E
Hoca dün cenneti kerhane yaptın.
Hangisini
içer
Yesilayci
bir profesör, "içkinin zararlari" konulu bir konferans
veriyormus.Konusmasinin bir yerinde dinleyicilere sormus:
"
iki kovadan birine raki digerine su doldurup bunlari bir esegin önüne koysak,
esek hangisinden içer acaba " Dinleyiciler hep bir agizdan " Suyu
" demisler. " Neden suyu içer" demis profesör, Neyzen hemen
atilmis " Esekliginden "
Ahmet
Rasim milletvekilligi döneminde bu espriyi Mustafa Kemal'e anlatmis.M.Kemal
bunu çok begenmis.
Atatürk
beraberindekilerle bir aksam çiftliginde içerken,az ötede dolasan bir köylü
çocugunu yanina çagirarak sormus :
--Biz
ne yapiyoruz ?
--Raki
içiyorsunuz.
--Söyle
bakalim, iki kovadan birine raki digerine su doldursak,bunlari esegin önüne
koysak,esek hangisini içer ?
--Rakiyi
!
--Aman,demis,sebebini
sormayalim!!!
Yiyip
içmek için mi ?
Neyzen,bir
gün Mazhar Osman'la karsilasir.
--içmeye
devam ediyormusun,Neyzen ?
--Neden
sordunuz,Beni tedavimi edeceksiniz,yoksa yemege mi çagiracaksiniz ?
Sise
çekerken
Neyzen,bel
agrilarindan yakinmaktadir.Tanidik doktorlardan biri: "En iyisi sise
çekmek" der, "agrilardan kurtarir seni"
Ertesi
gün bir dostu,Neyzen'i kaldirima uzanmis,elinde raki sisesini tepesine dikmis
sekilde görünce :
--Üstad,rakiyi
birakacagini söyleyip duruyordun,bakiyorum azaltacagina ölçüyü büsbütün
kaçirmissin.
Neyzen,dostunu
yattigi yerden söyle bir süzer:
--Bu
sefer doktor tavsiyesiyle içiyorum.Bel agrilarindan sikayet ediyordum;doktor
"sise çek" dedi.
Nasil
görüyor ?
Birinci
dünya savasinda iki gözünü kaybeden bir tanidigiyla söylesmektedir.Tanidigi
sorar:
--Durumu
nasil görüyorsun Tevfik'cigim?. Neyzen "karanlik" diyecekken
vazgeçer,
--Sizin
gördügünüz gibi,diye cevap verir.
Yol
veririm
Meyhanenin
tuvaletine giderken,daracik koridorda bir kabadayi ile karsilasir.Birinden
birinin kenara çekilmesi gerekmektedir.
Neyzen,
" Müsaade et,geçeyim " der.Sarhos kabadayi, "Sen kime kafa
tutuyorsun babalik, ben senin gibi cigeri iki para etmezlere yol vermem "
diye aksilenir.Bizimki hemen kenara çekilir, " Ben veririm " der.
Herkesin
Bildigini
Basin
çevrelerinde taninmis bir hanim,Neyzen'le karsilasinca,
--Askolsun,benim
için asifte filan gibi sözler söylemissiniz ?
Neyzen
elini sinek kovalar gibi sallamis;
--Hanim,sen
beni tanimiyorsun.Ben herkesin bildigi seyleri söylemem.
Kime
uygunsa...
Moralinin
bozuk oldugu bir gün,hoslanmadigi bir adam masasina çöker ve münasebetsiz
laflarla Neyzeni kizdirir.Adam bir ara;
--Üstad,bugüne
kadar hiçbir yerde neden görev almadiniz acaba ? diye sorunca,dayanamaz !
--Senin
gibi himbillarin yerine geçmemek için der.
Pislige
bulasmamak
Savas
vurguncularindan birinin dedikodusu yapilmaktadir.
--Tonla
parasi var...Herifin bir eli yagda,bir eli balda...Nereye gitse,hemen yol
açiyorlar.
Neyzen
sorar :
--Gerçekten
kenara çekiliyor mu herkes ?
--Çekiliyor
--Demek
cebindeki pislige bulasmak istemiyorlar...
Benzetmede
hata olmaz !
Kafayi
iyice bulmus,yalpalayarak giderken bir tanidiga rastlar.
--Yazik
dostum,yazik,canina hiç acimiyorsun.Bu gidisle sen fazla yasamazsin.
Neyzen
adamin yüzüne bakip gülümser.
--Ömür
denilen,içi su dolu fiçiya benzer,içindeki,azar azar da kullansan,hepsini de
bosaltsan,mutlaka biter.
Bulunur
ama ?
Neyzen'in
bir arkadasi meyhaneye girer ve garsona sorar ;
--Bizim
Neyzen burada mi?
--Burada
beyim,Sagdan besinci masa.
O
masada Neyzen'i göremeyen adam geri döner:
--Gitmis...
--Affedersiniz
beyim,kabahat bende.Masanin altina bakin dememistim,size...
Evin
yolu
Aksaray'da
bir ev kiralar.Yeni tasindigi siralar,geceleri meyhaneden dönerken ara sokak
içindeki evini bulmakta güçlük çekmektedir.Bir gece,karsisina çikan bekçi'ye:
--Bekçi
baba,Neyzen Tevfik buralarda bir yerde oturuyor.Sen evini biliyormusun?
--Neyzen
Tevfik sensin ama beyim!
--Ben
sana kimim diye sormadim,Neyzen Tevfik'in evini sordum...
Agzina
içki koymamis!!!
Sait
Halim Pasa,Neyzen'i seven bir kisiymis.Bu yüzden ona izaz ve ikramda
bulunurmus.Pasanin sofrasinda fena sarhos olup sizdigi bir gecenin
sabahinda,pasa,Neyzen'den bir daha içki içmeyecegine dair kesin söz
istemis.Neyzen'de, Pasayi son derece saygiyla sevdigi için,istenilen sözü
ciddiyetle vermek zorunda kalmis.Bu söze göre Neyzen agzina bir daha raki
koymayacak!!!
Bir
dahaki çagrilisinda Pasanin karsisina zil zurna sarhos çikmis.Pasa onun bu
halini görünce esefle sormus:
--Hani
söz vermistin?Bir daha agzina içki koymayacaktin?
Neyzen,yemin
ederek agzina bir damla içki koymadigini söyleyince,pasa derin bir hayrete
düserek:
--inanman,söyle
yakin gel de bana bir "hoh" de,bakalim.
Neyzen
iyice sokulup.pasanin burnuna,olanca gücünle bir "hoh" demis.Lâkin
hayret,gerçekten de Neyzen'in agzi içki kokmuyor! Pasa saskin,saskin:
--Bu
nasil is Neyzen? deyince,Neyzen onu kahkahadan kirdiran cevabi veriyor:
--Sen
kokusunu alip da anlamayasin diye içkiyi altimdan tenkiye ettirdim.Insan biraz
kendine hükmedip de aldigini çikarmazsa,iste böyle,tipki yukaridan içmiscesine
mest oluyor pasam!!!
Kirk
yillik ölü
Dr.Fahrettin
Kerim Gökay "içkinin zararlari" konulu konferansini vermektedir. Bir
ara:
--Rakinin
her kadehi,hayatimizi bir saat kisaltir,der.
Dinleyiciler
arasinda olan Neyzen yerinden firlayip bagirir:
--Eyvah,yandik!
--Hayrola?
--Hesap
ettim,meger ben öleli tam kirk yil olmus!!!
Kovmanin
nazikçesi
Bir
arkadasiyla Beyoglu'nda gezerken Ubeydullah Efendiyle karsilasirlar.(Ubeydullah
Efendi,ünlü Jön Türkler'dendi.Son yillarda Besiktas Evlendirma Memuruydu)
Neyzen,Ubeydullah Efendiye sorar:
--Hocam,Hazreti
Adem'le Hazreti Havva'nin nikahlarini hangi imam kiydi?
--Davetliler
arasinda degildim,bilmiyorum.
--Peki,Adam'la
Havva cennetten niye kovuldular?
--Bir
münasebetsizlik etmislerdir.
--Ne
gibi?
Ubeydullah
Efendi dayanamaz:
--Sizin
bu aksam yaptiginiz gibi.
--Peki,acaba
nasil kovuldular?
--Defol...Yoksa
sana haddini bildiririm simdi!
Neyzen,ardindan
bastonunu sallayarak kosan Ubeydullah Efendi ile arayi açtiktan sonra durup
seslenmis:
--Böyle
nazikçe kovmasini biliyordun da,benimle ne diye bir saat ugrastin üstad?
Hangi
Anahtar?
Danibütün
geçinen bir dostu sorar:
--Beni
tanirsin...Cennetin anahtari sende olsa beni oraya almaz miydin?
Neyzen,karsisindakini
bastan ayaga söyle bir süzdükten sonra gülümser:
--Bende
Cennetin degil de Cehennemin anahtari olsaydi,senin için daha hayirli
olurdu.Belki seni oradan çikarirdim!
Gelin
gibi...
Son
hizla giden taksinin soförüne sesleniyor:
--Aman
oglum,n'olur biraz yavasla.
--Merak
etme baba,biz bu taksiyle gelin tasiyoruz.
--Desene
biz de düzülecekler arasindayiz!!!
Meyhaneye
girmeden...
Es
dostunun israri karsisinda,bir daha meyhaneye girmeye tövbe eder.Bir kaç gün
sonra, vakt-i kerahet (demlenme zamani) zamani gelince dayanamaz.Bir at
kiralayip solugu Langa'da Kosti'nin meyhanesinde alir.Attan inmeden,kapidan
seslenip içkisini getirtir.Meyhanedeki tanidiklari seslenirler:
--Hoca,böyle
at üstünde içki içilirmi?Hele atini bagla gel de usulünce içki içip sohbet
edelim.
--Yoo,gelemem
yaniniza.Meyhaneye girmeye tövbeliyim!
Delilik
ayricaligi...
Sirkeci'de
Necdet Rüstü Efe ile karsilasir.Ayaküstü konusurlarken Neyzen,cumhurbaskani
Ismet Inönü'nün diktatörlügünden söz etmeye baslar.Necdet Rüstü,dönemin her
tasin altindan çikan polislerinden birinin köse basinda durup kendilerine kulak
kabarttigini görünce tedirgin olur,kisa kesmeye çalisir.O sirada polis biyik
altindan gülümseyerek yanlarindan uzaklasir.Olup bitenler Neyzen'in gözlerinden
kaçmamistir.
--Polisten
korktun degil mi?Bana bir sey yapamaz,çünkü ben deliyim.Bu yüzden
dokunulmazligim var.Fakat bu delilik imtiyazini kazanip içimi rahat dökebilmek
için neler çektim,bilemezsin.
Adam
yerine koymuyorlar...
Hüseyin
Sehsuvar anlatiyor:" ...küfürlere basladi.Sonra basini sola çevirip bana
döndü:
--Hüseyin,ben
önüme gelene sövüyorum.
--Söversin,
--Bana
bir sey yapmiyorlar???
--Ne
yapacaklar?
--Ulan
yoksa bunlar beni adam yerine mi koymuyorlar???
Parasiz
bilete karsilik
Kadiköy'deki
Opera sinemasinda bir hayir kurumu yararina konser verilmakteydi.Konsere ara
verilince Neyzen eline bir sapka alarak siralari dolasir,para toplar.Sahneye
çikar;sapkada toplanan büyük miktardaki parayi oradaki masanin üzerine
bosaltir.Dinleyilere döner:
--Muhterem
topluluk,herbiriniz bu konsere bilet parasi ödeyerek geldiniz.Yalniz ben
davetliydim,para ödemedim.Su masanin üstündeki,tarafimdan toplanmis
paralari,bana verilen biletin karsiligi olarak hayir kurumuna birakiyorum..
Iki
kilo Raki
Yüksel
Bastunç,"bu fikra ne kadar dogrudur,bilinemiyor" diye yaziyor:
"Atatürk bir aksam Neyzen'i Florya'daki kösküne çagirtiyor.Bir iddiasi
vardir:
--Senin
çok fazla içki içtigini söylüyorlar.Benim kadar içermisin?
--Ne
kadar içersiniz? der Neyzen
--iki
tane kiloluk raki içerim.
M.Kemal
kelimelere basa basa bu sözleri söylemistir.Neyzen'in gözünü korkutmak
istemistir. "Canim ne isterse,susuz,mezesiz" diye devam eder.
Neyzen:
"Bende iki kilo içerim ama,öyle içmem.Kâse geliyor,iki kiloluk rakiyi Neyzen
kâseye bosaltiyor.Digerleri Neyzen'in basini kâseye daldirip lakir lakir rakiyi
içecegini zannediyorlar.Fakat Neyzenin isi bitmemistir.Bir somun ekmek bir de
irice bir kasik geliyor.Neyzen ekmegi lokma lokma koparip kâsedeki rakiya
bastiriyor.Lokmalar rakiyi iyice çekince,Neyzen çalakasik yanasiyor bu bade
tridine.
Yine
anlatilanlara göre; M.Kemal," Pes,pes " diye bagirarak ayaga kalkmis
ve elleriyle yüzünü kapatmis...
Geri
gelmeyeceklerse?
Birinci
Dünya Savasi yillari.Mahalle bekçilerinin davul çalarak topladigi bir
kafile,askerlik subesine gitmek üzere yola koyuluyor.Kaldirimlarda biriken halk
gidenleri ugurluyor:
--Allah
selamet versin,Allah selamet versin.
Yemen,Çanakkale,Filistin
gibi cephelere gidenlerin geri dönmeyeceklerini bilen Neyzen de bu yolculuk
törenine katiliyor:
--Allah
rahmet eylesin,Allah rahmet eylesin!!!
Simdiden
belli !
Sadrazam
Sait Halim Pasa Neyzeni Yeniköy'deki yalisina davet eder.Yenilip
içildikten,Neyzen'n Ney'i dinlenildikten sonra Pasa Neyzen'e pirlanta islemeli
essiz bir ney armagen eder.
Bizimki
neyi eline alip inceler ve Pasa'ya geri varir.
--Hayrola
üstad begenmedin mi?
--Çok
begendim
--Peki
neden almiyorsun?
--Ben
yolsuz kalinca bu neyi satarim,yazik olur.Iyisi mi sen bana bes Lira ver,bu ney
sende dursun...
Yüzü
gülmez...
Sert,kavgaci,geçimsiz
bir adam olan komsusu Tahsin Bey'le karsilasir.Tahsin Bey:
--Bugün
hanimi disçiye götürecegim.Dün gülerken gördüm,ön dislerinden ikisi çürümüs.
--Yalan
söylüyorsun
--Neden
yalan söyleyecekmisim?
--Seninle
yasayan insanin yüzü gülermi hiç?
Fasulyeye
benziyor
Ikinci
Mesrutiyet döneminde nazirliga getirilen bir zat,çok geçmeden yegeninin vali
olarak atanmasini saglar. Karsilastiklarinda,Neyzen:
--Masallah,kardesinizin
oglu tipki fasulyeye benziyor.
--Genç
yasta vali oldu,neden fasulyeye benzesin?
--Iste
bende onun için benzetiyorum ya.Fasulye de siriga sarilarak büyür.
Çalarken..
Soruyorlar:
--Neyzen,çalarken
mi neselenirsin,yoksa neseli oldugun zaman mi çalarsin?
Maliye
Bakani hakkinda yolsuzluk dedikodularinin dolastigi bir dönemidir.
Neyzen:
" Maliye Vekili degilim ki,çalarken zevk alayim "....
geriye
0 Comments:
Yorum Gönder
Yorumunuz İçin Teşekkürler Ediyorum