EVVELDİ, ÇOK EVVEL - Ş A İ R A N E
“Biliyorsun ben hangi şehirdeysem Yalnızlığın başkenti orası.” – Cemal Süreya “Yaşamak değil, Beni bu telaş öldürecek…” – Özdemir Asaf “Ah, kimselerin vakti yok Durup ince şeyleri anlamaya.” – Gülten Akın “Cıvıl cıvıldı gözleri Yeni dağılmış bir ilkokul gibi.” – Can Yücel “Duyguluysan işin zor, Yaşamda yeniksindir.” – Özdemir Asaf “İçim hem kimsesizdi hem kalabalık.” – Edip Cansever “Hüznümle vedalaşmayı bana öğretmediler.” – Gülten Akın “Dönmeyeceğimiz bir yer beğen, Başka türlüsü güç.” – Turgut Uyar “Vasiyetimdir: Dalgınlığınıza gelmek istiyorum Ve kaybolmak o dalgınlıkta.” – Didem Madak “İçime gene Yolculuk mu düştü, nedir?” – Orhan Veli “uçurumlar var uçurumlar diyorum ben insanla insan arasında kendiyle kendi arasında.” – Nilgün Marmara “Sen ki saçından tırnağına kadar Bir hürriyete bedelsin.” – Turgut Uyar “Bir buluşma yeridir şimdi hüzünlerimiz.” – Edip Cansever “Bütün renkler aynı hızda kirleniyordu, Birinciliği beyaza verdiler.” – Özdemir Asaf

Bu Blogda Ara

14 Kasım 2023

EVVELDİ, ÇOK EVVEL

 



Evveldi, çok evvel….

Yan yanayken saate bakmanın ayıp olduğu zamanlardı.
Karşılıklı oturdun mu masaya, bir gözlere bir de uzaklara bakılırdı, eski yad edilirken.
Ellerde telefonlar yoktu.
Çocuktuk.
Büyükler, eski günleri konuşurken uyuyakalmak diye bir şey vardı.
Sevmeler sessiz ve sebepsizdi.
Ne gösterişe gelir, ne nedenlere sığardı.
Her şeyden önce samimiyet gelirdi.
Sevda sırdı, Söylenmezdi.
Sevilenin adına türküler yakılır ama onun ardından kimseye yakınılmazdı.
Eşyalar pahası ile değil, hatırası ile kıymetlenirdi.
İnsanlar aldıkları ile değil,
verdikleriyle değer ifade ederdi.
Sahi utanmak diye bir şey vardı.
Yüzsüzlük, profesyonellik adı altında prim yapmıyordu.
Dert çekmenin bile bir adabı vardı.
Gönlün yükü, gözlerden anlaşılırdı.
Gönülden geçen ile dilden dökülenin arası böylesine uzak, böylesine hoyrat değildi.
Evveldi. Güzeldi…
Biz bu içimizdeki uçurumları ve kalpler arasındaki mesafeleri sonradan icat ettik.
Henüz yenilmemiştik kendimize.
Mutluluklar fotoğraf karelerinden ibaret değildi.
Mutlu edilmek isteği hastalıklı bir hal almamıştı.
Eşyalar değil, insanlar ağırlanırdı evlerde ve kalplerde.
Henüz bu kadar yalnız değildik.
Başkalarınca beğenilmek her şeyden önemli değildi.
Evveldi… Güzeldi…

Alıntı

2 yorum:

  1. Merhabalar.
    Derinde bir yerlerde özlediğimiz duygular, yaşam biçimleri bize geçmişi çok daha güzel gösteriyor. Bir şeyleri gerçekleştirmenin artık çok daha zor olduğu bu dünyada geçmiş dönemlere bakıp bunları gerçekleştirmenin daha kolay olduğunu görüp geçmişe özlem duymaya başlıyoruz. İnsanlara güven duygusunu özlüyoruz. Yapmak istediklerimize bakıp iç çekiyoruz. Hayat koşulları böyle zor olmasaydı, insanlar gerçekten kaliteli bir şeyler üretmek için kollarını sıvasaydı, para her şeyin önüne geçmeseydi, karşılıklı saygı ve hoşgörü değerleri kaybolmasaydı belki de geçmiş bize bu kadar güzel gelmezdi. Ne dersiniz?
    Selam ve saygılarımla.

    YanıtlaSil
  2. Çok teşekkürler ediyorum öncelikle yorumunuz için. Dediklerinize katılmamak imkansız. Ne yazık ki elimizdekilerin kıymetini zamanında bilemedik, şimdilerde o günlere derin bir hasretlik içerisinde yaşamaktayız. Eskiye ait ne varsa her şeyi anılarımızda yaşatmaya çalışıyoruz. Keşke sizin de dediğiniz gibi bunları gerçekleştirmek için vakit varken yapsaydık ama dünya koşulları gereği bizi bunlardan alıkoydu. Keşke demenin de artık hiçbir manası kalmadı o yüzden. Saygı ve selamlarımla teşekkürler

    YanıtlaSil

Yorumunuz İçin Teşekkürler Ediyorum