Yaşamak, çoğu zaman
sandığımız kadar karmaşık değildir. Bazen bir bardak suyun
ferahlığında, bazen bir çocuğun kahkahasında, bazen de geceyi
aydınlatan ay ışığında gizlenir. Ne var ki insan çoğu zaman
hayatı erteleyerek yaşar. “Bir gün yaparım” der, “vakit
bulursam başlarım” der, “daha çok zamanım var” diye
avutulur. Oysa zaman dediğimiz şey, avuçlarımızdan kayan incecik
bir kum tanesidir; tutmaya çalıştıkça hızla dağılır. Ve biz,
çoğu kez, asıl kıymeti kaybettikten sonra anlarız.
Hayat, ertelemeye gelmez.
Bugün nefes alıyorsan, yaşamak için yüzlerce sebebin var.
Gözünün gördüğü gökyüzü, kulağının duyduğu bir melodi,
kalbine dokunan küçücük bir tebessüm bile yaşamın hediyesidir.
Tadını çıkar, çünkü bir daha bugünün aynısını
yaşamayacaksın.
Yaşamak, sadece nefes almak
değildir; ruhunu da beslemektir. Her gün aynı telaşların içinde
sürüklenmek, yaşamayı unutmaya benzer. Oysa hayat, küçük
duraklarda gizlidir. Sabah uyandığında perdenin arasından süzülen
ışıkta, yürürken rüzgârın saçlarına dokunuşunda, hatta
kalabalığın içinde duyduğun tanıdık bir şarkının ezgisinde…
Bunların hepsi, bize yaşadığımızı hatırlatan ince
ayrıntılardır.
Hayat, cesaret isteyen bir
yolculuktur. Kimi zaman düşersin, kimi zaman kırılırsın; ama
her defasında kalkmak, yeniden başlamak gerekir. Çünkü hiçbir
yara, hayata dair umudundan daha güçlü değildir. Karanlık
gecelerin sabaha kavuştuğu gibi, senin de zorlukların bir gün
geçecektir. Yeter ki yürümeye devam et.
Yaşamak; sadece nefes
almak değil, kalbinin attığını hissetmektir. Sev, öğren, dene,
hata yap, düş ama tekrar kalk. Çünkü hayat, cesaret edenleri
ödüllendirir. Unutma, yolun güzelliğini görmek için yürümeye
devam etmek gerekir.
Unutma, hayat sana hazır
mutluluklar sunmaz. Senin ellerinle inşa edilir, senin cesaretinle
anlam bulur. Küçük adımların, büyük zaferlerin habercisidir.
Ertelediğin her an, aslında yaşamdan çalınmış bir parçadır.
“Bir gün” dediğin her şey, aslında bugündür. Çünkü
gerçek olan tek zaman, içinde bulunduğun bu andır.
Hayat, beklemek değil;
yaşamak üzerine kuruludur. “Bir gün” diyerek ertelediğin
şeyler, senin “bugün”ünde saklıdır. En güzel zaman, şu
andır. Şimdi yaşa, şimdi başla, şimdi gülümse!
Yaşamak, kalbine dokunan
şeyleri biriktirmektir. Gördüğün bir gün batımı, içtiğin
bir fincan kahve, dostça uzanan bir el… Onların değerini bil,
çünkü hayatın özü işte bu küçük mucizelerde saklıdır.
Büyük mutlulukların sırrı da, küçük şeylere şükredebilmekte
gizlidir.
Ve unutmamalısın: Hayat,
sürekli seni imtihan eden bir yolculuk değildir sadece. O, aynı
zamanda sana defalarca yeniden başlama şansı sunan cömert bir
armağandır. Her gün yeniden doğmak, yeniden sevmek, yeniden
inanmak mümkündür.
Hayat; bazen ağır gelir,
bazen zor. Ama hiçbir fırtına sonsuza kadar sürmez. İçinde
taşıdığın umut, en güçlü pusulandır. Ne yaşarsan yaşa,
ayağa kalk, devam et. Çünkü yaşamak, vazgeçmemektir.
O yüzden bugün, kendine söz
ver: Yaşamı erteleme. Kalbinin istediği yöne cesaretle yürü.
Kendi yolunu çiz, kendi ışığını yak. Çünkü hayat, bir
başkasının kaleminden çıkmış bir hikâye değil; senin
ellerinle yazılan benzersiz bir kitaptır.
Ve unutma, en güzel cümlelerini yazmak için hâlâ zamanın var. ?
Mehpare ÖĞÜT
ŞENGÜL
AĞUSTOS 2025
















Merhabalar.
YanıtlaSilYaşamak sanatı ile ilgili kaleme aldığınız yazıyı okurken, neleri ertelediğimizi fark ettim.
Kaleminize, emeğinize ve gönlünüze sağlıklar dilerim.
Selam ve saygılarımla birlikte sağlıcakla ve esen kalın.
Recep bey, öncelikle çok teşekkür ederim. Yazımı değer verip okuduğunuz ve yorum yaptığınız için.. Gerçekten de yaşarken hiçbir şeyin farkında değiliz insan olarak. Yaşamı ertelememek adına kalan yillarimizda inşallah bu bilinçle yaşarız. Saygılarımla esen kalın.
YanıtlaSil