ANLAMAK etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
ANLAMAK etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
05 Nisan 2015
19 Eylül 2014
Hiçbir kadın bir ilişkiye biteceğini düşünerek başlamaz,
son olmasını diler… Erkek için tecrübeden ibaret olan bazı
yaşanmışlıklar, kadın için büyük kayıplar demektir. Bu
yüzden kolay bitiremezler yüreklerinde, biraz zaman gerekir.
Dünyanın neresine gidersen git bu böyle… Yaşadığı ilişkinin
etkisinden çıkmaya başlayan kadın daha da güzelleşir. İşte
tüm güzellik ve ihtişamıyla evren o zaman kucak açar ona.
Keşfedilmemiş bütün harikalarını sunar. Hayatın tadılmamış
en muhteşem günlerinin kapıları aralanır. Etrafındaki
insanların sayısı artar… Bu yüzden kaybetmek istemediğin
kadını sakın yokluğuna alışacak kadar yalnız bırakma.
Seviyorsan eğer; basit tartışmalardan sonra onu aramamakla
cezalandırmaya çalışma, gurur yapma… Bir kadın, bir erkeğin
sesini duymamaya alışırsa daha sonradan duymaya tahammül bile
edemez. Çünkü kadını bağlayan şey ne kadar sevildiği değil,
ne kadar sevdiğidir. Sen ne kadar seversen sev, onun sevgisi
bittiğinde her şey bitmiş demektir.
Bir kadın gitmeyi koymuşsa kafasına, buna engel olamazsın…
Sevse de gider… Aklı sende olsa gider, gönlü sende kalsa da
gider… Kaybetmek istemediğin bir kadını asla incitme, çünkü
bunu telafi edemezsin. Çünkü kadın vazgeçtiği kalbe
yabancılaşır. Bir kadın karşısında hiç tanımadığı sıradan
bir erkek bile, beyninde bitmiş bir erkekten daha şanslıdır…
Bir kadını mutlu etmek o kadar da zor değil, çünkü çok şey
istemez bir kadın. Onu gülümsetebilmek için pahalı hediyelere
ihtiyacın yok aslında. Ona kendini hediye et, ona ait olduğunu
hissettir… Biraz ilgi göster, onu sevdiğini söyle, kendini
değerli ve özel hissetmesini sağla yeter. Çünkü bir kadını
fethetmek, ona teslim olmaktan geçer…
Ezgin KILIÇ
08 Eylül 2014
Bazen, bir kadının gözlerine bir bakış
yerleşir; ne gurur vardır bu bakışta ne alttan alma, ne bir talep
ne de bir serüven vaadi. Gözlerin verdiği bir işaret olduğundan,
bir başka bakışla kesişebilir; gelgelelim sözcüğün gündelik
anlamıyla ille de bir başkasına yöneltilmemiştir; kimin üstüne
alınacağı umurunda değildir.
Bir çocuğun gözlerine yerleşecek bir bakış değildir bu;
çünkü çocuklar kendilerini gereğince tanımazlar; erkeklerin
çoğunun gözlerine de yerleşemez; çünkü erkeklerin çoğu
açıkgözlülük taslar; hayvanların gözlerine de yerleşemez;
çünkü hayvanlar, zamanın geçişinden habersizdirler. Romantik
şairler, bu tür bir bakışta kadının ruhuna giden kestirme yolu
gördüklerine inanırlardı. Ama böyle bir yaklaşım, bakışın
saydam olduğu izlenimini veriyor; oysa aslında dünyada ondan daha
az saydam bir şey yok.
Kendini kendi olarak ortaya süren bir bakış bu, başka
bakışlara benzemiyor. İlle de bir şeye benzetmek gerekirse bir
çiçeğin rengine benzetilebilir. Kendi mavisini söyleyen bir güneş
çiçeği gibi.
Toplulukta bu tür bakışlar çabucak solar; çünkü ne
söyleşilere ortam hazırlarlar ne de alışverişlere. Toplumsal
yoklamada kaçaktırlar.
John BERGER