Efsaneler bilindiği üzere sözlü kültür ortamında yaratılan ve sözlü kültür edebiyat geleneğinin bir türüdür.
Efsane terimi dilimize, Farsça'dan girmiş olup Eski Türkçe'de “sab”, “saw”, ”kep” ve “irtegi” kelimeleriyle ifade edilmiştir.
Batı dillerinde Latince “legendus” kökünden kaynaklanan “legand”, “leganda”, “leyanda” gibi kelimeler efsane karşılığı olarak kullanılmaktadır.
TDK Türkçe Sözlükte ise efsane tanımı...
EFSANE HİKAYELER etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
EFSANE HİKAYELER etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
07 Temmuz 2018
29 Aralık 2014
Efsaneler bilindiği üzere sözlü
kültür ortamında yaratılan ve sözlü kültür edebiyat
geleneğinin bir türüdür.
Efsane terimi dilimize, Farsça'dan
girmiş olup Eski Türkçe'de “sab”, “saw”, ”kep” ve
“irtegi” kelimeleriyle ifade edilmiştir.
Batı dillerinde Latince “legendus”
kökünden kaynaklanan “legand”, “leganda”, “leyanda”
gibi kelimeler efsane karşılığı olarak kullanılmaktadır.
TDK Türkçe Sözlükte ise efsane
tanımı edebi anlamda...
29 Mayıs 2013
Bir zamanlar bu şehirde zalim bir hükümdar yaşarmış. Yaptığı
bu zalimliklerle kendinden geçen Nemrut gün gelmiş kendisini Tanrı zannetmeye
başlamış ve büyük tapınaklar yaptırıp içine de kendi heykellerini koydurmuş.
Halkına da baskı yaparak kendisine Tanrı diye tapmalarını istemiş.
Bir gece Zalim Nemrut uykusunda korkunç bir kabus görmüş.
Kan ter içinde fırlamış yatağından. Hemen sarayın bütün kahinlerini ve
büyücülerini çağırtmış ve rüyasını...
30 Ekim 2010
14. y.y. Moğol İmparatoru Cengiz Han’ın ordusu, bir savaş sonrası güçlü düşman ordusu tarafından dağıtıldı.düşman askerleri bölgeyi kolaçan ederken, imparator bir ahırda saklanıyordu.kendisini güçsüz ve çaresiz hissederken, bir karıncayı fark etti. Bu karınca kendinden büyük bir mısır tanesini duvarın diğer tarafına taşımaya çalışıyordu. Karınca mısır tanesini 69 kez mısır tanesini yukarıya taşımaya çalıştı ve mısır tanesi her seferinde aşağıya...
20 Aralık 2009
"Tanrı kuşları sevdi, ağaçları yarattıİnsan kuşları sevdi, kafesleri yarattı’’Bir varmış bir yokmuş. Zamanın birinde, dağlardan kopup gelen çağlayanların arasında şirin mi şirin, küçük bir köy varmış. Her bahar geldiğinde bir başka güzel olurmuş buralar. Doğaya binbir canlılık gelir, bir başka güzel akarmış dereler. Arılar, . kadife kanatlı kelebekler çiçek çiçek gezer, daldan dala uçuşurmuş türkü gözlü kuşlar… Bir efsaneye göre, güneş en güzel orada...
Derler ki, çok eskilerde bugünkü Tunceli ili Ovacık ilçesine bağlı Koyungölü Köyü civarında yaşayan bir ağanın işlerini yapan Munzur adında bir yanaşması varmış. Hızmette hiç kusur etmez çok becerikli ve başarılıymış. Ağanın bir dediğini ikiletmez, çobanlıkta tutda tarla tapan işlerine koşar, çift sürdüğü öküzlerin, iş gördüğü atların bakımını, beslemesini hiç . aksatmaz, işine toz kondurtmazmış. Bağlılıkta, doğrulukta eşi bulunmaz, hiç bir canlıyı...