HALİKARNAS etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
HALİKARNAS etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Deniz edebiyatımızın ünlü hikâye ve romancısı Halikarnas Balıkçısı, manevî oğlu Şadan Gökovalı’ya şöyle vasiyet etmiştir: 

 “Sana şimdiden söylemiş olayım. Bodrum’a gömülmek istiyorum. Bittabi orayı çok sevdim. Hayli hizmetim de geçti. Belediyeye de yazmak istiyorum; ama sana söyleyeyim daha iyi. Mindos kapısı tarafında bir yere gömsünler beni, yanımda Hatice’ye de (son eşi) bir yer ayırsınlar. Sakın mermer, beton filan istemem ha... Bir taş bulun, uzunca bir taş, yazısız. Onu dikin mezarımın başına. Falanca oğlu filancaymış, şu tarihte doğup şu tarihte ölmüşüm. Katiyen yazı istemiyorum, basit bir taş. Eh bizim tekne su almaya başladı. Şatafatı da sevmem; tepelere, deniz gören yerlere gömülmem şart değil. Nasıl olsa yattığım yerden denizi seyredemem, denizi ruhumda yaşatıyor, gönül gözüyle her zaman görüyorum. Suat (oğlu) sık sık ziyaret edebilmeleri için İzmir’e gömmek istediklerini söylüyor. İstemem yahu. Bodrum’u severim bilirsin. Beni ziyaret için çocuklar ara sıra da olsa gezmiş, hava almış olurlar. Zaten ben saygı duruşu isteyecek değilim ya. Balıkçı’ya bir merhaba yaraşır.” 

 Halikarnas Balıkçısı’nın son sözleri ise şunlar olmuştur: “Ah... Ne acı... Doğa en can alıcı noktada elimi kilitledi. Son söylemek istediklerimi yazamadım. Sanırım ki yolcuyum. Dünyaya bir merhaba deyip gideceğim... Burnuma çiçek kokuları geliyor... Açın açın pencereleri, son defa görmek istiyorum güneşi, son defa görmek istiyorum özgürlüğü. Merhaba çocuklar, merhaba dünya. Merhaba...