" Herkesin içinde sabirli bir tohum gibi kendi kozasinda sakli duran bir
ask yatar; bir gün bir günes parlar bir yagmur düser ve tohumun çatlayip
çiçekler açtigini ruhunuzun rengarenk bir agaç gibi rüzgarlarla dans ettigini
görürsünüz. O rüzgarlarla dans eden çiçekler bazen manasiz kaprislerle,
yanlis anlamalarla, hoyrat firtinalarla örselenip yeniden insan ruhuna dökülür
ve bu kez acinin tohumlari olur askin çiçekleri.
Zakkum yesili çiçekler halinde büyüyüp içinizi yakip kavurur. Aska lanet eder
"unutmaya çalisir" aciyi öldürebilmek için aski da öldürmeye ugrasirsiniz.
Ve unuttukça bir seyler eksilir sizden!
Acidan kurtulabilmek için eksilmeye bile razi gelebilirsiniz. Bir gün " artik
unuttum" dersiniz" . Yahya Kemal gibi bir 'nekahat' dönemi yasadiginizi
sanirsiniz. Sonra bir çifte kayik geçer sulardan" bir kadin sesi sarki söyler"
bütün zakkumlar çildirir. Acinin çiçekleri yanik kokulariyla daglayip geçer
içinizi.
Çaresizlik özleminizi ve acinizi daha da büyütür. Unuttugunuzu sandiginizi
unutamadiginizi" eksik parçanizin gene eski yerine oturdugunu zakkum
çiçeklerini soluyarak kesfedersiniz.
Askin böyle bir aciya degmeyecegini düsünürsünüz. Falcilarin söyledigi
gibi " gözyasi olur kadinlarin yataginda" böyle zamanlarda. Asktan korkar"
bütün çiçekleri çigneyip gizli bir tohum gibi yeniden gömersiniz yüreginize.
Ne görür ne de bir kimseye sorarsiniz!
Sonra bir ses duyulur" bir yagmur damlar" rüyalarda bir günes görülür ve
tohum yeniden çatlar. Zamanla hayatin genis bir bahçe oldugunu" yalnizca
sevincin ya da acinin çiçeklerini degil" kaçinilmaz olarak hepsini birden
içinde barindirdigini" çiçeklerin bir kismindan vazgeçmenin bahçenin
bütününden vazgeçmek oldugunu anlar" bahçeyi bütünüyle seversiniz.
Zakkumlariniz açar ve biri size der ki " Birak açsinlar" çiçeksiz
kalmaktan iyidir zakkumlar".
Ahmet ALTAN
ask yatar; bir gün bir günes parlar bir yagmur düser ve tohumun çatlayip
çiçekler açtigini ruhunuzun rengarenk bir agaç gibi rüzgarlarla dans ettigini
görürsünüz. O rüzgarlarla dans eden çiçekler bazen manasiz kaprislerle,
yanlis anlamalarla, hoyrat firtinalarla örselenip yeniden insan ruhuna dökülür
ve bu kez acinin tohumlari olur askin çiçekleri.
Zakkum yesili çiçekler halinde büyüyüp içinizi yakip kavurur. Aska lanet eder
"unutmaya çalisir" aciyi öldürebilmek için aski da öldürmeye ugrasirsiniz.
Ve unuttukça bir seyler eksilir sizden!
Acidan kurtulabilmek için eksilmeye bile razi gelebilirsiniz. Bir gün " artik
unuttum" dersiniz" . Yahya Kemal gibi bir 'nekahat' dönemi yasadiginizi
sanirsiniz. Sonra bir çifte kayik geçer sulardan" bir kadin sesi sarki söyler"
bütün zakkumlar çildirir. Acinin çiçekleri yanik kokulariyla daglayip geçer
içinizi.
Çaresizlik özleminizi ve acinizi daha da büyütür. Unuttugunuzu sandiginizi
unutamadiginizi" eksik parçanizin gene eski yerine oturdugunu zakkum
çiçeklerini soluyarak kesfedersiniz.
Askin böyle bir aciya degmeyecegini düsünürsünüz. Falcilarin söyledigi
gibi " gözyasi olur kadinlarin yataginda" böyle zamanlarda. Asktan korkar"
bütün çiçekleri çigneyip gizli bir tohum gibi yeniden gömersiniz yüreginize.
Ne görür ne de bir kimseye sorarsiniz!
Sonra bir ses duyulur" bir yagmur damlar" rüyalarda bir günes görülür ve
tohum yeniden çatlar. Zamanla hayatin genis bir bahçe oldugunu" yalnizca
sevincin ya da acinin çiçeklerini degil" kaçinilmaz olarak hepsini birden
içinde barindirdigini" çiçeklerin bir kismindan vazgeçmenin bahçenin
bütününden vazgeçmek oldugunu anlar" bahçeyi bütünüyle seversiniz.
Zakkumlariniz açar ve biri size der ki " Birak açsinlar" çiçeksiz
kalmaktan iyidir zakkumlar".
Ahmet ALTAN
hi mehpore.. i do not understand about your language...hehehe... are u muslim...? assalamualikum for u..
YanıtlaSilu are beuty mefpora..
plz add my link on your link.. and i will link back for u.. okey...