Sen gittin, hasret rüzgarları esmeye başladı yüreğimde.
Sen gittin, evimin ocağı söndü, ağzımın tadı kaçtı.
Sen gittin, aramıza aşılmaz yollar girdi,
Sen gittin, ben öldüm…
Hasretlikler zordur. Bekler insan bir gün değil, bir ömür boyu. Eğer sevmişse onu yürekten ve inanmışsa da gerçekten sevildiğine, aldırış etmeden ve hayatından fedakarlıklar ederek bekler onu ta ki geleceği güne kadar. Her gün bir takvim yaprağı kopararak saymaya başlar onsuz günleri. Sayar, sayar ve hep sayarız… 1,2,3,4,5…30,60,90…365. Koca bir yılı tüketiriz sonunda O olmadan. Hani yaşayamayız der dururuz ya ama farkında olmadan yaşarız hayatı O’nu görmeden. Sesini duymadan, elini tutmadan, seni seviyorum diyemeden. Yaşarız yaşamasına da farkımız kalmaz bir ölüden. Ot misali, ruh misali bir kuru bedenle dolaşır dururuz, konuşur dururuz, yaşar dururuz da; sevgisini söküp atamayız kalbimizden. Unutamayız bir türlü ve de unutturamaz hiçbir kimse de. Bir yıl, iki olur, üç olur, on olur ve bir gün gelir hayat durur. Durur durmasına da yine de kalbimiz O’nundur. Aradan geçen uzun yıllara, sevgisiz yıllara rağmen, yüreğimizin bir yerinde, derinliklerinde, kor halinde, henüz soğumamış, soğumasına da izin vermediğimiz sıcak bir ateş yanar durur. Yanar da yakar durur. Bir türlü sönmek bilmez. Çünkü, asıl sevgidir bunca yıla rağmen direnen, sönmeyen. Yalansız, riyasız bir sevgi. Hiçbir çıkar gözetilmeksizin sevilir, sevilmese de. Ağlanır, ağlanmasa da. O sevgiyi yıkacak hiçbir güç yoktur, Allah’tan başka. İzin vermeyiz kimsenin söndürmesine, söndüreceksek ancak bize düşer çünkü bu zorlu görev. Zordur ayrılıklar her insanoğlu için. Ben üzülmem diyen yalan söyler, ben onsuz da diyen aslında yaşayamaz. Tüketilen ömrümüzün her saniyesini adamak bir insana, hem de bizi terk eden bir insana, kendimize verdiğimiz bir ceza mı yoksa, geleceğini düşünerek kendimizi avutmamız mıdır; bu sizin seçiminizdir. Ya acı çekersiniz, ya da çektirirsiniz. Ancak adı gibi çekmesi zordur hasretliğin. Göz görmeyince katlanır misali, katlanmaya çalışsa da yürek, asla alışamaz ayrılıklara. Ta ki, ilahi bir ayrılık değinceye kadar ruhuna. İşte o zaman ancak ruhu dinginleşir, temizlenir, saflaşır. Ne ayrılık, ne yalnızlık koyar o zaman. Ama yine de bizimle gider öbür aleme kadar…
Hayatınızda ayrılıkların olmadığı bir yaşam dileklerimle…
Mehpare ÖĞÜT
ARALIK 2007
Sen gittin, hasret rüzgarları esmeye başladı yüreğimde.
YanıtlaSilSen gittin, evimin ocağı söndü, ağzımın tadı kaçtı.
Sen gittin, aramıza aşılmaz yollar girdi,
Sen gittin, ben öldüm…
Son yüklediklerinin hepsi harika arkadaşım yüreğine salıııııııık:)
Yukarıdaki yazı da sanki benim ruh halimi anlatmışsın.
Birinin gitmesinden korkmak ne demekmiş ben bilirim:( Eşim kalp krizi geçirdiğinden beri hergün aynı korkuyla yaşıyor olmak beni günden güne yıpratıyor. Ölüm Allah'ın emri biliyorum amaaaaa İnsan sevdiği birini de hiç bir şekilde kaybetmek istemiyooooooor.
Hani şaiir demiş ya...
Ölümlüyü sevmek ne korkulu iş...
Hayat mı püf desen kopacak iplik.
Doğru söylemiş.
Neyseeee Çok uzattım:) her şey gönlünce olsuuuun.