SEN EFSANELERİN KADINISIN - Ş A İ R A N E
“Biliyorsun ben hangi şehirdeysem Yalnızlığın başkenti orası.” – Cemal Süreya “Yaşamak değil, Beni bu telaş öldürecek…” – Özdemir Asaf “Ah, kimselerin vakti yok Durup ince şeyleri anlamaya.” – Gülten Akın “Cıvıl cıvıldı gözleri Yeni dağılmış bir ilkokul gibi.” – Can Yücel “Duyguluysan işin zor, Yaşamda yeniksindir.” – Özdemir Asaf “İçim hem kimsesizdi hem kalabalık.” – Edip Cansever “Hüznümle vedalaşmayı bana öğretmediler.” – Gülten Akın “Dönmeyeceğimiz bir yer beğen, Başka türlüsü güç.” – Turgut Uyar “Vasiyetimdir: Dalgınlığınıza gelmek istiyorum Ve kaybolmak o dalgınlıkta.” – Didem Madak “İçime gene Yolculuk mu düştü, nedir?” – Orhan Veli “uçurumlar var uçurumlar diyorum ben insanla insan arasında kendiyle kendi arasında.” – Nilgün Marmara “Sen ki saçından tırnağına kadar Bir hürriyete bedelsin.” – Turgut Uyar “Bir buluşma yeridir şimdi hüzünlerimiz.” – Edip Cansever “Bütün renkler aynı hızda kirleniyordu, Birinciliği beyaza verdiler.” – Özdemir Asaf

Bu Blogda Ara

18 Eylül 2008

SEN EFSANELERİN KADINISIN



ey potemkin zırhlısının duvarlarına sırnaşan kadın
menopolisin harabelerine kazınmış senin adın...
sen ki, narcissusun ayranını içtin
gözlerinde deliorman türküleri ve zeusun sihri
belindeki kuşağa dolanmış pegasusun mührü..

şututgartta zangırdayan pelegreni katedrali
destanını senin için yazmış keşanlı ali
bundan ne ikitelli haberdar ne bab-ı ali
fakirlikten geberiyor zavallı somali...

kutsal süleymanın hazinelerine saklanan güneş
senin varlığınla alevlenecek bu ateş
zümrütler ve yakutlarla donandı marakeş
senin yüzünden bütün yiğitler oldu serkeş...
ey bahtımı karartan simden yapılma güneş

kaf dağını uzattım dört elif miktarı
senin ellerinden içtim ölümsüz nektarı
zümrüd-ü anka kuşunun bıraktığı...
izleri takip ederek buldum seni yaşatan varı...

machu pichu'daki inka harabelerinde sen
bin yıllık iran halılarında sen
gökkuşağında, ebemkuşağındaki ölümsüz desen
ölürüm yoluna, ah bir gel desen...

kutsal ganj nehrinde yıkanan sendin
mataşi-nehru'nun sutrasındaki ben'din
işvandana ve keralanın nirvasına erdin
sen, yüzyılların alıp getirdiği seherdin....

isfehanda semerkantta yürüyen kervan
hipokratının ölümsüz reçetesindeki derman
olimpos dağında tanrıların yazdığı ferman
senin yoluna kurban olayım ben aman...

senin için savaştı epimetus ve promete
senin için fethetti avrupayı imparator mete
senin için ölüyorum ah bir 'he' de...
yoksa sadist olurum, üstadım marki de sade
biliyorum, diyorsun artık gel sadede...

Abacan Ahmet NAZIM

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Yorumunuz İçin Teşekkürler Ediyorum