Hangi yalnızlık akşamını anlatsam bilmem ki sana,
Gittiğin günün arkasından kalanları mı,
Yoksa senin olduğun zamanları mı…
Her ikisinde de koyu bir yalnızlık kahvesi içiyordum,
Sen varken bile yalnızlık çekiyordum ben.
Aramadığın her günde çayımı şekersiz içiyor,
Yanına katık aramıyordum.
Boğazımdan geçen her lokmaya hıçkırıklarım karışıyordu.
Nefesim daralıyor, daralıyor, kahroluyordum.
Ağlamaktan şişmiş gözlerimi kapatmak için,
Hep kırmızı renkte makyaj yapıp,
Bu senenin modası böyleymiş diyordum.
Ama yine gözlerimde ki nemi saklamayı beceremiyordum.
Her daim ıslaktı çünkü onlar,
Her akşam senin için ağlıyor, senin için kapanıyor,
Her yeni güne senin için bakıyordu.
Hani insanın yüreğinde bitmek bilmeyen bir umut vardır ya,
İşte ben de o umutla yeniden doğuyordum.
Sırf senin için, seni görebilmek arzusuyla dolarak.
Aradan yıllar, üstünden kaç mevsim geçti diye saymadan…
Bütün yalnızlık şarkılarını senin için dinleyip,
Bütün ayrılık şiirlerini senin için okudum,
Ama sen dönmedin geriye.
Beni terk ettin yalnızlığın kaderine.
O yüzden sevdiğim, hangi yalnızlığımı anlatsam ki sana,
Anlatsam da döksem yüreğimi bilmem ki.
Ama ne fark eder senin için değil mi…
Ben acı çekmişim, sevmişim, ağlamışım boşuna.
Boşuna değil mi bunlara katlanmam, hataydı biliyorum,
Ama ne yapayım ki seni çok seviyorum…
2007
Mehpare ÖĞÜT
0 Comments:
Yorum Gönder
Yorumunuz İçin Teşekkürler Ediyorum