Gülmek bizim toplumumuzun desteklediği ve cesaretlendirdiği bir davranış biçimi değildir.
Kültürümüzün gülme konusundaki olumsuz tutumu sadece çocukluk ve gençlik döneminde değil yetişkinlik yaşamında da sürer. "Çok güldün, ağlayacaksın", "Çok güldük, başımıza kötü bir şey gelecek" gibi sözler bu yöndeki uyarılara örnektir.
Türk kültür...üyle yetişen kişiler genellikle, "sebepsiz yere gülene deli deneceğine" inandıkları için, gülmenin gerek insanın kendi hayatı üzerinde doğuracağı olumlu etkilerden, gerek insanlar arası ilişkilerde doğuracağı olumlu sonuçlardan yararlanamazlar.
Oysa halk arasında "delilik" olarak adlandırılan akıl sağlığı problemlerinin üç tanesinde hastaların en büyük özellikleri somurtkanlıkları ve ifadesizlikleridir. Bu hastalar kesinlikle gülmedikleri için halk arasındaki deyimin "sebepsiz yere somurtana deli derler" olması beklenir. Fakat geleneksel kültürümüz gülmeyi hoş görmediği için, seçici davranmış ve sadece küçük bir azınlığı oluşturan hastalara bakıp "sebepsiz yere gülene deli derler" diyerek, insanların içinde yeşermesi muhtemel hayat sevincini küllendirmeyi tercih etmişlerdir.
Zuhal BALTAŞ - Acar BALTAŞ / "Bedenin Dili" kitabından
0 Comments:
Yorum Gönder
Yorumunuz İçin Teşekkürler Ediyorum