EDWARD DE BONO'DAN... - Ş A İ R A N E
“Biliyorsun ben hangi şehirdeysem Yalnızlığın başkenti orası.” – Cemal Süreya “Yaşamak değil, Beni bu telaş öldürecek…” – Özdemir Asaf “Ah, kimselerin vakti yok Durup ince şeyleri anlamaya.” – Gülten Akın “Cıvıl cıvıldı gözleri Yeni dağılmış bir ilkokul gibi.” – Can Yücel “Duyguluysan işin zor, Yaşamda yeniksindir.” – Özdemir Asaf “İçim hem kimsesizdi hem kalabalık.” – Edip Cansever “Hüznümle vedalaşmayı bana öğretmediler.” – Gülten Akın “Dönmeyeceğimiz bir yer beğen, Başka türlüsü güç.” – Turgut Uyar “Vasiyetimdir: Dalgınlığınıza gelmek istiyorum Ve kaybolmak o dalgınlıkta.” – Didem Madak “İçime gene Yolculuk mu düştü, nedir?” – Orhan Veli “uçurumlar var uçurumlar diyorum ben insanla insan arasında kendiyle kendi arasında.” – Nilgün Marmara “Sen ki saçından tırnağına kadar Bir hürriyete bedelsin.” – Turgut Uyar “Bir buluşma yeridir şimdi hüzünlerimiz.” – Edip Cansever “Bütün renkler aynı hızda kirleniyordu, Birinciliği beyaza verdiler.” – Özdemir Asaf

Bu Blogda Ara

13 Haziran 2011

EDWARD DE BONO'DAN...

Tartışmayı “mücadele” olarak gören ve karşı tarafın haksız olduğunu ispatlamaya çalışan bazı düşünme ve konuşma alışkanlıklarımız vardır ve bunlar hiç de hoş değildir...
Eğer her zaman haklı çıkması gereken “zeki kişiyseniz”, o zaman tartışmacı bir yapınız olur ve başkalarına ne kadar akıllı olduğunuzu göstermeyi amaçlarsınız...
Bunun sonucu olarak da, hemfikir olabileceğiniz ana noktalara odaklanmak yerine, karşı görüşte olduğunuz en önemsiz noktalarda bile saldırırsınız...
Diğer insanların verdiği bilgileri sürekli sorgular, bunları kendi bilginizle çürütmeyi hedeflersiniz...
Buradaki tavır, kazanmak, kazanmak, hep kazanmaktır.
...
Bir başka tavır, aptalı oynayanların tavrıdır.
Eğer bu şekilde davranıyorsanız, bununla epeyce yol katedebilirsiniz. Konum almak zorunda değilsiniz ve kimse fikirlerinize saldırmayacaktır.
En saçma soruları sorabilirsiniz. Diğer insanların söylediklerini kabul etme konusunda isteklisinizdir ve onlarla hemfikir olmak için sabırsızlanırsınız.
Mükemmel bir dinleyicisinizdir, fakat katkı yapacak fazla bir şeyiniz olmayabilir.
Hâttâ sizin için üzülen insanlar bile çıkabilir...
Bu tavır bir acizlik tavrıdır ve hem cazip hem de etkili olabilir...
...
Sonra zorbalar vardır.
Bu kişi için konuşmanın sosyal bir davranış olarak kabul edilmesinin tek amacı, yalnızca diğer insanları ezmek ve onların üzerinde üstünlük kurmaktır.
Bütün bilgiler potansiyel olarak yanlıştır ve taraflıdır...
Bu tür kişilerin yüzleri değişkendir ve duygularını belli ederler.
Zorba tavırlı kişiler için, konuşma diğer insanları küçümsemenin bir başka yoludur...
...
Ve dalkavuklar vardır.
Dalkavuk, en güçlü kişilerle hemfikir olmak, tartışmadaki en önemli ya da en akıllı insanla aynı görüşü savunmak ister.
Bu şekilde, öteki kişinin himayesinde bir müttefik olarak yoluna devam etmeyi amaçlar...
Dalkavuğun açık seçik bir yaltaklanma davranışı olabilse de bu her zaman belli olmaz...
...
Bir diğer tür, yenilikçiler ya da fikir geliştiren insanlardır.
Yenilikçi kişi, geleneksel fikirlerden ve görüşlerden sıkılmıştır.
Yeni, üretken ve sıra dışı bir fikirle ortaya çıkmak için fırsat kollar.
Bu, bir soruna yeni bir yaklaşım ya da bir algı olabilir.
Yenilikçi kişiler her tartışmada faydalıdır, fakat üstlendikleri rolü abartabilirler.
Sırf farklı olmak için her dakika ortaya yeni fikirler atılırsa, konuşma süslü elbiseler geçidine döner.
...
Son olarak da, her şeyi görmüş geçirmiş kişiler vardır.
Yapmacık bir yorgunluk ve sıkkınlık söz konusudur.
Tartışmada geçen her cümle “eski moda” diye değerlendirilirken, yeni fikirler “eskinin aynısı fikirler” olarak görülür...


Edward de BONO




Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Yorumunuz İçin Teşekkürler Ediyorum