VE ŞİMDİ GİT…


Nasıl da sakin durabiliyorum değil mi, nasıl da suskunum senden sonra.
Ne yıkıp geçiyorum ortalığı ne de kahrediyorum yazgıma.
İsyanlarda değilim de öyle eskiden olduğu gibi
Tercih meselesi bu sevdiğim, ayrılıktan önce suskunluk arifesi…
Bilirim zordur vedalaşmalar, tükenen kelimeler vardır boğazında düğümlenen.
Ayağının biri gidiyorsa diğeri onun yolunu keser.
Ve gözler ki her zaman hüzne doğru bakar.
Ne zaman bir bulut geçse ki başının üstünden,
Bil ki gözlerden düşen damlalardır seni ıslatan…

Kolay değildir başlanan bir şeyi bitirmek.
Vazgeçtim deyip de istemediğini söyleyebilmek.
Hem de hiç kolay değildir bilirim.
Geçmişsen daha önceleri aynı güzergahtan,
Anlayabilmek bile inan zor değildir.
Zor değildir de, yine de koyar insana !...

Alışkın nasıl olsa bu yürek;
Binbir soru ile yorma kendini boşuna.
Ve inan ki geçer sevdiğim, bu da geçer.
Ta ki yeni bir liman bulana dek…
Bir ağlar bir güler;
Bir bakmışsın anmaz olur seni de;
İsmin bile geçmez olur dilinden.
Yani diyeceğim o ki sevdiğim,
Sen şimdi git ve bana bırak vedalaşmaları…
Sakın ola dönmeyesin yolu yarıladığında.
Ve tek bir damla düşmesin ardında bıraktığın içinde.
Dedim ya alışkınım ben ve inan ki küskünlüğüm bile yok sana.
Yeter ki açtığın bu yarayı söndürmem için zaman tanı bana…

Ve şimdi git,
Dönmeden arkana…
Hoşça kal bile demeden bana…
Üzülme !
Ben örterim kapıyı da…

Mehpare ÖĞÜT
Haziran  2011



0 Comments: