BİN YILLIK HİKAYE



Kuru ayaz akşamların uğultusunu duyarak yaşamak
Yatacak yeri olmayan sokakta ki adamın
Kıvrılışı bir köşeye…
Kanıma dokunuyor, dokunuyor işte.
Bir el dokunsa ısınacak belki de…

Gözlerimin önüne geliyor
Lokantanın camından seyreden çocukların
Kirli yüzlerinde ellerinde ki naylon poşette
Evlerine götürdükleri ekmeğin
Rengi bile solmuş soğuğun elinde…

Pazardan toplanmış ezik büzük sebzeler
Toplanmış işte bir kadının elinde
Bakamaz kimsenin yüzüne, yüzü hep yerde
Utanmak senin işin değil, senin işin değil kadın
Seni düşürenler utansın bu hale…

Geliyor yine kış,  geliyor adı kendinden önde
Soğuk vuracak birçok evin yüzüne
Beyaza büründü bürünecek tüm sokaklar
Soğuk vuracak yine
Yine bin yıllık hikaye…

Mehpare ÖĞÜT
KASIM 2012




0 Comments: