Ağzı ile kuş dahi tutsa
sevemeyeceğim insanlar var benim ve bir de ne yaparlarsa yapsınlar gönül
defterimden silemeyeceklerim…
Sevmek, sadece “sev” emriyle
başlayıp “mek” yapım ekiyle devam ede gelen bir süreç değildir sadece. Sevmek,
başlı başına yüreğinizin içinde barındırdığınız ve adına sahiplenme, iyi niyet,
vefa, hatırlama, koruma…gibi süreçleri de beraberinde taşıyıp, bunu
karşınızdakine sunup sizin de aynı şeyleri beklediğiniz ve bu olayı sadece bir
iki günlüğüne değil, ömür boyunca sürdürme çabasını taşıdığınız bir süreçtir.
Elbette ki her insan herkesi aynı ölçüde sevemez ve illa ki sevecek diye de bir
kural yoktur ama, siz özellikle de sevmek adına düşmüşseniz yollara en azından karşınızdakine
zaman tanımak, ona bir şans vermek gerekir. İnsanları fiziksel özelliklerine
göre yargılamak gayet kolaydır. Önemli olan ise zor olanı yani karşınızda ki
insanda olup da gösteremediğini düşündüğünüz özelliklerini keşfetmek ve onunla
ilgili kararınızı buna göre vermektir. Daha ilk karşılaşmada “aman canım ben
bununla anlaşamam, sevmedim, bana göre değil” demek, o insanın beğenmediğiniz
dış görünüşüne karşı peşin hükümlü olduğunuzu gösterir ki bu da hiç hoş bir
davranış şekli değildir.
“Sevilenin kusurlarını hoş
görmeyen sevmiyor demektir.”
Goethe
Karşınızda ki kişi ister bir
sevgili isterseniz bir arkadaş adayı olsun önemli değildir. Amaç sevmek ise,
sevilmekten ziyade sevmeyi bilmelidir insan. Sadece havada asılı kalan ve kuru
bir kelimeden ibaret “seviyorum” diyerekten hiçbir şekilde sevginizin ispatını
yapamazsınız. Seviyorum demek için özverilerde bulunmanız gerekirse bunu
başarabilmelisiniz. Eğer siz seviyorum dediğiniz halde, yüreğinizde
barındırdığınız sevgiyi ulaştıramıyorsanız karşınızdakine o zaman siz gerçekten sevmeyi bilmiyorsunuzdur. Ama şöyle
de diyebilirsiniz. Ben elimden gelen her şeyi yaptım ancak karşımda ki sevmeyi
bilmiyor. Elbette bu da olabilir, mantıklıdır. Peki siz ne kadar uğraştınız
diye sorsam ? gerçekten ve dürüstçe “evet” diyebilir misiniz !!!
“Sevip de kaybetmek, sevmemiş
olmaktan daha iyidir.”
Seneca
Ve bazen öyle çok severiz ki, biz
bile böylesine bir sevginin varlığına şaşarız. Belki de daha önce hiç böylesine
sevmediğimiz için ya da karşımızdaki kendisini bize böylesine sevdirmeyi
başardığı içindir. Sonuç ne olursa olsun birini sevmek duygusuna kendimizi
öylesine kaptırırız ki hataları olsa bile görmezden gelir, her defasında affetme moduna gireriz. Çünkü
kaybetmeyi asla ve asla göze alamayız. Eğer kaybedersek bu bizim için felaket
olacaktır ve hatta şiddeti ölçülemeyen bir depremin en kalıcı hasarını
bırakacaktır yüreğimizde…
“Kimseye kendinizi sevdirmeye
kalkmayın, yapılması gereken tek şey, sadece kendinizi sevilmeye bırakmaktır.”
Platon
Mehpare ÖĞÜT
"Sev seni seveni yer ile yeksan olsa
YanıtlaSilSevme seni sevmeyeni Mısır'a sultan olsa"
Katılıyorum... Ama bazen ve hatta çoğunlukla sevilmezken dahi o sevme tutkusu yok mu işte,,,nereye giderse gitsin ne yaparsa yapsın bir ömür yetiyor sevene...
YanıtlaSilSevdiğinde kendisini gördüğü içindir....
YanıtlaSil